Erdoğan'a mektup yazmanın bedeli 10 ay hapis oldu
Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan 3 tutsağa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdıkları mektuplardaki ifadeler gerekçe gösterilerek 10'ar ay hapis cezası verildi.
Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan 3 tutsağa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdıkları mektuplardaki ifadeler gerekçe gösterilerek 10'ar ay hapis cezası verildi.
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte had safhaya ulaştı. Yaşanan hak ihlallerini duyurmak ve kamuoyunda duyarlılık oluşturmak amacıyla çeşitli cezaevlerinde bulunan tutsakların gönderdikleri mektuplar, bu hak ihlallerinin vardığı boyutu gözler önüne seriyor.
Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan Ömer Saraç, cezaevinde yaşanan hak ihlallerini gönderdiği mektupla aktardı. Saraç, hak ihlallerinin yanı sıra kendisiyle beraber 2 arkadaşının Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a müşterek yazdıkları bir mektup nedeniyle, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla 10'ar ay hapis cezasına çarptırıldıkları bilgisini verdi.
SAVCILIK HAREKETE GEÇTİ
Saraç ile birlikte Mehmet Bedri Kocakaya ve İzzet Müslim El Cumo'nun, Erdoğan'a yazdıkları mektupta yer alan "Türkiye'nin içte ve dışta Kürt halkına yönelik uyguladığı katliam ve soykırım politikaları... Rojava halkları görkemli bir direnişle tarihe isimlerini altın harflerle yazdırırken, siz devlet olarak buna tahammül edemeyip, askeri güçle, çetelerinizle Afrin halkları üzerinden saldırı yapmaktasınız" ifadeleri savcılık tarafından, "Cumhurbaşkanına hakaret" kapsamında değerlendirilerek soruşturma açıldı. Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame kapsamında Bolu 1. Asliye Mahkemesi'nde görülen duruşmada 3 tutsağa 10'ar ay hapis cezası verildi.
Saraç, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında, Türkiye'de yaşanan gelişmelere dair düşünce, talep ve tepkilerini içeren bir mektubu kaleme aldıklarını ve mektubu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gönderdiklerini belirtti.
DİSİPLİN CEZALARI VERİLİYOR
Saraç, kendisi ve cezaevindeki diğer tutuklu ve hükümlülerden birçoğunun da keyfi gerekçelerle disiplin cezasına çarptırıldığını kaydederek, "Resmi ve sivil kurumlar nezdinde sorunlarımıza duyarlılık yaratmak, sesimizi duyurmak, hukuksuz ve keyfi uygulamaları şikayet konusu yapmak, bu şekilde engellenmek isteniyor. Sesimizi duyuracak taleplerimize disiplin soruşturması ile karşılık veriliyor" ifadelerini kullandı.
'CEZAEVİ HAK İHLALLERİ İLE YAŞANMAZ HALE GELDİ'
Cezaevinde yaşanan diğer hak ihlallerine ilişkin ise Saraç, şu bilgileri paylaştı: "OHAL, KHK ve bu paralelde kimi bakanlık yazıları gerekçe yapılarak aylık ziyaretlerimiz 2 ayda bire çıkarıldı. Kitaplarımız toplatılarak kişi başına sadece 5 kitap bulundurma ile sınırlandırıldı. Ortak kullanım alanları ve faaliyetleri işlevsiz ve anlamsız hale gelecek şekilde sınırlandırıldı. Rutin aramalar dışında keyfi ve tahrik edici bir şekilde odalarımıza girilmekte, arama adı altında eşyalarımız dağıtılmakta. Yazılarımıza, not defterlerimize keyfi olarak el konulmakta. Hasta arkadaşlarımızın tedavisi ve tedavi amaçlı sevkler oldukça zorlaşmış durumda. Sosyal bir ihtiyaç olarak talep ettiğimiz oda değişimleri ya ret edilmekte ya da çok sınırlı ve uzun zamana yayılarak yapılmakta. Bu ve buna benzer sıralanacak birçok insani ve hukuki hak ve taleplerimiz uygulanmamakta, keyfi olarak sınırlandırılmakta ya da işlevsiz hale getirilmektedir. Cezaevi sorun ve hak ihlalleri ile yaşanmaz hale geldi."