Diyarbakır tarihinde taşımacılık; Develer, faytonlar, eşekler..

Diyarbakır tarihinde taşımacılık; Develer, faytonlar, eşekler..

Diyarbakır'da henüz toplu ulaşım araçlarının ve motorlu araçlarla yük taşımacılıðının olmadıðı yıllarda, gerek ulaşım için gerekse yük taşıma için deve, katır ve eşek gibi hayvanlardan faydalanılırdı. Ve ulaşım için atların koşulduðu faytonlar...

Birçok aile, yaptıkları işlerle anılırdı, "Faytoncular", "Deveciler", "Katırcılar", "Eşekçiler" gibi...

1900'lü yılların başında tüm dünyada olduðu gibi Diyarbakır'da da tek ulaşım ve yük taşım aracı olarak kullanılan bu yöntem, motorlu taşıtların günlük hayata girmesiyle birlikte tek tek yok olmaya başladı.

En son kalan kum taşımak için kullanılan 'Eşekçiler' ve insan taşımak için kullanılan faytoncular da 1980'li yılların başında kent hayatından çıktı.

Diyarbakır'da yük ve insan taşımacılıðında ilk meslek devecilik olarak kabul edilir. Devecilik, 20. yüzyılın son çeyreðine kadar devam eden aynı zamanda taşıyıcılar içerisinde en fazla toplumsal itibar göreniydi. Çünkü özellikle kentten kente, hatta sınırların daha geniş olduðu dönemde ülkeden ülkeye yolcu ve ticari eşya taşımacılıðı eşek, katır, at ve özellikle develerle yapılırdı.

Diyarbakır'da günümüzde bile yaptıkları meslekle anılan 'Deveci ailesi' mevcut.

Deliller Hanı, Hasan Paşa Hanı, Sülüklü Han gibi hanlar, insan ve yük taşımacılıðı yapan meslek erbablarının uðrak yeriydi bir zamanlar.

Ýkinci meslek grubu Atçılar diye ifade edilebilir. Çünkü yaptıkları işle veya atın çektiði faytonla isimlendirilmişlerdir. Ancak atı araç olarak kullanan meslek grupları yaptıkları iş gereði atı kullanmaktaydılar. Ýşlerinden dolayı iyi bir ata binmek veya ata koştukları aracı kullanmak zorundaydılar. Atçılar kendi içinde silah, tütün, giyim..vs. gibi kaçak işleriyle uðrayan 'Kaçakçılar' ile kent hayatında insan taşımacılıðı yapan 'Faytoncular' olarak anılmaktaydı.

Katır, özellikle zorlu coðrafi ve yaşam koşullarına dayanıklı oldukları için kullandıkları hayvanlarla anılan 'Katırcılar' olarak isimlendirilirdi.

Diyarbakır taşımacılıðında yer alan ve araç olarak kullanılan hayvanlara göre isimlendirilen bu meslek grupları modern hayatın biçimlenmesi sürecinde yavaş yavaş ortadan kalkmıştır. Başlangıçlarında olduðu gibi ortadan kalkış sürecinde de bir sıralanma söz konusudur. Buna göre önce Deveciler, ardından bazı Atçılar ve Katırcılar ortadan kaybolmuştur.

Sonra Eşekçilik mesleði, 1985'e kadar süt güðümlerini sokaklarda taşımaya kadar sürdürmüş ve sona ermiştir.

Deveciler ve atçılar motorlu araçların ortaya çıkmasıyla tarih sahnesinden silinirken, katırcılar özellikle 'Bîn Xetê' denilen Suriye, Irak ve Ýran'a yapılan kaçakçılık seferlerinde bu yüzyılın son çeyreðine kadar da kullanılmıştır.

Uzun yolculuklar kamyonlarla yapılmaya başlanınca önce develer Suriçi'nde buðday dinglerini döndürmek için kullanılmaya başlandı. Ardından taksiler artmaya başlayınca dingi at ile çevirmeye başlarlar. Odunun yanı sıra ısınmak için ilk askeri birlikler ardından şehir sakinleri kömür kullanmaya başlayınca Katırlar dinge koşuldu. En son traktörler ve yollar şehir dışına çıkınca eşeklere döndürecek ding kalmamıştı.

Ýnsan taşımacılıðı için kullanılan faytonculuk ise 1980'li yıllara kadar taksi ve dolmuşculuðun ortaya çıkmasıyla işlevini kaybetmiş ve uzun bir süre Sur bölgesinde bulunan umumhaneye müşteri taşımak için kullanılmış ve umumhanenin kent dışına taşınması sonucu bu meslek de 1990'lı yıllarda tarihe karışmıştır.

Faytoncular iki at ile kentin ana sokaklarında hasta taşıma işini de yaptıkları söylense de Hançepek Mahallesi'nden aşaðı olduðu için "Aşaðı Mahalle" denilen kerhane (umumhane) Saray Kapıdan yolcu-müşteri taşımaktaydılar.

En son kaybolan faytonculuðun ardından işlevini sürdüren ise eşekle yapılan taşımacılık 25 yıl kadar öncesine kadar Diyarbakır'da tercih edilen bir ulaşım aracıydı.

Eşeklerle aynı zamanda Dicle Nehri kıyısında yetişen karpuz-kavun, tuðla, kum ve belediyenin çöplerini taşırdı. Eşeklerle yapılan taşımacılık özellikle Dicle Nehri kıyısından çekilen ve yeni yapılan konutlar için kullanılmak için hazırlanan kumlarla ve ünlü Hewsel bahçelerinde üretilen sebze ve yeşilliklerin kent pazarına taşınmasıyla özdeşti.

Eşekçiler, Osmanlı döneminden beri kent için olmazsa olmaz bir meslekti. Çünkü cumhuriyetten önce Diyarbakır'ın kale kapıları sabahtan açılır, yolcu olan yada gelenler kente kabul edilir veya yolculanır ancak tek işleri kum taşımak ve Hewsel bahçelerinden yetişen ürünleri kente taşıyan Eşekçiler işbaşı yapardı.

Eşekçiler özellikle, her kapıdan adını alan Mardin Kapı Ermeni, Saray Kapı Yahudi, Urfa Kapı (Alipaşa'dan Mardin Kapı'ya kadar) Süryani, Dað Kapı (Ulu Cami, Melik Ahmet Paşa, Ýskender Paşa semti arası) Arap-Türk-Kürtlerin çoðunlukla yaşadıðı semtlerden kente girerdi. Yazar Ramazan Ergin, Diyarbakır'da eşeklerle yapılan meslek ve hizmetleri e-şarkiyat dergisindeki makalesinde şöyle sıralıyor:

-Kum taşıyıcılar,

-Karpuz-kavun kabuðu toplayıp taşıyanlar,

-Deðirmene un taşıyanlar,

-Harman tuðla taşıyanlar,

-Çöp toplayıcı taşıyıcılar,

-Odun taşıyanlar,

-Hevsel Bahçelerinden sebze meyve taşıyanlar (Aşefçiler).

-Yük ve su taşıyıcılar

Deveciler, faytoncular, katırcılar, eşekçiler yüzyıllardır Diyarbakır'da yük ve insan taşımacılıðına damgasını vuran ve bir kültür oluşturan meslekler.

Teknolojinin ilerlemesi ve motorlu araçların 19. yüzyılın sonlarından itibaren hayata girmesi ardından, bu meslekler de 20-30 yıllık aralarla tarih sahnesine karışmış oldu.

Geride, ne deveciler, ne katırcılar, ne eşekçiler ve ne de umumhaneye müşteri taşıyan faytoncular kaldı.