Fransa anti-Kürt anlaşmasını iptal etmeli - Sylvie Jan
Fransa anti-Kürt anlaşmasını iptal etmeli - Sylvie Jan
Fransa anti-Kürt anlaşmasını iptal etmeli - Sylvie Jan
Kürt dostlarımız Rojbin, Sakine ve Leyla'nın katledilmesi Fransa, Avrupa, Suriye, Irak Kürdistan'ı ve Türkiye'de çok sayıda kentte dev gösterilere yol açtı. Diyarbakır'da Türk ordusunun kente girişteki barikatlarına rağmen Fransa Komünist Partisi (PCF) Ulusal Sekreteri Pierre Laurent'ın da katıldığı bir milyon insan toplandı: adeta bir insan seli.
Cinayet, hapis, işkence, alıkoyma, kayıp ve tutuklamadan kurtulan tek bir ailenin olmadığı, 30 yıldan beridir savasın sürdüğü bir ülkede neden bu kadar duygu ve öfke?
Kuşkusuz, bizim de hissettiğimiz, barbarlık ve enseye sıkılan kurşunlarla gösterilen alçaklıktan duyulan bıkkınlıktandır. Ama neden bu şokun yaşandığını açıklayan bir şey daha var. Bu suç Paris'te yaşandı. Bundan böyle dünyanın hiçbir yerinde Kürt militanlar güvenlikte yaşayamayacaklar mı? Bir veya bir çok katil bulunabilir. Ama bu suçun emrini kim verdi? Kürtler, dosyanın kapatılmasını kolaylaştıran çabucak yapılmış bir açıklamayla yetinmeyecekler. Biz de aynı şekilde yetinmeyeceğiz.
Bu kirli dönemde, PCF delegasyonundan Fransa-Türkiye çifte vatandaşı öğrenci Sevil Sevimli'nin 15 yıl hapis tehlikesi altında olduğunu öğreniyoruz. Bu sözde terörist, 1 Mayıs yürüyüşüne katılmış ve radikal son bir örgütle birlikte faaliyet yürütmüş. Suçlamalar boş bir dosyayı oluşturuyor.
11 Şubat'ta Paris'te Kürt militanlar PKK'ye üyelikten yargılanacaklar. Cezaevi ve tam tecrit riski altındalar.
Birbiriyle doğrudan ilişkisi olmayan bu olayların Fransa ve polisiye işbirliği anlaşmalarına bizi götüren ortak bir noktası var: Nasıl olur da iki devlet, biri totaliter bir rejim, diğeri hukuk devleti rejimi, demokrasi konseptinden bu kadar uzaklaşarak, sonuç olarak sadece şurada burada ilericileri tutuklamak için "anti-terörist" bir mücadele işbirliği yapabilirler?
Aylardan beridir, "Kürtler eşittir terörizm" fikrinin vurgulandığı bir ideolojik kampanya yürütülüyor. Hiç bir haber "PKK'nin yasak bir örgüt" diye belirtilmeden noktalanmıyor. Bizim komşularımız olan Kürtler kaçınılması ve şüphe duyulması gereken insanlar haline geliyor. Kanıtı: dernekleri basılıyor, kapatılıyor. Üç kadının infazından bu yana çok sayıda dernek ateşe verildi.
Türkiye'nin Kürtlere karşı baskıcı taşkınlığı Fransa'ya da bulaşmamalı. Fransa'nın ağır sorumlulukları var. Kürt derneklerle birlikte komünistler bu güvenlik işbirliği anlaşmasının tüm Fransa topraklarında iptalini istiyor. Onlar sadece barış ve haklarının tanınmasının özlemini duyuyor. Sevil Lyon'daki okuluna ve ailesine derhal kavuşabilmeli. Türkiye'de tutuklu üniversite ve lise öğrencileri, gazeteciler, avukatlar ve seçilmişler serbest bırakılmalı. Siyasi çıkış ve barış Öcalan'ın özgürlüğü ve PKK'nin İnterpol listesinden çıkarılmasından geçiyor. Komünistler büyümesi gereken bu dayanışmaya angaje oldular. Dayanışma ise birbirini tanımadan geçiyor. (Ez Kurdim filmi 15 Şubat günü Fransa Komünist Partisi binasında gösterilecek)
Rojbin, eğer sen bizi görüyorsan...
*Sylvie Jan, PCF'in Kürdistan ile Dayanışma Ağı Ulusal Sorumlusu
-Bu yazı aynı zamanda Humanite gazetesinin ekinde çıktı