İtalyan kökenli olan ve Almanya’da doğup büyüyen, başta Latin Amerikan ülkeleri ve ABD olmak üzere birçok üniversitenin bünyesinde birçok bilimsel çalışmaya imza atan Dr. Dario Azzelini’nin şu ana kadar özellikle özyönetimler, sosyal hareketler, işçi sınıfı konularında çok sayıda kitap ve makalesi yayınlandı.
Şu ana kadar Türkçeye de “Futbolistas Futbol ve Latin Amerika”, “Emeğin Alternatif Tarihi” ve “Bizi Temsil Edemezler” gibi kitapları çevrilen Dr. Dario Azzellini için “İşçi özyönetiminin en önemli çağdaş analisti" ifadesi kullanılıyor. Şu anda ABD’deki Cornell Üniversitesi’nde görevli olan Dr. Azzelini, 2019 yılında uluslararası camiada tanınmış yazarlarla birlikte Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için başlatılan kampanyaya destek vermişti.
‘EKONOMİK ÇIKARLAR HER ZAMAN DAHA ÖNEMLİ OLMUŞTUR’
Aynı zamanda Kürt Halk Önderi’nin eserleri ve düşünce dünyasına ilişkin de bilgi sahibi olan Dr. Azzelini, Türk devletinin İmralı’daki tecrit sisteminde neden ısrar ettiğini ve batılı ülkelerin bu konudaki sessizliğini ANF’ye değerlendirdi. Avrupa’nın Türkiye ile ticari ilişkileri daima insan haklarından daha önemli gördüğünü hatırlatan Dr. Azzelini “Şu anda Türkiye’de de mültecileri Avrupa’dan uzak tutması görevi verilmiş durumda” dedi.
Türkiye, Kürdistan ve bölgeye barışın gelmesi konusunda Abdullah Öcalan’ın merkezi bir rol oynadığını belirten Dr. Azzelini, Kürt Halk Önderi’nin özgürlüğüne kavuşmasının bile tek başına önemli olduğunu düşünüyor. Böylesi bir durumda Türkiye’nin çatışma ve gerginliklerini siyasi yollarla çözmek istediğine dair samimiyetin ortaya çıkacağına dikkat çeken Dr. Azzelini devamla “Ancak öyle görünüyor ki Türkiye’nin barışçıl çözümden yana değil” görüşünü dile getirdi.
‘KÜRTLERİN MÜCADELESİNİ YANLIŞ TAHMİN ETTİLER’
Modern Türk devletinin soykırımlarla toplumu tekleştirme üzerinde kurulduğunu söyleyen siyaset bilimci Dr. Dario Azzelini, İmralı’daki tecridin ağırlaştırılarak sürdürülmesi, neredeyse bir yıla yakındır Kürt Halk Önderi’nden haber alınmamasına ilişki de şu değerlendirmelerde bulundu:
“Öcalan, Türk devletinin bir esiridir. Onun canlı olarak gömülmesi ve susturulması gerekiyor. Onun üzerinden Türk iktidarına karşı çıkmanın beyhude bir çaba olduğu algısı yaratılmak isteniyor. Ancak Türkiye Kürt halkının hakları için verdiği mücadeleyi tamamen yanlış anladığını görüyoruz. Abdullah Öcalan’ın esir alınıp cezaevine atılmasıyla Kürt hareketinin biteceği hesaplanmıştı. Fakat tam tersine bir durum ortaya çıktı. Şimdi de Türkiye siyasi çözüm istemediği için Abdullah Öcalan’ın serbest bırakmıyor. Çünkü Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşmasıyla ortaya çıkacak dinamiğin siyasi çözümü tetikleyeceğinden korkuluyor.”