'Duamızla, direnişimizle zulme karşıyız'
Demokratik İslam Kongresi'nin (DİK) çağrısıyla din alimlerinin 30 Ocak'ta Amed ve İstanbul'da başlattığı direniş orucu 8 kentte devam ediyor.
Demokratik İslam Kongresi'nin (DİK) çağrısıyla din alimlerinin 30 Ocak'ta Amed ve İstanbul'da başlattığı direniş orucu 8 kentte devam ediyor.
Direniş orucunu sürdüren DİK şura Meclisi ve Kadın Meclisi üyesi alimlerin mesajı net: Bu zulmün ne insanlıkta ne de İslamiyet'te yeri vardır. Biz duamızla, direnişimizle zulme karşıyız. Direnişimiz insanidir, İslamidir.
Demokratik İslam Kongresi'nin (DİK) çağrısıyla din alimlerinin 30 Ocak'ta Amed ve İstanbul'da başlattığı direniş orucu 8 kentte devam ediyor.
İstanbul'daki direniş orucu, Şirinevler'deki Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nde sürdürülüyor.
Eyleme katılan DİK şura Üyesi ve Kadın Meclisi Üyesi Emine Muğurtay, Kadın Meclisi Üyesi Elif Kübra İnal, DİK şura Üyesi Şükrü Aslan, DİK şura Üyesi Mehmet Emin Aslan ve DİAYDER üyesi Ahmet Ulaş direniş orucunu ANF'ye anlattı.
'DİRENİŞİNİZ İNSANİ VE İSLAMİDİR'
DİK şura Üyesi ve Kadın Meclisi Üyesi Emine Muğurtay, yürüttükleri direnişin "insani ve İslami" olduğunu belirtti ve ekledi; "Zulme karşı kim elinden ne geliyorsa yapmalı. Biz de dualarımızla, direnişimizle zulmün karşısında duruyoruz. Hiç kimsenin ölmesini istemiyoruz. Bu savaş ve ölümler dursun. Herkes için bunu diliyoruz."
Muğurtay, Cizre'de vahşet bodrumunda yaşananları "Kerbela"ya benzetti, "Yaralılar hastaneye kaldırılmazken, susuzluktan ölüme terk ediliyor" diye konuştu.
DİK Kadın Meclisi Üyesi Elif Kübra İnal, katliam karşısında sessiz kalan insanlara da direniş orucu ile bir mesaj vermek istediklerini söyledi, "Hazreti Merhem'in kendisine atılan iftiralara karşı yaptığı susma orucu da bir direniştir. Mus'ab bin Umeyr'in ailesinin ona inancını bırakmasını söylediğinde tuttuğu oruç da bir direniş biçimidir. Biz de şimdi zulme karşı direnişteyiz" dedi.
Emekli imam Ahmet Ulaş, günlerdir Kürt halkına yönelik katliam saldırılarını hatırlattı, "Peygamberimiz Mekke'yi fethe gittiğinde 'Anlayışları ne olursa olsun, yaşlıları, kadınları, çocukları öldürmeyin' dedi. Bugün ise Sur'da, Cizre'de önce kadınları, çocukları öldürüyorlar. Bizim direnişimiz de insanlığa ve İslam'a aykırı olan bu zulme karşıdır" diye konuştu.
'KARDEŞÇE BİR ARADA YAŞAMAK İSTİYORUZ'
Bir arada yaşamak istediklerinin altını çizen Ulaş, şunları söyledi: "Ama biz kardeşçe bir arada yaşamak istiyoruz. Bunun yolu herkesin kendi kimliği ve dili ile yaşamasıdır. İslam, 'Müslüman, Müslüman'ın kardeşidir, Müslüman kardeşlerin arasında ayrım olmaz' der. Türk ne kadar bir hakka sahip ise Kürt de o kadar bir hakka sahip olmalıdır. Kürtler kendi yurtlarında köle yapılmak isteniyor. Biz Kürtler artık bunu kabul etmiyoruz. Eşit, özgür vatandaşlar olarak yaşamak istiyoruz."
DİK şura Üyesi şükrü Aslan, Kürtler'in son 200 yılda 30 kez hakları için ayaklandığını ancak her seferinde devletler tarafından kandırıldığını anlattı, "Artık Kürtler devlete inanmaz. Bugün kadar bizi aldattınız yeter. Bir daha Kürtler aldanmayacak" diye konuştu.
"Hiç bir savaşın sonuna kadar devam etmeyeceğini" belirten Aslan, "O zaman yıkmadan, yakmadan barışalım" dedi.
Kürt halkının birlik içerisinde hareket etmediği eleştirisinde bulunan Aslan, "Sokağa çıkma yasağı bir yerde uygulanıyorsa, bize düşen hepimizin sokağa çıkmasıydı" diye konuştu.
'HZ. MUSA'NIN KARDEŞLİĞİNİ İSTİYORUZ'
DİK şura Üyesi ve dernek yöneticisi Mehmet Emin Arslan da; Kürt halkına karşı yaşatılan zulmün dinde yeri olmadığını anlattı, "Bu iktidar Nemrut'un, Firavun'un Ebu Leheb'in ruhunu kendinde toplamış, çocukları, anneleri öldürüyor. Annelerin, kız kardeşlerin cenazelerini günlerce sokakta teşhir ediyor" dedi.
Kürt halkının artık "yaşam ve kimlik hakkı olmayan" bir kardeşliği kabul etmeyeceğinin altını çizen Arslan, "Köleliğin kardeşliğini istemiyoruz. Habil ile Kabil'in kardeşliğini değil, Hz Musa'nın kardeşi ile arasındaki kardeşliğini istiyoruz. Hz Musa, kendi kardeşi ile nasıl peygamberliği paylaştıysa biz de öyle bir kardeşliğe sahip olmak istiyoruz" diye konuştu.
GÖRMEZ'E HADİS HATIRLATMASI
Direniş oruçları, Diyanet işleri Başkanlığı'nın eylemleri için söylediği "Bunlar din alimi değil" açıklamalarına da tepki gösterdi.
Emine Muğurtay, Diyanet İşleri Başkanlığı'na yanıt verirken bir hadisi hatırlattı: "Sahabilerden biri Resulullah'a soruyor: Müslüman günah işler mi? Peygamber efendimiz, 'İşler, insandır, beşeridir' diyor. Sonra 'Zina yapar mı?' diye soruyor. Resulullah, 'Nefsine hakim olamamıştır, yapar' yanıtını veriyor. Sahabi, 'Peki yalan söyler mi?' diyor. Resulullah, 'Asla' demiş. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e bu hadisi hatırlatıyorum."
Mehmet Emin Arslan, Diyanet İşleri Başkanı'nın "Bir parti başkanı" gibi konuşmakla eleştirdi ve ekledi "Bu din alimine yakışmaz."
Ahmet Ulaş ise Diyanet işleri Başkanlığı'na çağrı yaptı, "Gerçek Müslümansanız Sur'a, Cizre'ye gelin, kim haklı kim haksız görün. Gelin el ele verelim, silahlı güçlerin arasına girelim, sulh yapalım. Biz ölmek, öldürmek istemiyoruz. Bir arada yaşamak istiyoruz" dedi.