'F tipi cezaevlerine bakınca başımıza gelecekleri görebiliriz!'

Doktor Zeki Gül, F tipi cezaevi sisteminin işkence yöntemi olduğunu vurgulayarak, devletin cezaevleri üzerinden topluma mesaj verdiğini belirtti. Dr. Gül, F tipi ve çocuk cezaevlerinin kapatılması gerektiğini belirtti.

Doktor Zeki Gül, F tipi cezaevi sisteminin işkence yöntemi olduğunu vurgulayarak, devletin cezaevleri üzerinden topluma mesaj verdiğini belirtti. Dr. Gül, F tipi ve çocuk cezaevlerinin kapatılması gerektiğini belirtti. 

19 Aralık “Hayata Dönüş” katliamından sonra birçok cezaevi F tiplerine çevrildi. Uygulama devam ederken, 1996 yılından bu yana TTB’nin cezaevi komisyonunda bulunan Doktor Zeki Gül, F tipi cezaevlerinin neden kapatılması gerektiğini ANF’ye anlattı...

'TUTSAK SAYISI 12 EYLÜL DÖNEMİNDEN FAZLA'

F tipi cezaevlerinin tutsaklarda hastalıklara yol açtığını belirten Dr. Gül, hasta tutsakların tahliye edilmesiyle beraber F tiplerinin kapatılması mücadelesinin de verilmesi gerektiğini belirtti.

Cezaevlerinde 2013 yılı verilerine göre yaklaşık 190 bin tutsağın olduğunu ifade eden Dr. Gül, “Adalet Bakanlığı önümüzdeki 5 yıl için 250 bin civarında bir kapasiteyi tanımlıyor. Yani Türkiye için çeyrek milyonluk bir mahpus hayal ediliyor" diyerek, 12 Eylül döneminde 1 milyon insanın işkenceden geçirildiğini, ancak cezaevlerindeki toplam tutuklu ve hükümlü sayısının 110 bin civarında olduğunu hatırlattı.

'ÇOCUK CEZAEVLERİ VE F TİPLERİ KAPATILMALI'

Dr. Gül, çocuk tutsak sayısının da arttığına vurgu yaparak, "Hiçbir dönemde olmadığı kadar çocuk mahpusun olduğunu görüyoruz. Çocuk zaten mahpus edilmemesi gereken kişidir. ‘Çocuk Cezaevi ‘kavramının kendisi son derece sıkıntılı zaten. F tipi cezaevlerinin kapatılması tartışmaya açılmalı, çocuk cezaevleri ise tamamen kapatılmalı" diye konuştu.

"Devletin A'dan T'ye kadar cezaevi üretmesi sistematik bir durum" diyen Dr. Gül, F tiplerini 'devlet eliyle insanlığa karşı işlenen bir suç' olarak nitelendirdi. Cezaevinde ikinci bir cezalandırma yöntemi uygulandığına dikkat çekerek, "F tipi bir yok etme mekanı olarak kullanılıyor. İnsanların algılarını, düşüncesini, sağlığını yok etme mekanizması olarak kullanılıyor" diyen Dr. Gül, şunları ifade etti:

'ESİR ALMA MEKANİZMASI'

"F tiplerine girdiğinizde renk göremezsiniz mesela renk ortadan kaldırılmıştır. F tiplerinde ses duyamazsınız ses yoktur. İletişim sınırlanmıştır. Aynı anda ziyaret saatleri sınırlanmıştır. F tipinde gün ışığıyla güneşi göremezsiniz. Mutlak bir izolasyon yaratılmak isteniyor. Kişi renkten, ışıktan, insandan ve düşüncesinden yalıtılmak isteniyor. Bu adeta esir alma ve görünmez kılma mekanizmasıdır. F tiplerinde özellikle tecridin, kişinin direngenliğinden, iradesinden güçlü olmasından bağımsız olarak aslında hem ruhsal anlamda hem de bedensel anlamda birçok sıkıntıyı gelecekte yaşatması muhtemeldir.”

F TİPİ, HASTALIKLARIN DA KAYNAĞI

F tipi hapishanelerinde izolasyon üzerinden ciddi bir ruhsal travma yaratılmasının hedeflendiğini aktaran Dr. Gül, “12 Eylül sonrasında Türkiye’deki işkence olgularıyla, Avrupa ülkelerindeki işkence olgularına bakıldığında, post-travmatik stres bozukluğunun Türkiye’de işkence görenlerde daha az görüldüğü fark ediliyor. Koğuş tipi hapishaneler olması ve izolasyon olmaması yani insanların birbirlerinin ruh ve bedenlerini arkadaşlık, yoldaşlık hukukuyla onarmasının daha sonraki süreçte ruhsal travmayı azalttığı görülüyor. Tam da bu nedenle F tipi hapishanelerinde izolasyon dayatılıyor" tespitlerinde bulundu.

Dr. Gül, F tipi sistemin hastalıklara yol açtığını vurgulayarak, "Siz istediğiniz kadar kalsiyum alın, eğer güneş görmüyorsanız vücudunuzun D vitamini aktive olmaz. F tiplerinde kemik rahatsızlığıyla ilgili sıkıntılar da ön plandadır. İzolasyon insanın bağışıklık sistemini baskılayan bir şeydir. Bağışıklık sistemi birçok hastalıktan bizi korunur hale getirir. Yapılan araştırmalarda izolasyon sisteminde vücudun beyaz kan hücrelerinin azaldığı görülmüştür yani birçok hastalığa karşı vücudun direncini kırmayı hedefler” diye konuştu.

CEZAEVİYLE TOPLUMA MESAJ

F tipi cezaevlerin topluma dönük bir 'Tretman Modeli' olarak ele alan Dr. Gül, tutsaklar üzerinden topluma mesaj verilmek istendiğini vurguladı ve 'İç Güvenlik Paketi'ni hatırlattı. Dr. Gül, "Toplumu aslında dizayn etmeye ve terbiye etmeye çalışıyorlar. Yani birey üzerinden söylediğini bireyler üzerinden topluma söylemeye çalışıyorlar. Cezaevinde başlattığı izolasyonu gelir bugün 'İç Güvenlik Yasası' ile topluma dayatır. Yani bizim F tiplerine bakarak aslında başımıza gelenleri görebilmemiz gerekir. Çünkü devlet der ki, renk yasak farklılık yasak" dedi.

'MUTLAK İZOLASYON İŞKENCE YÖNTEMİDİR'

F tiplerinin insanın ruhunu esir alan kamplara benzeten Dr. Gül, “Eğer insanın renk, ses ve iletişim kaynaklarını tıkarsanız hayat boyu hücre cezası gibi bir ceza vermiş olursunuz. O yüzden kapatılması lazım, insani değildir. F tipleri aslında bir örtülü zamana yayılmış işkence mekanlarıdır. İşkence metotlarına dönüp baktığımızda; örneğin bir kişinin bulunduğu sessiz ortamda bir teneke üzerine su damlatıp saatlerce işkence edilebilir, bu da bir işkence metodudur. İşkence sadece kaba dayak ve çok vahşi yöntemler değildir. İşkenceye karşı mücadele geliştikçe devlette daha sofistike yöntemler geliştiriyor. Mutlak izolasyon bir işkence yöntemidir” diye kaydetti.