'Dokunulmazlık dosyalarıyla demokrasiye darbe yapıldı'

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, HDP'li milletvekillerinin pasifize edilmesi adına Saray'ın talimatı ile AKP öncülüğünde CHP ve MHP'nin desteklenmesiyle dokunulmazlık adı altında demokrasiye darbe yapıldığını söyledi.

Siyasi ve askeri her türlü darbenin altyapısını hazırlayarak bir bir hayata geçiren AKP/Saray rejiminin toplumsal muhalefeti temsil eden HDP'ye karşı saf dışı bırakma politikaları her alanda sürmeye devam ediyor. Dokunulmazlık adı altında HDP'li vekilleri pasifize etmek amacıyla Meclis çatısı altında Saray talimatıyla AKP iktidarının öncülük ettiği ve CHP ile MHP'nin de destekleyerek dokunulmazlık adı altında demokrasiye dönük gerçekleştirilen darbe gündemdeki yerini koruyor.

Dokunulmazlıklar ve bu kapsamda sudan ucuz suçlamalar ile aralarında HDP Eş Genel Başkanları'nın da olduğu HDP'li milletvekillerinin ifadelere çağrılmasını ANF'ye değerlendiren HDP Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, sürecin başından beri HDP'li vekillerin siyasi baskı aracı olarak kullanıldığına dile getirdi. Bir taraftan kamuoyu algısı oluşturulmaya çalışıldığını bir taraftan da mevcut konsept içerisinde muhalefetin, toplumsal karşı duruş sergileyen çevrelere yönelik tavrın bir parçası olarak parlamento grubuna yaklaşım sergilendiğini kaydeden Bilgen, “Meclisin içerisinde yürütülmesi gereken bir çalışmayı, komisyonda dosyaları tek tek inceleyip değerlendirip yargıya göndermesi gerekirken topyekun fezleke araştırmasına teşvik ederek bu süreci yargının kucağına atma yolu tercih edildi” dedi.

'SÖZ KONUSU HDP'Lİ VEKİLLER DEĞİLDİR'

"Bugünde bir biçimde ortaya çıkan tepkiyi göze alamadıkları için hem kamuoyundan gelen, uluslararası arenadan bu konuya yönelik eleştirel yaklaşımdan dolayı geçmişte ortaya çıkan manzarayı bir daha ortaya çıkartmadan yargılamanın ifadeye zorla götürülmeme mekanizması işletilmeden gerçekleştirme dair bir irade söz konusudur" diyen Ayhan sözlerine şöyle devam etti. “Buda sorunu zamana yaymak, sürekli baskı ve tehdit aracı olarak kullanabilecek koz olarak görme eylemidir. Burada söz konusu olan sadece HDP'li milletvekillerinin yargılanması değildir. Türkiye'nin içerisinde bulunduğu olağanüstü koşulların hayatın her yerinde kendini hissettirmesi, milletvekillerinde temsil ettiği irade yansıttığı seçmen yaklaşımının bir bütünen krıminalize edilmesidir. Adeta bir potansiyel suçlu olarak çalışmasının engellenmesi zorlaştırılmasıdır.”

'AKP HÜKÜMETİ YAPTIKLARININ SONUÇLARINA KATLANACAK'

Sürecin başından beri uygulanan yöntemin kabul edilemez bir durum olduğunu belirten Bilgen, darbe dönemlerinde bile böyle bir durumun söz konusu olmadığını söyledi. Uygulanan senaryonun bir parçası olmayacaklarını ifade eden Bilgen, “Bu uygulanan olağanüstü durumu normalleştirecek bir rol oynamayacağız. Burada tabii ki tercih onların dışlayan, tasfiye etme çalışan ara seçim formülleri hala denemeye niyet ederlerse bunun sonuçlarına kendileri de katlanmak zorunda kalacaktır. Yok bu durumu, tartışma gündemi olarak bir yerde tutup örneğin belediyelerle ilgili kayyum atama arayışlarını ön plana çıkartırlarsa bizler bunlara ve diğere tutuklamalara karşı aynı kararlılıkla tavrımızı ortaya koymaya devam edeceğiz” diye konuştu.

'TÜRKİYE'NİN OTORİTERLEŞMEYE GİDİŞİNİ ENGELLEYEN BİR İRADE ÇIKMALIDIR'

Son olarak Bilgen, toplum ve seçmenlerin bu durumu çok net bir şekilde gördüklerini belirterek, bu durumun bir dokunulmazlık tartışması olmadığını Türkiye'de yolsuzluk tartışması, savaş suçları gibi gerçek anlamda yargılanması gereken konuların olması gerektiğini ama HDP'li vekiller üzerinden bu meselelerin örtüldüğünü herkes tarafından görüldüğünü dile getirdi. Bilgen, “Burada bizler dokunulmazlık hakkını bir suç olarak görülmesini istemiyoruz. Toplum ve toplumsal muhalefet bu konuda kararlı, cesur, güçlü durursa AKP iktidarı da bu yöntemle teslim almanın mümkün olmadığını anlarsa bu yanlıştan vazgeçecektir. Türkiye'nin otoriterleşmeye gidişini engelleyen bir irade ortaya çıkmalıdır” diye belirtti.