Gençlik örgütlerinden Suruç anmasına saldırıya tepki

Kadıköy'de Suruç anmasına yapılan polis saldırısına tepki gösteren Gençlik Örgütleri, “33 düş yolcusunun bizlere bıraktığı özgür dünya düşünü eylemek için sokaklardayız. Bıraktıkları bayrağı elimize alıp mücadeleyi yaşamın her alanında yükselteceğiz” dedi

İnsan Hakları Derneği (İHD) binasında düzenlenen basın toplantısına, Hakların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul Eşsözcüsü Mevlüt Aykoç ve çok sayıda genç katıldı.

“Baskılar bizi yıldıramaz. Suruç’u unutma, unutturma” pankartının asıldığı salonda konuşan Suruç katliamının tanığı Çağla Seven, demokratik ülkelerde bu tarz eylemlerde devletin kolaylaştırıcı rol aldığını belirterek, “Nasıl bir ülkede yaşamadığımızı bir kez daha görmüş olduk” dedi.

Katliamda yaşamını yitirenlerin anılarını yaşatmak için iki gün önce Suruç aileleriyle birlikte bir kez daha Amara Kültür Merkezi'ne gittiklerini söyleyen Seven, “Tüm kentte eylem yasağının getirildiğine tanık olduk. İki gün boyunca da bu kararın ne kadar hukuksuzca bir karar olduğunu açıklamaya çalıştık. Ancak eylem niteliğinde olmayan bir anma yapmamıza izin verdiler. Biz tüm bunlara direnerek Amara Kültür Merkezinde sözümüzü söyledik. Dün yapılan Kadıköy anmasında da devletin güvenlik güçlerinin tavrı bundan farkı yoktu” diye belirtti.

Kadıköy’de yaşananların anti-demokratik bir uygulama olduğunu belirten Seven, “Gençler, birlikte gezdikleri sokaklarda arkadaşlarını anmak istiyor. Elbette ki bunun anmasını yapacağız. Bir daha bunun gibi şeyler yaşanmasın diye bu anmaları yapıyoruz. IŞİD yenildi ama IŞİD’in zihniyeti halen devam ediyor. Özellikle bu devlet eliyle yapılıyor” dedi.

Polis saldırısından sonra Kadıköy’ün bütün sokaklarına eylemin yayıldığını hatırlatan gözaltına alınanlardan Ece Uzun, yaşananları şöyle aktardı: “Polis müdahalesinden sonra Kalkedon Meydanı'na gelerek bir açıklama yapmak istedik. Ama polis burada bizlere saldırdı. İşkence ederek gözaltına aldı. Polisin tutumu her zaman ki gibiydi. Polis aracında saatlerce bizleri ters kelepçeyle beklettiler. Tüm olanlara rağmen bugün buradayız. Bizi saat 03.00’te serbest bıraktıklarında hep bir ağızdan şunu söyledik: ‘Mücadeleye ve sokaklarda olmaya devam ediyoruz.’” diye belirti.

Ardından Gençlik Örgütleri adına hazırlanan ortak açıklamayı Azad Aksoy okudu. 33 düş yolcusunun Kobanê’deki karanlığa karşı yola çıktığını ifade eden Azad, Kobanê’ye çocuklara oyuncak götüren, özgür bir dünya hayallerini yanlarına alıp savaştan yıkılan şehri elleriyle inşa etmeye giden 33 düş yolcusuna yönelik Saray Rejimi ve IŞİD işbirliğiyle bir katliamın gerçekleştirildiğini vurguladı. Katliamın dördüncü yılında 33 devrimcinin yüreklerinde taşıdıkları adalet ve özgürlük dünyasını gerçekleştirmek için sokakları bir kez daha doldurduklarını vurgulayan Aksoy, “Yoldaşlarımızı katledenler, karşımıza coplarıyla, plastik mermileriyle, gazlarıyla çıktılar. Suruç için adalet dememizi, onların kavgasını büyütmemizi engelleyebileceklerini sandılar. Karşılarında direniş vardı. Direnişimiz bütün sokaklara yayıldı. Bu sokakların, katliamcıların değil özgürlük için kavga edenlerin, devrimcilerin olduğunu bir kez daha hatırlattık. Yürüyüşümüzü ve dördüncü yıl anmamızı engellemeye çalışan çürümüş bu düzenin polisine karşı, nerede yürüyeceğimizi, nerede anma yapacağımızı bizim belirleyeceğimizi haykırdık” ifadelerini kullandı.

Suruç için adalet isteyen ailelerin, Suruç yaralılarının, mücadeleyle bir araya gelen yoldaşlarının baskılarla, gözaltılarla, tutuklamalarla sindirilmeye çalışıldığını belirten Aksoy, şunları kaydetti: “Onlar nasıl yılmadıysa biz de katil devlete karşı adalet mücadelemizde yılmadık, yılmayacağız. Adalet ve özgürlük mücadelemiz sürecek. Bu saldırganlık yalnızca Suruç için adalet isteyenlere değil; bu çürümüş düzende ezilen, boyunduruk altına alınmaya çalışılan herkese karşıdır. Bugün buradan köhnemiş bu sistemin polisine, yargısına, parlamentosuna sesleniyoruz. Yetmez bu saldırganlıklarınız, baskılarınız. Daha fazlası daha fazlası gerekir size. Ancak unutmayın yazıyoruz her döktüğünüz kanı, tecavüz ettiğiniz her çocuğu, öldürdüğünüz her kadını, hakkını arayan öğrencilere attığınız her copu, hesabımız var sorulacak. Adalet ve özgürlük için, yaşamlarımız için, 33 düş yolcusunun bizlere bıraktığı özgür dünya düşünü eylemek için sokaklardayız. Bıraktıkları bayrağı elimize alıp, mücadeleyi yaşamın her alanına yayacak; karanlıkla boğmaya çalıştıkları adalet ve özgürlük talebimizi örgütlü gücümüzle yükselteceğiz, adaleti sokaklarda verdiğimiz mücadelemizle sağlayacağız.”

Son olarak gözaltına alınan gençler, gözaltına alınırken ve gözaltında işkenceye maruz kaldıkların belirterek, polisler hakkında suç duyurusunda bulacaklarını söyledi.