Emekli Subay: Askerler de mutlaka hesap verecek
Askere yargı zırhı getirilmesini değerlendirilen emekli Subay Bahadır Altan: Halka karşı bir suç işlenmişse, Hiçbir yasa insanlığa karşı işlenen suçları koruma altına alamaz. Mutlaka hesap verecekler.
Askere yargı zırhı getirilmesini değerlendirilen emekli Subay Bahadır Altan: Halka karşı bir suç işlenmişse, Hiçbir yasa insanlığa karşı işlenen suçları koruma altına alamaz. Mutlaka hesap verecekler.
Emekli Subay Altan, askere yargı zırhı getirilerek iç savaşın körüklenmek istendiğine dikkati çekti. Yasanın bizzat askerin talebiyle gündeme alındığına işaret eden Altan, Kürt illerinde işlenen suçlara ilişkin bugüne kadar haklarında herhangi bir soruşturma açılmayan askerlerin böyle bir yasa ile kendilerini tam garanti altına almak istediğini vurguladı. TSK‘nin tamamen AKP'ye biat eder hale geldiğine vurgu yapan Altan, durumun vahametini , “Ortada kendi halkına tankla, silahla, bombayla saldıran bir silahlı kuvvetler var” diyerek özetledi.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Emekli Subay Bahadır Altan, Haziran sonunda Meclis’ten geçerek kanunlaşan askere yargı zırhını ANF'ye değerlendirdi...
Her şeyden önce neden böyle bir yasaya ihtiyaç duyulduğunu tartışmak gerektiğini belirten Altan, bu yasanın bizzat askerlerin talebiyle gündeme alındığına dikkati çekti. Kürt illerinde işlenen suçlara ilişkin bugüne kadar haklarında herhangi bir soruşturma açılmayan askerlerin böyle bir yasa ile kendilerini tam garanti altına almak istediğini vurgulayan Altan, ordunun kendisine verilen emirlerin yasal olmadığının farkında olduğu için böyle bir yasa talep ettiğini ifade etti. Bu yasanın aynı zamanda Kürt illerinde hak ve anayasa ihlalleri yapıldığına ilişkin açık bir itiraf niteliği taşıdığına işaret eden Altan, hak ihlallerini uygulayan askerin yargılanmaktan korktuğunu söyledi.
'TSK, AKP'NİN TOKİ YIKIM EKİBİ GİBİ ÇALIŞIYOR!'
Altan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ‘Mevzuatı bir kenara atın’ denmiş olsa da askerler açısından bunun yarına yönelik bir garantisi yok. O açıdan bu yasayı iki başlıkta değerlendirmek gerek. Birinci başlık, Balyoz davasında olduğu gibi önümüzdeki dönemde de ‘kandırıldım’ denilerek generallerin, hatta Genelkurmay Başkanı'nın içeriye atılabileceği gibi bir korku olduğunu gösteriyor. İkinci başlık olarak da bu yasa ile askerin elini rahatlatmayı amaçlayan AKP iktidarının Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) kendi halkına karşı kullanmaya devam edeceğinin de göstergesi. Bu da TSK’nin tamamen AKP’nin emriyle hareket ettiğini gösteriyor” diye konuştu.
Durumun vahametini, “Ortada kendi halkına tankla, silahla, bombayla saldıran bir silahlı kuvvetler var” diyerek özetleyen Altan, “Sur, Cizre, Nusaybin’de TSK hükümetin TOKİ yıkım ekibi gibi çalışıyor” dedi. Yıllarca askeri vesayeti bitirmekle övünen AKP’nin kendi askeri vesayetini oluşturduğuna vurgu yapan Altan, eskiden AKP’nin valisi, kaymakamı varken şimdi artık AKP’nin generalleri, komutanları döneminin yaşandığını söyledi. Bu gerçeğin en çok da emekli olan veya istifa eden askerler tarafından dile getirildiğine işaret eden Altan, bu kesimlerde TSK’nin ülkenin genel savunması, sınırların korunması ötesinde hükümet tarafından kendi halkına karşı kullanılmasının büyük bir rahatsızlık yarattığını kaydetti.
Geçmiş dönemde Fethullah Gülen’e biat eden askerlerin tümünün şimdi AKP’ye biat ettiğini kaydeden Altan, bunun nedenini ise “Çünkü kültürünün kökeninde biat kültürü var” diye özetledi. Altan, sözlerine şöyle açıklık getirdi: “Bizim dönemimizde eşi başörtü giyiyor diye, oruç tutuyor diye baskı gören subaylar varken, şimdi Cuma namazına katılmadığı, mevlüt okunmasına katılmadığı için baskı gören subaylar var. O nedenle harp okullarından mezun olan subaylar bağlı olmaları gereken ilkelere değil, iktidarın belirlediği kurallara göre hareket ediyorlar. Mesela bizim dönemimizde 1979-1980 yıllarında 'Pilota hedef neresi gösterilirse gider o hedefi vurur' anlayışı dayatıldığı zaman, biz teğmendik ve 'Hayır, biz namluyu halkımıza çevirmeyiz' diye itiraz etmiştik."
Eskiden ordu yine iktidarın elinde olsa da cumhuriyetin temel ilkeleri gibi ilkelerin söz konusu olduğunu ifade eden Altan, ancak bugün böyle bir ilkenin söz konusu olmadığını kaydetti.
‘SUBAYLAR RAHATSIZ!’
Gelinen noktanın temelinde AKP’nin yeniden yapılandırdığı Yüksek Askeri Şura’daki yeni terfi sisteminin yattığına da değinen Altan, Yüksek Askeri Şura’da üst rütbeli subayların terfilerinin uzun yıllardır AKP’nin elinde olduğunu hatırlattı. Terfi etmek isteyen subayların iktidarla iyi geçinmek zorunda kaldığını ve bu nedenle de tam bir biat halinin geliştiğini dile getiren Altan, “Silahlı kuvvetlerde şu anda böyle bir terfi sistemi var. Ortada başarılarla ölçülen bir terfi yok, bu terfi tamamen iktidarın iki dudağı arasında. Eskiden siyasetin ordunun bu terfi sistemine karışması o kadar yoğun ve belirleyici değildi. Ordu kendi prensipleri içinde bunu belirliyordu. Şimdi ise tümüyle siyasal iktidar belirleyici oldu” diye konuştu. Altan, tam da dayatılan bu biat kültürüne karşı mecburi hizmetini doldurur doldurmaz emekliliğini kazanmadan istifa eden yığınla genç subay olduğunu belirtti.
‘HESAP VERMEKTEN KURTULAMAYACAKLAR’
Bu biat kültürünün sadece askerde değil, poliste de geliştiğini vurgulayan Altan, Tansu Çiller döneminde siyasal iktidarın müdahalesine açık bir yapı haline gelen polisin, AKP dönemiyle tamamen siyasi iktidarın emrine girdiğini ifade etti. Polis gibi ordunun da artık iktidara göbekten bağlı hale geldiğinin altını çizen Altan, böyle olunca da istenilen güvencenin yasa ile geçirildiğini söyledi. Bu yasa ile iç savaşın kışkırtılmak istendiğine dikkati çeken Altan, bu oyuna kimsenin gelmemesi gerektiğini kaydetti.
Ne olursa olsun çıkan bu yasanın kimseyi yargılanmaktan kurtaramayacağını vurgulayan Altan, geçen günlerde hapis cezasına çarptırılan Auschwitz’de gardiyanlık yapmış 94 yaşındaki Naziyi örnek verdi. Emekli Subay Bahadır Altan, “Ben emirleri yerine getirdim diye kendi dönemlerinde çıkan yasalara uygun davranmış olsalar bile, insanlığa karşı işledikleri suçlardan aklanamayacaklar. Çünkü insanlık suçlarında zamanaşımı yok ve ömür boyu peşlerini bırakmaz. Yıllar sonra bile yargılanabilirler. Halka karşı bir suç işlenmişse, örneğin Cizre’deki o bodrum katındaki vahşet gibi suçlardan yargılanmamak söz konusu değil. Hiçbir yasa insanlığa karşı işlenen suçları koruma altına alamaz. Ama uluslararası mahkemelerde, ama yasalar değiştikten sonra ulusal mahkemelerde mutlaka hesap verecekler” diye kaydetti.