GÖRÜNTÜLÜ

Evrensel Gazetesi muhabirleri: Özgür basın susmayacak

Türkiye’de basın özgürlüğünün ayaklar altına alındığını belirten Evrensel Gazetesi muhabirleri, basına yönelik baskı ve sindirme politikalarına tepki göstererek, ne olursa olsun özgür basının sesini kısamayacaklarını vurguladı.

Geçtiğimiz günlerde Amed’de On Gözlü Köprü yakınlarında polis servis aracına yönelik yapılan bombalı saldırı sırasında olay yerinde olan ve bu nedenle gözaltına alınan Evrensel Gazetesi muhabirleri Fırat Topal, Serpil Berk ve Hasan Akbaş, Türk polislerinin gazetecilere yaklaşımlarını, gözaltına yaşadıklarını ve Kürdistan’da gazeteciliğinin zorluklarını ajansımıza anlattı.

‘AJANLIK TEKLİF EDİYORLAR’ 

Evrensel Gazetesi muhabiri Fırat Topal, On Gözlü köprüde gerçekleşen patlamaya ilişkin tesadüfen orada olduklarını ama bunun işlerini yapmaya engel olmadığını dile getirirken gözaltına alınma ve sonrasında polislerin kendilerine yaklaşımlarını şöyle anlattı. “Polislere gazeteciyiz der demez bizleri apar topar bir şekilde aldılar ve eylemi gerçekleştiren kişiler bunlar diye ithamda bulundular. Arabaya yaslanmamız gerektiğini söyleyip üzerimizde ki telefonları kimlikleri alıp bizi bir alana götürdüler ve diz çöküp ellerimiz başımızın üzerinde beklememizi istediler. Tabii o esnada ağza alınmayacak bir şekilde hakaret ve küfürler ediliyordu bizlere ve gazeteci olmadığımızı iddia ediyorlardı. Yaklaşık 2 saat o şekilde bekledikten sonra ellerimizi ters kelepçeleyerek bizi zırhlı bir aracın içine üst üste atarak emniyete götürdüler. Sorguya alınmadan önce dışarıda zaten sık sık gelip sorguya çekiyorlardı ve yine hakaretlerde bulunuyorlardı. Ben ve diğer gazeteci arkadaşım Sertaç Kayar’a dışarıda görüşelim sürekli iletişim içinde olalım gibi cümleler kurarak ajanlık teklif ettiler.”

‘BİR NEZARETTE 7 KİŞİ KALIYOR’

Topal, kendilerini nezarete 12 saat sonra koyduklarını ve bir nezarette 6-7 kişi kaldığını belirterek kapıların kapandığında zor nefes aldıklarını söyledi. OHAL ilan edilmesinden dolayı çok fazla yığılma olduğunu ve şartların ortada olduğunu dile getiren Topal, “Sağlıksız ve güvenliksiz bir ortamda sana nasıl davranacaklarını kestiremiyorsun. Aslında sana ne olacağına dair bile bir fikrin olmuyor. İçeride 20 günün üzerinde sebepsiz bekletilen insanlar var ve onlarda akıbetlerinin ne olacağını bilmiyorlar. Avukatımız sizi bırakırlar dedikten sonra biraz rahatlamış olsak bile orada bulanan insanları görünce rahat edemiyorduk” diye konuştu.

‘AKP İKTİDARI HAVUZ MEDYASINI YARATTI’

Kürdistan’da gazetecilik yapmanın zorluklarından bahseden Evrensel Gazetesi muhabiri Serpil Berk, mevcut süreçte Kürdistan’da 90’lı yıllardan daha zor bir süreç yaşandığına dikkat çekerek şunları söyledi: “14 yıllık AKP iktidarına baktığımızda kendi politikasını besleyecek bir medya ‘havuz medyası’ olarak tarif ettiğimiz yayın organı yaratıldı. Televizyonların çoğunu açtığımız zaman tek ses bir medya yaratıldı. Yazarlar, çizerler kendi politikalarını besleyen onların değirmenine su taşıyan bir sürü gazeteci türedi bu süreçte. Bölgeye baktığımız zaman 7 Haziran seçimlerinden sonra sokağa çıkma yasakları, ablukalar, çözüm sürecinin bitirilmesi ve devreye koyulan savaş konseptiyle gazeteciler hedef alındı. Bölgede gazeteciler ölüm tehdidinden, vurulmaktan, darp edilerek gözaltına alınma gibi muamelelerle karşı karşıyadır.”

‘KÜRDİSTAN’DA YAŞANAN SAVAŞIN ÖĞRENİLMESİ İSTENİLMİYOR’

Berk, tutuklu gazetelere dikkat çekerek onlarca tutuklu DİHA muhabirinin var olduğunu ve bu durumun son olmadığını belirtti. Dayanışma içerisinde olunması gerektiğinin altını çizen Berk, Özgür Gündem gazetesinin kapatılmasına da bu şekilde bakmak gerektiğini söyledi. Berk, “Bugün devlet muhalif kesimleri istemiyor. Basına yönelik bu kadar saldırının ve şiddetin temel nedeni budur. Sur, Cizre, Nusaybin ve diğer il ve ilçelerde yaşanan durumları bugün Batı ve dünya kamuoyu biliyorsa bunun sebebi bölgede gazetecilik yapan kişilerdir. Ve bu yüzdendir ki özgür basını burada çalıştırmak istemiyorlar. Burada gerçekleşen savaş konseptinin öğrenilmesi istenilmiyor. Gazeteciliğin bir ayağı haber vermezsek diğer ayağı halkın gerçekleri öğrenme hakkıdır. Basının özgür olmadığı bir toplumunda özgür olmasından bahsetmek mümkün değildir. 

‘KÜRDİSTAN’DA GAZETECİYSEN HER ŞEYLE KARŞI KARŞIYASINDIR’

Evrensel Gazetesi muhabiri Hasan Akbaş ise ilk olarak Özgür Gündemin kapatılmasına değinerek, yaşanan her şeyin bir göstergesi olduğunu ve bunun da en çok yaşayanların Kürdistan’daki gazetecilerin olduğunu belirtti. Son 1 sene içinde Kürdistan’da gazetecilere karşı muamelelerin değiştiğinin altını çizen Akbaş, özgür basının yaşadıkları zor durumları şu sözlerle anlattı: “En somut örneği geçtiğimiz aylarda Silvan’da Özgür Tv ekibinin de aralarında olduğu gazetecileri polisler çeviriyor ve HDP’li vekillerin yanında kafalarına silah dayıyorlar. Artık söz söylemenin tehlike oluşturduğuna dair kanat getiren bir durum oluşmuştur ve bu durum Türkiye’nin siyasetiyle alakalı bir durumdur. Bölgenin abluka altına alınması, kentlerin yakılıp yıkılması, kadın çocuk demeden birçok insanın ölümlerine neden olan süreç yaşandı. Biz gazetecilerde bu durumları aktardığımız için bu tür muamelelere maruz kaldık. Özgür Gündem gazetesinin kapatılması, geçtiğimiz yıllardan beri muhabirleri öldürüldü, büroları kapatıldı, gazeteler toplatıldı ve bugünde aynı şekilde yaşıyoruz.”

‘DOĞRULARI YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Akbaş, Kürdistan’ı Türkiye’nin batı illeriyle kıyaslanamayacağını vurgulayarak Batı’da gazetecilere copla vurulduğunu ama Kürdistan’da direk silahla hedef alındıklarını belirtti. Örnek veren Akbaş, “Imc Tv kameramanı Refik Tekin olay yerinde ellinde kamerası olmasına rağmen ateş açıldı ve hala zorlanıyor yürümekte. Bizler sıradan gazeteciler değiliz, halktan yana olmuş zırhlı araçlara binmeyi reddeden olay yerinden gerçekleri aktaran gazetecileriz. Press filminde denildiği gibi ‘Diyarbakır’da gazetecilik yapacaksanız korkmayacaksınız.’ Bu şekilde saldırılıyor bizlere ama bizler aksine daha çok haber yapma ve doğruların peşinde olmaya çalışıyoruz. Her ne olursa olsun bizler özgür basın geleneğinden gelen gazeteciler olarak buradan doğruları yazmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

...