Gazeteciler davasında tercüman talebine red
Gazeteciler davasında tercüman talebine red
Gazeteciler davasında tercüman talebine red
32’si tutuklu 44 gazetecinin yargılandığı özgür basın davasında 3. Duruşma başladı. Mahkeme, yeni yasaya göre Kürtçe tercüman bulundurulması yönündeki talebi, uygulamada farklılıklar olduğu gerekçesiyle, daha sonra değerlendirmek üzere kabul etmedi.
32'si tutuklu 44 gazetecinin yargılandığı "KCK" basın davasının 3. duruşması Silivri Cezaevi kampusunda başladı.
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz yargılanan gazeteciler ile avukatları, gazetecilerin aileleri, meslektaşları, BDP Milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü, Sebahat Tuncel, İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, CHP Milletvekilleri Melda Onur, Veli Ağbaba, İlhan Cihaner sanatçı Ferhat Tunç katıldı. İddianamenin okunmasından önce Mahkeme Heyeti, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nden gelen ve bu davada tutuklu bulunan Haydar Tekin’e ait bir dosya ile İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Mikail Barut ile hakkında yakalama kararı bulunan İsmet Kayhan’a ait dosyanın birleştirildiğini açıkladı. Bu dosyaların gelmesi ile davada 33’ü tutuklu 46 sanık oldu.
Duruşma Mikail Barut'un kimlik tespitiyle başladı. Barut, sorulara Kürtçe yanıt verdi. Ardından avukatların taleplerinin alınmasına geçildi.
Sinan Zincir, yeni yargı paketiyle tanınan anadilde savunma hakkının uygulanmasını talep etti. Kürt Enstitüsü'nden bir tercüman getirilmesini isteyen Zincir, Cuma günü taleplerin alınmasına geçileceğini hatırlatarak, “Cuma günü artık biz söz almak istemiyoruz, davanın öznelerinin konuşmasını istiyoruz” dedi.
Zincir’in sözlerini yarıda kesen Mahkeme Başkanı Ali Alçık, yeni yasaya göre sadece iddianame okunduktan sonra ve esas hakkında savunma yapılacağını söyleyerek; ancak yine de bu talebin değerlendirileceğini belirtti. Avukatlardan Baran Doğan ise, aralarında bu davada avukatlık yapan Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi 9 avukatın tutuklanması ile savunmaya darbe vurulduğunu ifade ederek, operasyonu kınadı. Mahkeme Başkanı Alçık ise, “Burası kınama yeri değildir, dışarıda açıklama yaparak kınayabilirsiniz” diyerek avukatın sözünü kesti.
Mahkeme heyeti avukatların taleplerini daha sonra değerlendireceklerini belirterek, celse arası gelen belgeleri okudu. Gelen belgeler arasında, iddianamede DİHA Muhabiri Çağdaş Kaplan’a ait olduğu söylenen ancak dosyada yer almayan, Konya’nın Kandil adlı beldesinin tabelası önünde çekilmiş fotoğrafın istendiği ve dosyaya konduğunu söyledi.
Duruşma TRT muhabirlerinin iddianamenin 406’ncı sayfasından itibaren okunmaya başlanması ile devam ediyor.
Bu arada, duruşmayı izlemeye gelenlerin araçları jandarma tarafından arınıyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın (TGS) aracında bulunan "Zindanlar boşalsın, gazetecilere özgürlük", "Gerçeğin peşindeyiz, teslim olmayacağız" pankartlarına jandarma tarafından el konuldu.