Gerillalardan Öcalan’ın özgürlüğü için direniş çağrısı
HPG/YJA Star gerillaları, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için tüm halkı ve demokratik kesimleri direnişe güç vermeye çağırdı.
HPG/YJA Star gerillaları, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için tüm halkı ve demokratik kesimleri direnişe güç vermeye çağırdı.
Gerilla ve halkın omuz omuza mücadeleyi büyütebileceğine vurgu yapan gerillalar “Önderliğimizden haber alınıncaya kadar bütün alanlarda mücadelemizi en üst seviyeye çıkaracağımızdan kimsenin kuşku duymaması gerekir” vurgusunu yaptı.
TÜRKİYE DARBE MEKANİĞİNDEN UZAK DEĞİLDİR
Şoreş Çele: Türkiye’de bir askeri darbe gerçekleştirilmek istendi. Bu tür olaylara çok yabancı değiliz. Daha önceki dönemlerde de bu tür darbeler olmuştu. Sistemi demokratik olmayan bir ülke bu tür girişimlerle sürekli karşı karşıya kalacaktır. Türkiye kamuoyu bu darbe girişimini sadece FETÖ ile bağlantılandırılmaya çalışıyor. Ancak birçok güç bu darbe girişiminin içinde yer almaktadır. Bu darbe mekaniğini ilk olarak Önder Apo fark etmişti. Bu günde Önder Apo’nun bu söylediklerinin gerçekleşiyor olmasına tanıklık ediyoruz. Önderliğimizin öngörülerinin ne kadar güçlü olduğu defalarca kez görülmüş ve ispatlanmıştır. Önceki süreçlerde aslında bu darbe mekaniğinin önünü Önderliğimiz engellemişti. Önderliğimizin bu engellemeleri sayesinde bu darbe girişimi gecikti. Yoksa daha öncesinde gerçekleşebilirdi. Bu darbe girişimine karşı Demokratik bir duruşun sergilenmesi gerekir. Özellikle Demokratik kesimlerce böyle bir duruşun sergilenmesi gerekir. Hem darbe girişimlerine karşı hem de AKP zihniyetine karşı demokratik bir duruşun sergilenmesi gerekir. Buda bize net olarak şunu gösterdi ki AKP zihniyeti ile sadece AKP’nin istekleri ile bu sistemin yürüyemeyeceğidir. AKP Hükümeti halklara yaşam garantisi bile veremiyor. Kısacası toplumlara güven veren bir sistem değildir AKP sistemi. Çünkü bu sistem sadece kişilerin çıkarlarını temsil eden bir sistemdir. Toplumların, halkların çıkarını temsil eden bir sistem kesinlikle değildir. AKP hükümeti göreve başladığından bu yana halklara sadece acı, gözyaşı ve katliamlar dayatılmıştır. Bugün demokratik kesimlerinin bir araya gelerek bu zihniyete karşı ittifak etme günüdür. Tüm demokratik kesimlerin bugün hem askeri darbeye karşı hem de sivil darbelere karşı demokratik, özgürlükçü duruş sergilemeleri gerekir. Eğer ki bugün bu darbe anlayışlarına karşı demokratik duruşlar sergilenmezse, halklar, demokratik kesimler belki bir daha böyle bir fırsatı yakalayamayabilirler.
Halkımızın başlatmış olduğu eylemsellikler anlamlıdır ve kutsaldır. Ancak biz gerilla ve halk olarak mücadeleyi büyütürsek AKP faşizmine karşı kazanabiliriz. Bu yüzden de halkımızın da bulunduğu her alanda bu eylemleri büyütme çağrısında bulunuyorum.
YAŞANAN BİR İKTİDAR SAVAŞIYDI
Hogır Andok: Önderliğimiz Türkiye’de olacak darbeyi aslında çok önceden ön görerek Tayyip’i defalarca kez uyarmıştı. Zaman içerisinde Tayyip aslında bu uyarılara dikkat etmişti. Ancak zamanla iktidar hırsı o kadar üst seviyeye çıktı ki hiç bir şeyi göremez oldu. Sonuç olarak da darbe ile karşı karşıya kaldı. Bu darbe aslında Türkiye’de iktidar olanların savaşıdır. Bunu bu şekilde değerlendirmek gerekir. Yani toplumlarla ya da halklara yönelik bir darbe girişimi kesinlikle değildir. Bireylerin iktidar kavgasıdır. İlk süreçlere baktığımızda Tayyip ile Gülen anlaşan iyi anlaşan kişilerdi. Ancak sonradan devleti paylaşma söz konusu olduğunda iktidar hastalığı bu iyi ilişkileri asla kabul etmez. Burada da ben kavramı ön plana çıkıyor. Çıkan bütün bu çelişkilerden sonra FETÖ dedikleri bir darbe mekaniği devreye girdi. Türkiye tarihine baktığımızda sürekli darbeler ön plandadır. Çünkü bu devlet hiçbir zaman demokratik bir devlet olmamıştır. Devlet hiçbir zaman halkların devleti olmamıştır. Halklar hiçbir zaman kendilerini bu devlet sisteminin bir parçası olarak görmemişlerdir. Bu girişimler her zaman olacaktır. Çünkü Türkiye’de ciddi anlamda demokratikleşme sorunu vardır. Bu sorun da çözülmediği sürece bu darbe mekaniği sürekli devrede olacaktır. Asıl darbeye bakacak olursak darbe girişiminden sonra Erdoğan’ın uygulamaları yeni bir darbe sürecinin başladığını göstermektedir. Türkiye’de görüldü ki bu darbenin önüne geçebilecek tek gücün Önder Apo olduğu gerçekliğiydi. Ama maalesef Türkiye’nin genetiğinde sorunları çözme gibi bir durum söz konusu değildir. Bu kadar karışıklığın olduğu bir süreçte Önderliğimizin bu kadar üstün seviyede ön görülü olması ve sürekli uyarılarda bulunması ve şimdi de Önderliğimizden haber alınamaması bizi endişelendiriyor. Bu durumunun bir an önce netleşmesi gerekiyor. Zaten bizde bu halkın evlatları, savaşçıları olarak önümüze koyduğumuz en büyük hedef Önder Apo’nun özgürlüğüdür. Kürt halkının savaşçıları olarak üzerimize düşeni şimdiye kadar yerine getiriyoruz ve getirmeye de devam edeceğiz. Herkes görüyor ve görmeye de devam edecektir. Bizler Önder Apo’nun fedaileri olarak üzerimize düşeni yapıyoruz ve kanımızın son damlasına kadar da üzerimize düşeni yerine getirmeye devam edeceğiz. Bu sürecin sadece gerilla direnişi ile yürüyebileceği de büyük bir yanılgıdır. Gerilla ve halk olarak üzerimize düşen görevlerimizi yerine getirebilirsek ancak kazanabiliriz. Bu yüzden de herkesin bulunduğu tüm alanlarda direnişlerini büyüterek sürece katılması gerekir. Devrimler sürekli bedel ister. Kimi zaman maddi bedeller ister, kimi zamanda manevi bedeller ister. Ancak verilen bedellerden sonra kazanımlarımız daha büyük olacaktır.
ÖNDER APO’NUN FELSEFESİ BÜTÜN HALKLAR İÇİN ÖRNEKTİR
Şerger Botan: Önder Apo’nun felsefesi bütün halklar için numune olabilecek bir felsefedir. Bu yüzdende özellikle Önderliğimizden haber alamadığımız bu süreçte Önderliğimiz etrafında ülkenin bütün parçalarında bütün Kürt halkının yaşadığı alanlarda serhıldana kalkmak gerekir. Burada bütün halkımıza çağrımdır. Her yerde Önder Apo’dan haber alınıncaya kadar eylemlerimizi en üst seviyeye çıkaralım.
ÖNDERLİĞİMİZ DEFALARCA UYARMIŞTI
YJA-Star gerillası Koçerin Rojin: Türkiye bugün bu darbenin nedenlerini araştırmak yerine bu darbeden nasıl çıkarlarımı koruyabilirimin derdine düşmüştür. Bu süreci direkt olarak Erdoğan cuntası ya da Erdoğan diktatörlüğü olarak değerlendirmek gerekir. Çünkü Erdoğan tamamen başkanlığa kilitlenmiş ve merkezi bir tek adamlık rejimi dayatmaktadır. AKP hükümeti ve Erdoğan bu darbeyi sanki küçük bir grubun işiymiş gibi göstermeye çalışıyor. Ve bastırdıkları için de kendilerini büyük bir zafer kazanmış gibi göstermeye çalışıyorlar. Halbuki Önderliğimiz daha önce defalarca kez uyarmıştı. Eğer Türkiye demokratikleşmezse büyük bir darbe mekaniği devreye girecektir diye. İşte burada aslında Türk devletinin Önderliğimize teşekkür etmesi gerekirken büyük bir tecrit uygulamaktadır. Biz bu tecridi kırmak için ne gerekiyorsa yerine getireceğiz. Halkımızın da Önder Apo’nun özgürlüğü için var güçleriyle alanlara akması gerekir. Şu an Önderlik için eylemler yapıyorlar. Bu eylemler çok önemli ve değerlidir. Ancak bu eylemselliklerini daha da büyütmelidirler. Tüm halkımızın bu darbeye karşı takınacakları en demokratik tutum Önder Apo’nun özgürlüğü için var güçleriyle alanlara akmasıdır.
HPG gerillaları, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için tüm halkı ve demokratik kesimleri direnişe güç vermeye çağırdı.