Dündar: Paketten yoksul ve güvencesiz halka kolonya çıktı

İktidarın "ekonomi kalkanı" adını verdiği paketin sadece zenginler ve sermayedarlar için çıkardığını söyleyen HDP vekili Pero Dündar, "Bu paketten yoksul, güvencesiz halka sadece kolonya çıkmıştır" dedi. 

Koronavirüsü salgınına karşı Türk devletinin aldığı önlemlerin yetersiz olmasından kaynaklı can kayıpları giderek artıyor. Koronavirüs salgını dolayısıyla alınan kısmi önlemlere ilişkin konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin milletvekili Pero Dündar, halk sağlığının iktidar tarafından tehlikeye atıldığını kaydetti.

Dünyanın her yerine yayılan ve binlerce insanın yaşamını yitirmesine neden olan virüse karşı alınan önlemler noktasında Türkiye'nin sınıfta kaldığını kaydeden Dündar, "Sınır kapıları çok geç kapatıldı, ülkeye giriş çıkışlar engellenmedi, Umre'den dönenlere dönük herhangi bir tedbir alınmadı ve bu da virüsün daha hızlı yayılmasına neden oldu.

Virüs ile birlikte sağlık politikalarının da yetersiz olduğu bir kez daha gün yüzüne çıktı. Binlerce sağlık emekçisini KHK’ler ile işten çıkarıp, rant tuzağı, sermayedar yanlısı politikalar ile şehir hastanelerini öve öve bitiremeyen bu iktidara; halkın hem fiziksel, hem de ruhsal sağlığını koruyamadığını defalarca söyledik. Hükümetin sağlık örgütlerinin çağrılarına kulak kapatması, sağlık emekçilerinin ihtiyacı olan kişisel koruyucu donanımların yeterli derecede sağlanamamasından kaynaklı onlarca sağlık emekçisine virüs bulaşmıştır. Hastaların durumu, sayısı noktasında şeffaf ve güvenilir bir bilgi akışının olmaması da iktidarın içine düştüğü çıkmazın bir göstergesidir" diye konuştu. 

PAKET SERMAYEDARLAR İÇİN ÇIKARILMIŞTIR

İktidar tarafından hazırlanan ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ adlı paketin adil ve eşit olmadığını vurgulayan Pero Dündar, devamla şunları belirtti: "Bu paketi kişisel, ya da farklı bir krize dönüştürmedik. Kayyum atandığının ertesi günü dahi bu görüşmeleri gerçekleştirmeye çalıştık. Önerilerimizi, yapılması gerekenleri sunduk görüşmelerde. Ama ne yazık ki iktidar hiçbir şekilde bizler ile ortaklaşmadı. 

Hazırlanan taslağın son hali içeriği bizler ile paylaşılmadı. Bizler de basına yansıyan boyutu ile gördük. İktidarın açıkladığı ekonomi paketi salgına karşı mücadelede bütün dünya örnekleri içerisinde iki açıdan en kötü paket. İktidar salgın sürecinde az maliyet yüklenerek bu salgını fırsata çevirmenin derdine düşmüş durumda. Açıklanan ekonomi paketinin ne için ve kimler için getirildiği çok net bir şekilde ortadadır. 

Bu paketten yoksul, güvencesiz halka sadece kolonya çıkmıştır. Saraydan halka ‘evde kal’ çağrısı yapılırken halkın nasıl geçineceğine, nasıl koruyup kollayacağına dönük hiçbir şey çıkmamıştır. Bir kez daha şunu belirtmekte fayda var ki açıklanan "ekonomi kalkanı" paketi adı verilen paket zenginler, sermayedarlar için çıkarılmıştır."

KRİZ DAYANIŞMA İLE AŞILIR

Dayanışmak isteyenlerin ve kampanya düzenleyenlerin iktidar tarafından engellendiğini hatırlatan Dündar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Belediyelerin bağış hesapları bu iktidar tarafından bloke edilerek şu mesaj verilmek isteniyor; dayanışamazsınız, yardım edemezsiniz bir arada olamazsınız. Devlet toplumu yaşatmak zorundadır. Toplum ancak birbiriyle dayanışma içinde olunca ve devletle ortaklaşınca bu krizi aşabilir. 

Her şeyi kapalı kapılar ardında yapmak, toplumun gözden çıkarıldığının bir göstergesidir. Bundan dolayı ısrar ediyoruz; bu devlet açık sosyal devlet olmak zorundadır. Dolayısıyla bu ekonomi paketi ile sorunların çözülmesinin ve salgınla mücadelenin başarıya ulaşmasının mümkün olmadığını çok net şekilde ifade edebiliriz. Bu paket emekçiyi, işsizi, kadınları, gençleri yani toplumun kahir ekseriyetini göz ardı eden bir paket. Dolayısıyla halkın içerisinde olmadığı bir paket" şeklinde konuştu. 

Görüşmeleri devam eden infaz paketi ile ilgili görüşlerini dile getiren Dündar, "Hırsızlık, gasp, dolandırıcılık yapanları virüse karşı koruyup fikrini söyleyeni, yazarı, siyasetçiyi cezaevinde salgınla baş başa bırakmak düşman hukukudur. Açık bir cinayettir. Tarihsel sorumluluk iktidarın sırtındadır. Bu durumu kabul etmek imkansız. 

Gerek parlamentoda, gerekse başka mecralarda bu zulme karşı güçlü bir direniş ve mücadele yürüteceğiz. Siyasi tutsakların salgına karşı korumasız kaldığı her dakika, biz de iktidara karşı bulunduğumuz her alanda yaşam hakkını, adaleti, eşitliği, özgürlüğü savunmanın mücadelesini vereceğiz." 

DÜŞMAN HUKUKU UYGULANIYOR

Sözlerini belediyelere atanan kayyumlar ve İmralı tecridine dikkat çekerek sonlandıran HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar şunları belirtti: "Bütün dünya ülkeleri virüsle mücadele yöntemleri ararken, AKP hükümeti belediyelerimize kayyum atayarak her şartta ve koşulda Kürt düşmanlığı yapacağının mesajını bir kez daha vermiştir. Ve yine kayyum atamaları ile önceliğinin virüsle mücadele değil, Kürt düşmanlığı olduğunu göstermiştir. Nihayetinde bir bütün olarak baktığımızda iktidar yönetme kabiliyetini yitirmiş durumda. Ne salgına karşı, ne de salgının etkilerine karşı bir yönetme kabiliyeti gösterememiş salgını fırsata çevirmek için elinden geleni yapmıştır. 

İktidarın İmralı’da ağırlaştırılmış tecridi sürdürme politikaları, asıl önceliğin virüs ile mücadele olmadığının göstergesidir.İktidarın ve onun politikalarının halk sağlığı ile bir ilgisi yoktur. Türkiye halkları kendi sağlığını bu iktidara karşı korumalı ve kendi dayanışma ağlarını örmelidir. Bizim derdimiz toplumu, halkın sağlığını korumaktan başka bir şey değildir. Eskiden HDP’liler insanları dışarı çağırıyor diye soruşturma açılıyordu; bugün virüse karşı halka evde kal çağrısından dolayı soruşturmalar açarak linç siyaseti yürütüyorlar. Bu linç girişimi ile aslında halkın sağlığının hiçbir öneminin olmadığı, kimin ölüp, kimin sağ kalacağının önemsenmediği ve toplumun bu salgın ile baş başa bırakıldığının göstergesidir."