'Diyarbakır ve İstanbul mahkemeleri barış sürecine karşı çıkıyor'
'Diyarbakır ve İstanbul mahkemeleri barış sürecine karşı çıkıyor'
'Diyarbakır ve İstanbul mahkemeleri barış sürecine karşı çıkıyor'
"KCK ana davasında delil ikamesi yapılan DTP eski İl Eşbaşkan Yardımcısı Mehmet Akın, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın başlattığı, Başbakan, Cumhurbaşkanı, MİT ve diğer kurumların destek verdiği barış sürecine Diyarbakır ve İstanbul Ağır Ceza Mahkemelerinin karşı çıktığını belirterek, "Mahkeme bu dosyayı kapatma cesaretini göstermeli" dedi.
BDP milletvekilleri, belediye başkanları, insan hakları savunucuları ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 98'i tutuklu, 175 kişi hakkında "KCK" adı altında açılan davanın duruşmasına Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmada, aralarında BDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak'ın da bulunduğu 56'sı tutuklu ve 4'ü tutuksuz 60 sanığın yanı sıra müdafi avukatları, aileler ve Kürtçe tercüman hazır bulundu. Bugünkü duruşmanın ikinci oturumunda tutuklu sanık DTP eski İl Eşbaşkan Yardımcısı Mehmet Akın'ın delil ikamesi yapıldı. Akın, savunmasını Kürtçe tercüman aracılığı ile yaptı.
Delil ikamesi okunmadan önce söz alarak, değinmek istediği birkaç şeyin olduğunu belirten Akın, Kur'an-ı Kerim'de Enfal suresi olduğunu ve bu surenin içeriğinin fethetmek ve ganimet üzerine olduğunu kaydetti. 1990 tarihinde Saddam Hüseyin'in Kürtlere karşı bir soykırım başlattığını ifade eden Akın, "Bu soykırımın adı Enfal'di. İlginçtir ki 13 Nisan 1990 tarihinde, din üzerinden Kürtlerin fiziki soykırımı gerçekleştirildi. Diğer taraftan Kürtlerin Türkiye'de siyasi soykırımı 14 Nisan 2009'da başladı, bu tesadüf olmasa gerek. Saddam'ın fiziki olarak Kürtlere yaptığı soykırım, Türkiye'de siyasi ve kültürel olarak yapılmıştır" dedi. Akın'ın konuşmasını sürdürdüğü esnada müdahale eden mahkeme heyeti, "Buraya nereden geldik?" diye sordu. Mahkeme heyetinin müdahalesine rağmen konuşmasını sürdüren Akın, "14 Nisan'da mahkeme eliyle bu soykırım başlatıldı" dedi. Bugün yeni bir süreç başladığını kaydeden Akın, başlatılan yeni süreçte mahkemenin sürece katılmasını istediklerini belirtti. Başbakan, Cumhurbaşkanı, MİT ve diğer kurumların PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından başlatılan yeni süreci desteklediklerini ifade eden Akın, "Tüm kesimlerin desteklediği bu sürece iki mahkeme karşı çıkıyor; biri İstanbul, diğeri Diyarbakır" şeklinde konuştu. İstanbul ve Diyarbakır'daki mahkemelerin HPG gerillalarının Türkiye sınırları dışına çekilmesini dikkate alması gerektiğini belirten Akın, "Mahkeme bu dosyayı kapatma cesaretini göstermeli" dedi.
Akın'ın konuşmasının ardından yapılan delil ikamesinde, gizli tanık beyanlarını kabul etmeyen ve gizli tanığın beyanlarını geri çektiğini belirten Akın, "Mahkeme nasıl olur da gizli tanığın beyanlarına güvenir?" diye sordu. Akın, kendisi hakkında yapılan delil ikamesinde DTP'nin kapatılmasını protesto olaylarının iddianamede yer almasına ilişkin, "Ben DTP İl Eş Başkanı yardımcısıydım, partim kapatılıyordu. Savcı da bana neden partinin kapatılmasını protesto eden bir eyleme gittin mi diye soruyor, buna diyecek bir şey yok" diye konuştu. Delil ikamesinde yer alan 'parti yürütmesine' ilişkin mahkeme heyeti Akın'a "Yürütmeden kasıt nedir? Türkiye yürütmesi, parti yürütmesi falan diyor burada, hepsi aynı şey mi?" diye sordu. Mahkeme heyetinin sorularını cevaplayan Akın, yürütmenin her siyasi parti ve kurumlarda olduğunu belirterek, Meclis'te yer alan parti ve Bakanlar Kurulu'ndan örnekler verdi.
Yapılan delil ikamesinin devamında, Akın'a ait olduğu iddia edilen bilgisayarda birçok örgütsel doküman ele geçirildiği belirtildi. Bilgisayarın il örgütüne ait olduğunu ve bilgisayara il binasının arandığı esnada el konulduğunu kaydeden Akın, bilgisayarda yasadışı örgüt dokümanın bulunmadığını ifade etti. Akın, kitapların örgütsel doküman olarak görülmesini anlayamadığını kaydederek, "Savcı nerede hangi kitapta bir gerilla adı geçmişse, suç diye iddianameye koymuş. Mao'nun adı bir kitapta geçmiş diye onu da suç diye eklemiş" dedi.
Yapılan delil ikamesinin devamında Akın'ın işverenlerden aldığı bağış da suç delili olarak görüldü. İddia makamı, Akın'a paraları neden aldığını sordu. Akın, iddianamede ismi geçen kişilerden para aldığını ve buna ilişkin elinde makbuzların mevcut olduğunu belirterek, yasadışı bir şey yapmadığını ifade etti. Müdafi avukatlardan Meral Danış Beştaş ise, siyasi parti kanunlarını hatırlatarak, mecliste grup kuran partilerin hazine yardımından faydalanabildiklerini ve o dönem DTP'nin bağımsız adaylarla meclise girdiğini hatırlattı. Beştaş, yasaların bağış toplamayı tanıyan hususları olduğunu ve DTP'nin de hazineden yardım alamadığı için kendi seçmeninden veya işadamlarından yardım almasının doğal olduğunu söyledi. Beştaş, iddianamede yer alan bağış toplama durumunun, "zorla toplanmış" gibi lanse edilerek, bağışlar suçmuş gibi gösterildiğini belirtti.
Delil ikamelerinin okunmasının ardından mahkeme heyeti, 14 Mayıs tarihinde devam etmek üzere duruşmaya ara verdi.