Eski Alman bakan: "Almanya İran’a karşı İsrail’i desteklemeli"
Eski Alman bakan: "Almanya İran’a karşı İsrail’i desteklemeli"
Eski Alman bakan: "Almanya İran’a karşı İsrail’i desteklemeli"
İran’ın nükleer programından dolayı İsrail ile gerilen ilişkileri nedeniyle savaş senaryoları dillendirilmeye devam ederken, olası savaşta tutulacak taraflar dahi belirleniyor. Alman eski savunma bakanı Karl Theodor zu Guttenberg, Almanya’nın olası bir savaşta İsrail’e tam destek vermesini istedi.
Bir dönemler Almanya’nın en parlak politikacılarından ve Angela Merkel’in bir numaralı halefi olarak görülen Guttenberg’e göre, olası bir savaşta kazanılacak çok şey var. Almanya’daki en radikal politikacılardan Guttenberg’in ABD’de yayınlanan bir makalesi, Almanya’nın önümüzdeki süreçte Ortadoğu’daki gelişmelerde aktif olarak rol alabileceğinin de işareti.
ABD’de yayın yapan Wall Street Journal’da, CSU’ya yakın olan Hans-Seidel Vakfı yöneticisi Ulf Gartzke ile beraber bir makale kaleme alan Guttenberg, Almanya’nın İsrail ile İran arasındaki olası savaşta şimdiden yerini belirlemesi gerektiğini yazdı.
Analiz yazıda, İran ile yapılan müzakerelerin tükendiği hatırlatılırken, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile Başbakan Benyamin Netanyahu’nun İran’a karşı sarfettikleri ‘büyük tehlike’ ve ‘kırmızı çizgiye yaklaşıyor’ sözlerine atıfta bulunuldu.
Almanya’nın İsrail’e karşı tarihsel ve moral sorumlulukları olduğu belirtilen yazıda, İran’ın Yahudi Soykırımı’na ilişkin söylemlerinden dolayı İsrail Devleti’nin ortadan kaldırılmasına dönük bir tehlike olduğunu gösterdiği iddia edildi.
‘ALMANYA BU SEFER ERKEN DAVRANMALI’
Almanya’nın bu konuda erkenden strateji belirlemesi gerektiğini savunan Guttenberg ve Gartzke’nin analizinde şu sözlere yer verildi: "Berlin İran’a olası hava saldırılarının başlaması durumunda İsrail’i nasıl destekleyeceğini ilişkin düşünmek zorunda. Kriz patladıktan sonra ‘telaşlı kararlar’ almaktansa, şimdiden planlamaya başlanması daha iyidir".
Eski bakanın bu sözlerle Almanya’nın daha önce Libya, Suriye gibi konularda Fransa ve diğer bazı ülkelerin aksine başlangıçta nötr pozisyonda kalmış olmasını eleştirdiği görülebiliyor.
Almanya’nın olası bir İsrail-İran savaşındaki acil rolüne de değinen Guttenberg ve Gartzke, siyasi destekten askeri önlemlere kadar bir dizi öneriye de açıklık getiriyor: "İsrail’in İran’a olası bir hava saldırısında Almanya için en birincil öncelik İsraillilere sivil ve askeri yardım sunmak olmalıdır. Almanya müttefiklerini olası bir karşı saldırıya karşı da desteklemelidir" diyen sağcı ikiliye göre Doğu Akdeniz’de Alman ordusuna (Bundeswehr) ait gemiler gönderilmeli.
Buna ek olarak da Patriot Hava Savunma Sistemleri’nin İsrail’e konuşlandırılması önerisi de dikkat çekiyor. Zira bu sistem Suriye’deki iç savaş bahanesiyle şu anda Türkiye ve Kürdistan’da da konuşlandırılmış durumda.
‘BU OYUNDA ORTADA ÇOK ŞEY VAR’
Olası bir savaşta İsrail’in teknik ihtiyaçlarının az olacağını iddia eden Guttenberg ve Gartzke, Almanya’nın hızlı ve net bir şekilde ‘dayanışma’ mesajının, İsrail’in ‘bu savaşta yalnız olmadığını’ göstereceğini de savunuyorlar.
İsrail ile İran arasındaki bir savaşın bir çok çıkarı barındırdığı da kaydedilen analizde Almanya şu sözlerle uyarılıyor: "Bu oyunda ortada çok şey var. Almanya ‘tarihin yanlış tarafında yer almamalı".
ALMAN MODELİ JUNIOR BUSH: GUTTENBERG
Karl Theodor zu Guttenberg’in analizi hem Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (CSIS) gibi ‘realizm’ taraftarı bir kurumda çalışması ve hem de Almanya’daki savunma bakanı geçmişi nedeniyle de önemli. ABD’nin uluslararası siyasetle ilgili analizlerinde dikkate aldığı kurumlardan olan CSIS’de ‘saygın devlet adamı’ olarak hizmet veren Guttenberg, Almanya’nın dış politikada daha fazla askeri olanakları kullanmasından yanaydı.
Libya krizinin patlak verdiği Şubat 2011’de savunma bakanı olarak görev yapan Guttenberg’in Angela Merkel’den daha sert bir tavır içinde olduğu biliniyordu. Dışişleri Bakanı Gudio Westerwelle’nin aksine uluslararası arenada sert askeri politikaları ‘Alman usulü’ savunan Guttenberg, Libya’daki iç savaşın başlamasından sadece bir kaç gün önce hakkındaki intihal iddiaları ile gündeme gelmişti.
Şubat 2011’de, 2007 yılında anayasa hukuku alanında yazdığı doktora tezinde bir çok bölümde intihal (kaynak göstermeden alıntı yapmıştı) suçlamaları nedeniyle akademik ünvanı elinden alındı. Guttenberg, bu olaydan kısa bir süre sonra da tüm siyasi görevlerinden istifa etmek zorunda kalmıştı.
Guttenberg’in Bavyera partisi olarak da bilinen CSU’nun büyük ortağı olan Hristiyan Demokrat Birlik Parti’li (CDU) Angela Merkel ile siyasi rekabeti de dikkat çekiyordu. İstifa edene kadar Guttenberg Almanya’nın anketlerde en sevilen politikacısı idi. Hatta kimi uzmanlar Guttenberg’i Eylül 2013 genel seçimleri için CDU-CSU’nun en olası başbakan adayı olarak da görüyordu.