Geçtiğimiz günlerde Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı bir törenle Piri Reis isimli bir denizaltı Gölcük Tersanesi’nde havuza indirilmişti. Başta Erdoğan olmak üzere Türk yetkililer Piri Reis’i "İlk yerli denizaltımız" diye tanıtırken, AKP medyası da uzun bir süre “Yeni gururumuz”, “Mili gücümüz”, ve “Kalbi ASELSAN’dan” gibi manşetler atmıştı.

2027’ye kadar 5 tane daha üretilmesi planlanan diğer denizaltılarının isimleri ise şimdiden hazır; Hızır Reis, Murat Reis, Aydın Reis, Seydi Ali Reis ve Selman Reis. Ancak bu denizaltılarının merkezi Almanya’nın Kiel kentinde bulunan ThyssenKrupp Marine Systems (TKMS)’nin ortak projesiyle üretildiğinden titizlikle söz edilmemesi dikkat çekti.

Halbuki Türk medyası daha önceki yıllarda bu projeye ilişkin yaptığı haberlerde TKMS’nin “ana yüklenici”, Aselsan, Havelsan, Milsoft, STM A.Ş., Koç Bilgi ve Savunma gibi “yerli” şirketlerin de “alt yüklenici” olduğunu yazmıştı. Alman dev çelik üreticisi ThyssenKrupp’in yan kuruluşu olan TKMS, Avrupa’nın en büyük denizaltı üreticisi olarak biliniyor.

ALMAN YAPIMI ‘214 SINIFI DENİZALTI’

Türk devletinin Savunma Sanayii Başkanlığı ve TKMS 2011’de “Yeni Tip Denizaltı Projesi” adıyla ortak bir çalışma için imzalar atmıştı. Daha önce Yunanistan, Güney Kore ve Portekiz gibi ülkelerin donanması için üretilen ‘214 Sınıfı Denizaltılar Türkiye için de üretilecekti. Proje kapsamında Almanya’dan satın alınacak malzemeler ise Gölcük Tersanesi’nde birleştirilecekti.

Toplam 4 milyar Dolar’a mal olması planlanan projede denizaltıların malzemeleri Almanya’dan paketlenip Türkiye’ye gönderildi. ANF’nin araştırmasına göre denizaltılar baştan sona Alman teknolojisiyle donatılacak. Torpidolar Almanya’nın Wedel kentinde Atlas Elektronik şirketi tarafından üretilirken, denizaltının “16V 595 TE90” tipi motoru ise Friedrichshafen kentinde bulunan MTU şirketinin fabrikasından çıktı.

Daha önce aynı tipte çok sayıda denizaltı Almanya’nın Kiel kentinde üretilip Türkiye’ye satılırken, TKMS şirketi 2015 yılında başta işçilik olmaz üzere, Erdoğan rejiminin verdiği avantajlardan dolayı Türkiye’ye vereceği denizaltıları Gölcük Tersanesi’nde imal etmeye karar verdi ve denizaltıların isimleri de o tarihte değiştirildi.

MERKEL HÜKÜMETİ SÖZÜNÜ TUTMADI

Türk devletinin Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik 9 Ekim’de başlattığı işgal saldırısının ardından Angela Merkel başbakanlığındaki Federal Hükümet, Ankara ile silah ticaretinin durdurulacağını bildirmişti. Peki denizaltılar gibi daha önce Almanya ve Türkiye arasında imzalanan anlaşmalar iptal edilecek miydi? Geçtiğimiz Kasım ayı başında Federal Meclis’te bu konuda parlamenterlerin baskısıyla karşılaşan Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Türkiye ile yapılan silah anlaşmalarına onayı verilmiş olanların da durdurulması için çalışmaların başlatılacağını söylemişti.

Maas onayı verilen silah anlaşmalarının iptal edilmesi için hukuki imkanların bulunduğunu ağzından kaçırmıştı. Sözü edilen “hukuki imkanların” başında ise Türkiye’nin Kuzey-Doğu Suriye’de gerçekleştirdiği işgalle uluslararası hukuku ihlal etmesi, sivil yerleşim yerlerini bombalaması ve bölgede etnik temizlik yapması geliyordu. Başta Başbakan Merkel ve ekibi olmak üzere bütün Alman yetkililer Türk devletinin suçlarını dile getirmelerine rağmen, denizaltı projesinin durdurulmasını hiçbir şekilde gündeme getirmemeleri dikkat çekti.

Çünkü 2011’de imzalanan projede Türk devleti denizaltılar için Almanya’ya 2,5 Milyar Euro’luk bir satın alma garantisi vermişti. Yani Gölcük’te imalata başlanılmadan önce Türkiye denizaltıları satın alma garantisi vermişti. Ancak bu anlaşmaya tepki gösteren Sol Parti ve Yeşiller Partisi milletvekilleri “Böylesine ağır silahların Türkiye için üretilmemeli” çağrısını yapmışlardı.