‘Ev hapislerini normalleştirmeye çalışıyorlar’

Boğaziçi eylemlerine katılan 11 kişi tutuklanırken 25'ine de ev hapsi aldı. AYM Balbay kararı ev hapsinin kuvvetli deliller çerçevesinde verilmesini işaret edip hapisten farklı olmadığını vurgularken verilen cezaların gerekçelerinde kuvvetli deliller yok.

İçişleri Bakanlığı verilerine göre 4 – 9 Şubat arasında Boğaziçi protestolarının gerçekleştiği 38 ilde, 528 kişi gözaltına alındı. Bunların 208’i için adli kontrol şartı getirildi. HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu’nun yaptığı meclis konuşmasında şimdiye kadar 600 kişi gözaltına alındı. Fakat bu rakamlar her gün devam eden eylem ve gözaltılarla artıyor. Şu an netleşmese de Kerestecioğlu’nun verdiği rakam baz alınarak yaklaşık 600’ün üzerinde kişinin bu kapsamda gözaltına alındığı söylenebilir. Öte yandan bunların 11’i tutuklanırken 25 kişiye de ev hapsi verildi.

MASKE ZORUNLU AMA YASADA TERÖR CEZASI DA VAR

Tutuklanan ya da ev hapsi, adli kontrol şartı getirilen öğrenci ve eylemcilerin çoğu, 2911 Sayılı Kanun’a muhalefet (Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu) polise mukavemet, kamu malına zarar vermek, “terör örgütü” propagandası yapmak, polise görevini yaptırmamak, yüzü gözü görülmeyecek şekilde protestolara katılmak suçlamaları ile hâkim ve savcı karşısına çıktı. 2015’te TMK’da yapılan değişikliklerle toplantı ve gösteride kimliğin gizlenmesi amacıyla yüzünü kapatma “terör örgütü” propagandası sayılıyor. Fakat 2020 mart ayında dünyayı saran Covid-19 salgını süresince Türkiye’de, İçişleri Bakanlığı “Covid-19 tedbirleri” genelgesi gereğince 81 ilde maske takma zorunluluğu var.

HAKİMLİK SADECE SUÇLAMALARI SIRALAMIŞ

Boğaziçi eylemlerini takip eden avukatlar şimdiye kadar Sulh Ceza Hakimlerinin tutuklamaları sadece suçlamaları sıralayarak verdiğini söylüyor. Avukatlar örneğin gerekçede “X kişinin polise direndiği görüntülerde görülmüş ve polise direnme suçunun unsurları oluştuğu için tutukluyoruz” ifadesini kullanması gerektiğini söylüyor; ama örneğin 6 Şubat’ta Kadıköy’de tutuklanan 4 kişinin hangisinin ne sebeple ceza aldığı belli değil. Kararı açıklayan sulh ceza hakimlerinin kararda sadece “kamu malına zarar verme, 2911’e muhalefet, terör örgütü propagandası yapmaktan tutuklanmasına” gibi ifadeler -yani sadece suç tanımları- sıralanmış durumda.

25 kişiye verilen adli kontrol ve denetim içerisindeki ev hapsi ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin Mustafa Balbay hakkında verdiği önemli bir kararı var. AYM, Mustafa Balbay kararında adli kontrolün, suçluluğu kuvvetli delillerle belirlenmiş kişilere verilebileceğine çünkü bunun hapis koşulları ile aynı olduğuna, aksi takdirde verilmeyeceğine dikkat çekiyor. Fakat tüm bunlara rağmen şimdiye kadar 25 kişiye ev hapsi kararı çıkarıldı.

15 SAATE YAKIN HAVASIZ ARAÇTA BEKLETİLDİK.

Baran Doğan da Boğaziçi protestoları sürecinde 2 Şubat’ta Kadıköy’de katıldığı eylemde gözaltına alınan ve sonrasında ev hapsi cezası alan 25 kişiden biri. Drama Eğitmeni olan Doğan, kayyum politikasına sadece öğrencilerin değil, tüm kesimlerin karşı çıkmasını savunduğu için katıldığını söylüyor süreci anlatırken. Doğan, eylemde basın açıklaması yapıldıktan sonra dağılırken polisin hiçbir anons ya da uyarı dahi yapmadan protestoculara saldırdığını anlatıyor. Sonrasında gözaltı sürecinde onlarca kişinin havasız bir şekilde otobüslerde tutulduğunu, salgın koşullarının göz ardı edildiğini ifade ediyor: “Akşam saat 6’dan ertesi sabah 9’a kadar araçtan araca havasız şekilde bekletildik. Araçlardan birinde Covid pozitif bir vaka da çıktı. Buna rağmen yaklaşık 15 saat araçlarda tutulduk. Sabah 9’da Gayrettepe nezarethanesine getirildiğimizde 15 erkek, 7 kadın olarak ayrıldık. Bizim olduğumuz taraftaki 4 koğuştan birinde insan dışkısı, diğerinde kedi pisliği vardı. İki koğuşta 15 kişi kaldık, 3-4 kişini kalabileceği yerlerde. Vatan’da da yapılan usulsüz uygulamalar sonucu verdikleri yemeği ve suyu içmek istemedik. Avukatların getirdiği yiyecekleri de bize vermediler.”

HAKİM YÜZÜ BİLE GÖRMEDİK

AYM’nin suçun kuvvetli deliller ile ispatı sonucunda verileceğine dair atıfta bulunduğu ev hapsini alan Baran Doğan, hakim karşısına dahi çıkmadan bu cezayı aldığını vurguluyor: “İlk başta avukatlara 94 kişi Vatan’a götürüldüğümüzde ‘İfadeyi polislere verin buradan bırakılacaksınız’ denildi. İfadeler verildi ve 23 kişi ayrıldık neden o gruptan ayrıldık bilmiyoruz. Bu süreçte 10 kişinin tutuklama, 13 kişinin de adli kontrol talebiyle mahkemeye sevk edildiğini söylediler. Mahkemeye çıkarılacaksınız dediler ama sadece tutuklamaya gönderilen 10 kişi hakim karşısına çıkarıldı biz de başka bir kapıdan salındık. Bizim savunma hakkımızı elimizden aldılar ne hâkim ne de savcı yüzü gördük. Ben ev hapsi aldığımı, çıkınca adliyenin orada gördüğüm TİP Milletvekili Erkan Baş’tan öğrendim. Bizi bırakırlarken ev hapsi aldığımızı dahi tebliğ etmediler. Şaka yapıldığını sandık çünkü bizle ilgili verilen karardan bizim haberimiz yoktu.”

TUTUKLULUKTAN FARKI YOK

Baran Doğan ev hapsinin tutuklamadan farklı olmadığının altını çizerken şunları anlatıyor: “Ev hapsinin tutukluluktan farkı yok. Evet, iletişim hakkım elimde telefon, internet gibi; ama bunun yanı sıra devletin, tüm yükümlülükleri bize devrettiği ve işsiz bıraktığı bir süreç bu. Çünkü ben kirada yaşıyorum, ev masrafları ile faturalarım var ve çalışma olanağım elimden alındı. Tüm bu yükü benim üzerime attılar. Tutukluktan farkı yok. Bunun denetimden çıkarılması ve tutukluluk olarak kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ev hapsini normalleştirmeye çalışıyorlar. Bu olayla birlikte daha da yaygın verilmeye başlandı. Bugüne kadar kabahatler kanunundan öte olmayan yazılama ve afiş asmaya karşılık bile birkaç kişiyi mahkemeye ev hapsi ile sevk ettiler. Her ne kadar bu arkadaşlara ev hapsi verilmese de bu durumu normalleştirmek ve gündemde tutmak için bunu yapıyorlar. Çünkü sadece bir denetime tabi değiliz, hayatla bağımız koparıldı ve tutukludan farkımız yok.”