ANF’ye konuşan Gerez, Hurşit Külter’in infaz edilip, bir yerlere gömülmüş olabileceği şüphesinin güçlendiğine dikkat çekti. Bu infazların önünün TBMM’den geçen ve mülkiye amirlerine emriyle kişilerin izinsiz gömülebileceğine ilişkin yasa ile açıldığına işaret eden Gerez, “Eğer bu gidişatın önü Hurşit Külter ile alınamazsa, bizi çok kötü bir dönem bekliyor demektir. Dönemin başbakanı Davutoğlu’nun dediği gibi esas o zaman Beyaz Toros’lar dönemine geri döneceğiz” dedi.

44 gündür haber alınmayan Hurşit Külter’in ailesinin avukatı Mesut Gerez, Külter’in en son 27 Mayıs sabahı kardeşine “Hakkınızı helal edin yaklaşıyorlar” mesajını attığı ve o sabahın akşamında özel harekatçılara ait twitter hesabından Külter’in gözaltına alındığının itiraf edildiğini hatırlattı. 28 Mayıs’tan bu yana Hurşit Külter’in akıbetini açıklanması için başvurmadıkları resmi makam kalmadığını aktaran Gerez, ancak olumlu veya olumsuz hiçbir bir cevap alamadıklarına işaret etti.

‘BAŞVURMADIĞIMIZ MAKAM KALMADI!’

Gerez, yaşanan süreci şöyle anlattı: “Şırnak’ta sokağa çıkma yasağı olduğu için önce Şırnak nöbetçi Cumhuriyet Savcılığıyla görüştük, Hurşit Külter’e ulaşmadığımızı ifade ettik ve normal prosedüre göre gözaltı emirleri cumhuriyet savcıları tarafından verdiği için herhangi bir gözaltı emri verilip verilmediğini sorduk. Savcı olayı soruşturacağını ifade ettikten sonra 29 Mayıs 2016 tarihinde Şırnak Valiliği bir açıklama yaparak Hurşit Külter’in gözaltına alınmadığını beyan etti. Valiliğin bu açıklaması akabininde ayın 30’ında bizde delil olarak hem Hurşit Külter’in 27 Mayıs sabahı kardeşine gönderdiği mesajını hem de güvenlik birimleri tarafından twitter üzerinde yapılan yazışmayı paylaştık ve Şırnak Cumhuriyet Savcısına durumun ciddi olduğunu acilen soruşturma açılıp, sosyal medya üzerinden bu paylaşımları yapan güvenlik birimlerin tespit edilmesini talep ettik. Açılan soruşturmadan ilerleme kaydedilmemesi üzerine bu defa devletin bütün kurumlarına başvuruda bulunduk. 1 Haziran’da önce Anayasa Mahkemesine bir tedbir kararı alınma için başvuru yaptık, yine İçişleri Bakanlığı’na, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonuna, İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna, Kamu Denetleme Kurumuna ve bu konularla uğraşan TBMM İnsan Hakları Komisyonuna başvurular yaptık. Ancak hiçbir sonuç alamadık. Sadece İşçileri Bakanlığı olayı araştırmak ve incelemek üzere bir müfettişin görevlendirdiği tarafımıza iletildi. Görüştüğümüz söz konusu müfettiş taleplerimizi aldı. Onun dışında da herhangi bir gelişme olmadı.”

‘KÜLTER İNFAZ EDİLİP BİR YERLERE GÖMÜLMÜŞ OLABİLİR !’

İnkar edilse de Hurşit Külter’in kesinlikle gözaltının alındığını vurgulayan Gerez, 44 gün boyunca bu konuda bir açıklama yapılmamasının infaz edilmiş olabileceği ihtimalini güçlendirdiğine dikkat çekti. Cumhuriyet Savcılığın emri olmadan yapılan bu tarz gözaltların ve infazların arkasında, mülkiye amirlerine emriyle kişilerin izinsiz gömülebileceğine dönük TBMM çıkan yasanın büyük bir payı olduğuna işaret eden Gerez, “Bu yasa aslında infazların artmasına yasal bir zeminini hazırladı. Benim kişisel kanaatim Hurşit Külter gözaltına alınıp, infaz edildikten sonra bir yere gömüldüğü yönünde” dedi. Şırnak’ta 117 gündür sokağa çıkma yasağının devam ettiğini dikkat çeken Gerez, buna karşın tek harekete geçen tek bir sivil toplum kuruluşu, tek bir kamuoyu baskının olmadığını ifade ederek, “Kamuoyu baskısı olmadığı zaman her şeyi reva görebiliyorlar mesele de burada zaten” diye konuştu.

‘SAĞLIKLI BİR İNCELEME İÇİN ÖNCE SOKAĞA ÇIKMA YASAĞININ KALDIRILMASI ŞART’

Hurşit Külter’in akıbetinin sağlıklı bir şekilde araştırılması için her şeyden önce Şırnak’ta devam eden sokağa çıkma yasağın kaldırılmasının şart olduğunu altını çizen avukat Gerez, “İlk önce bizim avukatlık ve müdafilik görevimizi yapmamız için ilk etapta bu yasağın acilen kaldırılması lazım. Zaten ilk günden itibaren Hurşit Külter’in gözaltına alındığı Şırnak Gümüştepe’teki mobese kameralarının ulaştırılması ve incelenmesi, o gün orada görev yapan kolluk kuvvetlerinin ifadesi alınması gerekiyordu. Şimdi Şırnak’ta sokağa çıkma yasağı sürdüğü için bizim bunu inceleyip, araştırma gibi bir şansımız yok” dedi. Aile avukatları olarak sokağa çıkma yasağı biter bitmez resmi kurumların etkin bir soruşturma yürütmelerini isteyeceklerini aktaran Gerez, bu etkin soruşturma sağlıklı bir sonuç vermediği takdirde ise bu olayı uluslararası mahkemelerine taşıyacaklarını belirti.

Gerez, 2011 yılında benzer bir şekilde infaz edilen Ebubekir Deniz ve Serdar Danış’ın dosyası hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde ( AİHM) verdiği kararı hatırlatan Gerez, Türk devletinin tazminata mahkum eden AİHM kararının Hurşit Külter için de emsal teşkil ettiğini söyledi. Şu anda incelemelerde bulunan müfettişin hazırlayacağı raporu beklediklerini belirten Gerez, raporu bayram bitiminde açıklanması gerektiğini söyledi.

‘RUTİNE BAĞLARSAK, ARTIK ÖNÜNE GEÇEMEYİZ’

Külter ailesinin 44 gündür beklenti içinde bu şekilde bekletilmesinin AİHM tarafından işkence ve kötü muamele sayıldığını da hatırlatan Gerez, adil ve etkin bir soruşturma yapılmamasının manevi bir işkence olduğunu vurgulayarak, hükümetin bir an önce Hurşit Külter’in akıbetini bir an önce açıklamasını istedi. Devlet istediğinde etkin soruşturma yapıp iki günde olanları ortaya çıkartabildiğini belirten Gerez, “Bir patlama meydana geldiğinde kimlik tespitinden tuttun, faillerin nereden geldiğini nereye gittiğine ilişkin bütün tespitler bir günde yapılıyor. Teknolojinin bu kadar geliştiği bir dönemde, bunun tersini ileri sürülmek bize zaten pek ii niyetli gelmeyecektir” dedi.

Hurşit Külter’in sağ olarak gözaltına alındığı ve silahsız olduğunun net olduğunu vurgulayan Gerez, ki silahlı dahil olsa, bu kişiyi yargılayacak olan makamın mahkemeler olduğunu, operasyonları yürüten herhangi bir kolluk kuvvetinin kimseyi cezalandırma yetkisinin olmadığını vurguladı. “Biz eğer bunu rutine bağlarsak, bunun artık önüne geçemeyiz” diyen Gerez, “Eğer bu gidişatın önü Hurşit Külter ile alınmazsa, bizi çok kötü bir dönem bekliyor demektir. Dönemin başbakanı Davutoğlu’nun dediği gibi esas o zaman Beyaz Toros’lar dönemine geri döneceğiz” dedi.