Gezi Direnişi 7. yılında: Hayat ancak Gezi’ye sığar

Taksim Dayanışması, Gezi Direnişi’nin 7’nci yılı dolayısıyla Mis Sokak'ta düzenlediği eylemde, “Hayat ancak Gezi’ye sığar” mesajını verdi.

Taksim Dayanışması öncülüğünde Gezi Direnişi’nin 7’nci yıldönümü dolayısıyla Taksim Mis sokakta eylem düzenledi. Polisin adeta OHAL ilan ettiği Taksim İstiklal Caddesi’nde, eylem öncesi Mis sokak TOMA ve çevik kuvvet ekiplerince abluka altına alındı. Saatler 19.00’u gösterdiğinde halk Taksim Dayanışma öncülüğünde Mis sokakta bir araya geldi.

SALGIN NEDENİYLE AİLELER GELEMEDİ

Koronavirüs nedeniyle Gezi’de katledilen gençlerinin ailelerin gelemediği eyleme, Gezi Şehit ve Gazileri Platformu adına Volkan Kesenbilici, HDP Milletvekili Oya Ersoy, CHP Milletvekili Ali Şeker, HDK Eşsözcüleri Sedat Şenoğlu ve İdil Uğurlu, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, HDP İstanbul İl Eşbaşkanları Elif Bulut ve Erdal Avcı, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Sol Parti temsilcisi Alper Taş’ın yanı sıra çok sayıda sendika, demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcisi katıldı.

‘BU BİR AÇIKLAMA DEĞİL’

Gezi Direnişi esnasında katledilen 8 gencin fotoğraflarının taşındığı; “Gezi 7. yılında hayat ancak Gezi’ye sığar” yazılı pankartın açıldığı eylem, Gezi’de yaşamını yitirenler için yapılan 1 dakikalık saygı duruşuyla başladı. Gezi’de katledilen gençlerin isimlerinin teker teker sayılarak, “Yaşıyor” diye haykıran kitle sık sık, “Gezi şehitleri ölümsüzdür”, “Her yer Taksim her yer direniş”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atıldı. Taksim Dayanışması adına açıklamayı okuyan avukat Can Atalay, bugün burada gerçekleştirdiklerinin açıklama olmadığına işaret ederek, ancak Taksim’e yönelik keyfi yasak sonlandığı zaman gerçek anlamda bir açıklama yapılacaklarını söyledi.

‘GEZİ ARTIK YETER ÇIĞLIĞI’

Atalay, bundan tam 7 yıl önce milyonlarca insanın kenti, doğayı, emeği, kardeşliği savunmak, eşitliği, özgürlüğü ve adaleti kazanmak için 80 ilde sokağa çıktığını hatırlattı. Bu sistemin üretimden değil tüketimden beslendiğini, sadece doğayı betonla değiştirmediğini, insanı da tükettiğini vurgulayan Atalay, Gezi’nin bütün sömürü çeşitlerine karşı kitlesel bir haykırış, halkın "artık yeter" çığlığı olduğunu kaydetti.

Gezi’nin üzerindeki baskıdan kurtulmaya çalışan, eşitsizliğe karşı çıkan halkın derin bir nefesi olduğunu ifade eden Atalay, “O nefesi gazla boğmak istediniz, Gezi Direnişi'nin anısını kirletmeye dahi niyetlendiniz. Milyonlarca öznesi, nesnesi, şahidi olan Gezi'yi, tek bir düzgün delil dahi ortaya koymadan yargılamaya kalktınız. Gezi'de hayatım kaybedenleri unutturabileceğinizi, ailelerini, yaralıları uzattığınız adli süreçlerle yıldırabileceğinizi sandınız” dedi.

‘TALAN VE BASKI SÜRÜYOR’

Ülkede o günden bu yana baskının daha da artarak devam ettiğini hatırlatan Atalay, hukukçuların, siyasetçilerin, akademisyenlerin, gazetecilerin, müzisyenleri tutuklandığını; meslek örgütlerini susturmaya çalışıldığını, 3’üncü havalimanı, köprüler derken doğal varlıklarının her gün daha da tahrip edildiğini, parsel parsel beşli çeteye peşkeş çekildiğini, halkın iradesini kayyımlarla gasp edildiğini vurguladı.

Dünden bugüne bakıldığında Gezi'nin tüm taleplerinin ne kadar haklı olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını vurgulayan Atalay, şöyle konuştu: “Şimdi o haklılıkla sınanıyorsunuz. Bir deprem oldu ve deprem sonrası toplanma alanlarını yok ettiğinizi saklayamadınız. Hala bir mayın üzerinde oturuyoruz, her seferinde yeniden uyarıyoruz. Haklıyız, biliyorsunuz.

Topraktan, tarımdan, tohumdan hem kendi elinizi hem de kol kanat gerdiğiniz şirketlerin elini çekin dedik.

Kuruttuğunuz dereler, yok ettiğiniz tarım arazileri derken gün geldi soğanın kilosu 10 liraya çıktı, bunu dile getirmeyi bile yasaklamaya kalktınız. Açlık yasak tanır mı? Saklayamazsınız. Haklıydık, sonucunu yaşadınız.

Dünyayı kasıp kavuran salgın, sermaye düzeninizi sarstı, Gezi'nin öğretisi dayanışmaya sığınmak zorunda kaldınız. Bugün, insanlar komşusu açken tok yatmıyor, ekmeğini bölüşüyorsa, ücretsiz yapmadığınız temel ihtiyaçların faturalarını el verip birlikte ödemeye çalışıyorsa, sokağa çıkması yasaklananların ihtiyaçlarım karşılıyorsa, çalışmak zorunda kalanı yormuyor, marketleri talan etmiyor, acil ihtiyaç dışında hastaneleri meşgul etmiyorsa siz dediniz diye değil, bu dayanışma ruhunu 7 sene önce milyonlar bizzat yaşadığı, tecrübe ettiği ve öğrendiği içindir.

Nitelikli ve kamusal sağlık hizmetine sahip çıktık, bu halk tüm sağlık emekçilerine onlar da halka sahip çıktı. Hepimiz iyi değilsek, hiçbirimiz iyi değiliz dedik.

‘GEORGE FLOYD’UN NEFESİNİ KESEN AYNI KARANLIK’

Gezi'de Berkin'i, Ethem'i, Medeni’yi, Ali İsmail'i, Hasan Ferit'i, Abdullah'ı, Ahmet'i ve Mehmet'i bizden ayıran karanlıkla George Floyd'un nefesini kesen aynı karanlıktır. O gün de bunun karşısındaydık, bugün de karşısındayız. Barışçıl direniş her yerde bir haktır. Aramızdaki binlerce kilometreye rağmen biriz, bir aradayız.

Bugün bu maskeye herkes saygı duyup takıyorsa, bu maskenin hayatla olan bağını Gezi Direnişi'nden bildiği içindir. Bir zamanlar yargıladığınız bu maskelere muhtaç kalmanız da size dert olsun.

Gezi haklılığımızdır. Tarih de her geçen gün bunu ispatlamaktadır. Gezi bu halkın onurudur, onurumuzla yaşayacağız.”