Dünya Sosyal Forumu kültürlerin buluşma formu oldu
Dünya Sosyal Forumu kültürlerin buluşma formu oldu
Dünya Sosyal Forumu kültürlerin buluşma formu oldu
Dünya Sosyal Forumu, bu yıl Tunus’un başkenti Tunus’ta toplandı. Önceki yıllarda yapılan forumlardan farklı kılan yanı, “Arap Baharı” ile yaşanan gelişmeler ardından böylesi büyük bir toplantının Tunus’ta gerçekleşmesiydi. Bu gelişme Dünya Sosyal Forumu’na damgasını vurdu. Kuzey Afrika ülkeleri başta olmak üzere, orta ve güney Afrika, Latin Amerika ülkelerinden çok sayıda katılımcı foruma konuşmacı, dinleyici, takipçi olarak geldi.
En dikkat çeken katılımcılar kadınlar oldu, foruma damgasını vurdular. Özellikle de Kuzey Afrika ülkeleri olan Tunus, Fas ve Cezayirli kadınlar yaşadıkları sorunlar kadar, deneyimlerini, kazanımlarını paylaştılar. Tunuslu kadınlar bir koalisyon oluşturma kararı da aldı.
Forumun siyasi, ekonomik, çevre sorunlarının tartışıldığı bir platform olmasının da ötesinde kültürlerin paylaşımı gibi bir anlamı da var.
Her ulustan, her renkten, her ülkeden bir araya gelen binler aynı zamanda kenti kültürlerini de paylaşıyor. Arap ülkelerinde olmamızdan dolayı, en çok da Arap kültürü bu birkaç güne damgasını vurdu. Filistinlilerin, acılarını dansa ve şarkıya dökerek, katılımcılarla paylaşımını gördük. Orta Sahra halkı da Filistinlilerden geri kalmaz bir şekilde hareketli parçalar eşliğinde dansları ile katılımcıları büyüledi. Sadece dans ve müzik yoktu. Ayrıca halklar kendi geleneksel üretimlerini de buralarda sergiliyordu. Filistinliler biz Kürtlerin çok da yabancı olmadığı yünden üretimlerini pazarlıyor, kadınlar ise el yapımı çantalardan tutalım da takılara kadar birçok üretimi hem sergiliyor hem de satıyor.
Bu arada ben de bir toplantıyı takip etmek için iklim tartışmalarının yürütüldüğü bölüme doğru yürüyorum. Yanlış anlamadan dolayı geciktim. Toplantıyı 15-20 kişi izliyor. İklim değişikliğine karşı çevre mühendisliği. Konu öz itibariyle ilginç. Özellikle soğuk savaş döneminde komünizmden sözde korunmak için başlatılan nükleer çatışmaların sonucu olarak dünyanın maruz bırakıldığı iklim değişikliğine karşı mücadele yöntemleri ele alınıyor. Burada bir konuşmacı iklim değişikliği için çözüm önerisi olarak, birkaç özel jetin ekvator etrafında dönerek bütün bölgeye sülfat dökmesini, böylece havanın soğutulabileceğini belirtiyor. Ama tabii sülfat dökülen coğrafyada yaşayan bütün canlıların hayatına mal olacak bir çözüm! Bilim insanları, çoğunluğu ‘kurtarmak’ için ekvator çizgisinde yaşayan birçok halkın, binlerce, belki de milyonlarca üyesini öldürmeyi tercih ediyor. Ve ekliyor; nasıl olsa iklim değişikliği ile milyonlarca insan ölecek, ama bu hayata geçirildiğinde ölü sayısını azaltabiliriz! Tabii yine okyanuslarda dünyadaki dev şirketler ve ABD, Japonya, Kanada, Norveç, İngiltere’nin yaptığı deneyler sonucunda yürütülen yok etme politikasının iklim değişikliğinde yarattığı sonuçlara da dikkat çekiyor. Toplantı sürüyor, telefon çalıyor ve çıkıyorum kendi kendime, dünyanın bir bölümünü ‘kurtarmak ‘ için, dünyanın bir bölümündeki canlıları yok etmek nasıl bir çare olur diye düşünüyorum. Tabii çevre ile ilgili tartışmalara en çok Latin Amerika ülkelerinden gelenler katılıyor. En çok tartışanlar da onlar. Bir de Kürtler...
Arada Arapça kitaplarını sergileyen kişiler, kitap satanlar, su satanlar, yine bir standa denk geliyorum, bir kadın, el üretimi ürünlerini pazarlıyor. Diğer tarafta ise gençlerin kampı var. Her halktan komünist gençler bir araya gelmiş, ortak zaman geçiriyor, marşlar söyleyerek eğleniyor. Gelen arkadaşları ile sohbet ediyor. Yine kadın panellerinin yapıldığı A bölgesine doğru gidiyorum. Orada kurulan onlarca çadırda, her halktan kadınlar bir araya gelip sohbet ediyor, deneyimlerini paylaşıyor, diğer tarafta ise zamanını insanları tanıyarak değerlendiriyor.
Tabii sadece güzellikler yok, idam cezasına karşı eylemciler, İran’da idam cezasına çarptırılmış insanların fotoğrafları eşliğinde marşlar söyleyerek katılımcıların dikkatini çekmeye çalışıyor. Diğer tarafta kadınlar cinayetlere, işkencelere karşı yürüttükleri kampanya kapsamında bir yürüyüş düzenliyor, forum alanında. İlgi yoğun, herkes bir anda o tarafa dönüp ne olup bittiğini anlamaya çalışıyor. Dikkatimi çeken diğer bir liste ise, bir kaleye dönüştürülmüş olan Avrupa’ya gitmek için yola çıkan ancak yaşamını yitirenlerden sadece 16 bin 175 insanın isminin yer aldığı metrelerce uzunluktaki liste. Liste her gün forumun yapıldığı El Manar Üniversitesi’nin kampusunun bir yerinde asılı duruyor. Hem ilgi çekmek için, hem de insanların neden kendi topraklarını terk etmek zorunda bırakıldığını sormak için iyi bir fırsat. Yine Filistin ile ilgili bir çalışma. İşgal altındaki topraklarda, İsraillilerin inşa etmeye çalıştığı kolonilere karşı direnen halkın fotoğrafları...
Akşam olduğunda insanlar günün yorgunluğunu müzik dinleyerek, dans ederek atıyor. Yüzlerce gencin dinlediği konseri Tunuslu bir müzik grubu veriyor. Konser iki dilli gerçekleşiyor. Ağırlıkta Arapça parçalar seslendiriliyor, bazen de Fransızca. Her halükarda hepsi marş. Bu müzik eşliğinde belki de gün boyu forumu gezen yüzlerce kişi yorgunluğu atıp dinleniyor. Foruma katılan Kürtler ise Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük imza kampanyası ile dolaşıp, hem imza topluyor hem de son yaşanan gelişmelere ilişkin soruları yanıtlıyor. Konser yerinde çoğu genç, her halktan insan var. Bir arkadaş “Fransızca bilmiyorum, sorduklarında sen yanıtlarsın” diye rica ediyor. Gidiyoruz, o derdini anlatıyor, zorlandığı yerde ben söze karışıyorum. Amacımızın Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük için imza toplamak olduğunu söylüyoruz. Çoğu, “ooo Öcalan, tabii neden olmasın. Veririz imzamızı” deyip imzalıyor, sonra da Kürtlere başarı dileklerini iletiyor. Tabii böylesi bir ortamda imza toplamak zor, çünkü insanlar müzik dinlemeye gelmiş. Bir arkadaş, sahne arkasına gidip, daha önceden tanıştığı müzisyene bir şekilde ulaşıp imza kampanyasına destek için sahneden anons etmesini istiyor. Müzisyen o anda hem imzasını veriyor, Şubat ayında katledilen Tunuslu muhalif Şükrü Belaid için yazılan uzun bir marşı seslendirdikten sonra Arapça dinleyicilerine, “Burada Kürt delegasyon var ve liderleri Öcalan’ın özgürlüğü için imza topluyorlar. Siz de duyarlı olun” diye bir anonsta bulunuyor. Kürt heyette yer alan arkadaşlar imza toplamaya devam ediyor.
Zaten gün içerisinde hem imza kampanyası için çalışıyor, hem de forum kapsamında düzenlenen toplantılara katılım sağlıyorlar...