DTK'nin Eðitim Çalıştayı sonuç bildirgesi açıklandı

DTK'nin Eðitim Çalıştayı sonuç bildirgesi açıklandı

DTK tarafından düzenlenen Eðitim Çalıştayı sonuç bildirgesi açıklandı. Sonuç bildirgesini okuyan Osman Özçelik, Kürtçe'nin Anayasa güvence altına alınmasını, anadilde eðitimin olmazsa olmaz şartları olduðunu söyledi.

Diyarbakır'da DTK tarafından düzenlenen ve 2 gün süren Eðitim Çalıştayı'nın sonuç bildirgesi açıklandı. Sonuç bildirgesini açıklayan DTK Daimi Meclis üyesi ve Siirt eski Milletvekili Osman Özçelik, "Eðer bir ulus veya halk varsa, o ulusun dili de vardır. Dili varsa o dilde eðitimi de olması gerekir" dedi.

Ulus ve dilin birbirinin ayrılmaz parçalar olduðunu belirten Özçelik, "Dilin bir halkın ve ulusun en vazgeçilmez hakkı olduðunu ve bu dil ile eðitimin her türlü tartışmaların üstünde olduðunu vurgulayan çalıştay bileşimi, ana dil ile eðitim hakkı, çocuk hakları ve bir bütün olarak kolektif hakların kullanılmasını öngören uluslararası anlaşmaların Türkiye tarafından çekince konularak uygulanmamasını çaðdışı bir tutum olarak deðerlendirmiştir" şeklinde konuştu.

Asimilasyon politikalarına raðmen Kürt dilinin sahip olduðu bütün lehçeleri ile tüm canlılıðı ile 21'inci Yüzyıl'ın şafaðına ulaştıðını söyleyen Özçelik, şöyle konuştu:

"Bu aşamadan sonra bu dil ile eðitimi uygulamamak gerici ve zora dayalı devlet politikası olur ancak. Her defasında Almanya'daki, Bulgaristan ve Yunanistan'daki Türkler söz konusu olduðunda Türkiye Hükümeti Başbakanı asimilasyonun bir insanlık suçu olduðunu söylerken Türkiye sınırları içinde bulunan Kürt yurttaşların dilini ve kültürünü asimile etmede bir beis görmemektedir. Kürt halkının varlıðını kabul eden devlet, bu halkın kolektif haklarını ve ulus olmaktan doðan haklarını ise görmezden gelmektedir. Kolektif haklar yerine bireysel hakları koymakta, seçmeli ders gibi yanıltıcı ve oyalayıcı politikayı izlemeyi tercih etmektedir. Seçmeli dersin ancak yabancılar için geçerli olabileceðini ifade eden çalıştay bileşimi, Kürtçe Kürt halkının dilidir ve bu halk kendi dilini seçmeli olarak kullanamayacaðı sonucuna vardı."

Özçelik, yeni anayasanın yapım ve yazım çalışmalarının başladıðı bugünlerde anayasanın gerçekten 'yeni' olması için, Kürtçe'nin resmi bir dil olarak anayasada yer alması gerektiðini de vurgulayarak, "Ana dilde eðitimin anayasal ve yasal güvenceye kavuşturulması olmazsa olmazdır. Eðer yeni anayasa ana dil ile eðitimin yolunu açmazsa, o zaman bu anayasa yeni olmaz, şu ana kadar yapıldıðı üzere 12 Eylül anayasasının bir düzeltmesi olur. Bu da Türkiye'nin demokrasi sorunu dahil hiçbir sorununu çözmez. Toplumu oluşturan kişilerin hem kendileri ile, hem de toplum ile barışık bir yaşam kültürünün oluşması için ana dile müdahale etmeyen, ana dil ile eðitimi yasaklamayan gerçek demokratik sisteme geçilmelidir" diye konuştu.

Özçelik, Eðitim Çalıştayı'nın, sonuç bildirgesinde yer alan 4 maddeyi ise şöyle açıkladı:

"- Kürt halkının varlıðı bir ulusun varlıðı olarak kabul görmeli ve bundan doðan kollektif hakları belirlenecek bir statü ile teslim edilmelidir.

- Ana dil eðitimi ve ana dilde eðitim yasal ve anayasal düzeyde kabul görmeli, güvenceye alınmalıdır.

- Her türlü ırkçı, faşist ve ayırımcılıða yol açan yasa ve yönetmelikler eðitim sisteminden çıkarılmalı, insan temeli bir eðitim sisteminin önün açılması saðlanmalıdır.

- Dil su gibi, hava gibi bir yaşam hakkı olmanın da ötesinde bir zorunlu ihtiyaçtır. Bu aynı zamanda Kürt halkının siyasal talebidir. Bu talebin doðal bir şekilde ve evrensel hukuk kuralları çerçevesinde çözülmesi, toplumda var olan tüm sorunların çözüm yollarının açılması anlamına geleceðinden toplumsal barışın ve gerçek demokrasinin gelişimine de yol açacaktır."

ANF NEWS AGENCY