Bu bir yıllık süre zarfında Girê Spî zaferi Suriye ve Rojava’da dengeleri değiştirdi. Girê Spî’nin özgürleştirilmesi Rojava ve Suriye ‘de askeri ve siyasal denklemi sarsması beraberinde Sırrin, Sülük, Eyn İsa, Tıl Hemis, Tıl Berak gibi DAİŞ işgali altındaki bölgelerin özgürleşmesini getirdi.
Bu gelişme ile Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) kuruldu, Irak – Suriye sınırındaki DAİŞ çeteleri için önemli ve stratejik bir geçiş noktası konumunda olan Hol kasabası özgürleştirildi, yine Tışrin barajının ve stratejik Şeddadê kasabasının özgürleştirilmesini beraberinde getirdi.
Girê Spî zaferi Devrimci Demokratik güçlerin yükselişini getirirken, Suriye halklarına da özgürlük, adalet ve eşitlik umudu aşıladı.
Ve 1 Haziran 2016 günü Mınbic Askeri Meclisi’nin QSD güçlerinin desteği ile başlattığı ‘Şehit Komutan Ebu Leyla Hamlesi” de Girê Spî’de başlatılan özgürlük yürüyüşünün devamı.
DÖNÜM NOKTASI DAİŞ ÇETELERİNİN TİL TEMİR İŞGALİ OLDU
DAİŞ çetelerinin 23 Şubat 2015 günü Til Temir’deki Asuri köylerine yönelik saldırılar düzenlemiş ve işgali altına almıştı.
Kürt özgürlük hareketinin halkların kardeşliğini esas alan devrimci mirasını kendisine rehber edinen YPG/YPJ güçlerinin DAİŞ çetelerinin bu hunhar ve barbarca saldırıları karşısında bir radikal bir devrimci cevap vereceği açıktı.
Ancak yer ve zamanı kestirmek mümkün değildi. 23 Şubat sonrasında gelişen süreci herkes gibi basın emekçileri olarak gözlemledik ve izledik. Mayıs ayı geldiğinde YPG/YPJ’nin DAİŞ çetelerine yönelik başlatacağı bir kapsamlı hamlenin tüm koşulları olgunlaşmıştı.
Nitekim YPG/YPJ güçleri Asuri, Süryani, Arap ve Kürtlerin talebi doğrultusunda 6 Mayıs günü ‘ Komutan Rubar Qamişlo Hamlesi ‘ başlatmıştı. Başlatılan hamle Kürt özgürlük hareketinin devrimci mirasını devralan YPG/YPJ güçlerinin Rojava ve Suriye halklarının kardeşliğini, demokratik değerlerini yeniden inşasında çok temel bir rol oynayacağı kesindi.
HAMLE ÖZÜ İTİBARİYLE HALKLARIN KARDEŞLİĞİ TEMELİNDE GELİŞTİ
YPG/YPJ güçlerinin başlattığı hamleye Kürt, Arap, Asuri, Süryani, Çeçen ve diğer azınlıklar ile Türkiye devrimci güçlerinden MLKP, BÖG gibi enternasyonalist birçok güç bu hamlenin içinde yer alarak çetelere karşı savaştı.
Bu nedenle hamle özü itibariyle halkların kardeşliği temelinde gelişti. Hamle Enternasyonalist karakterde gelişti. Komutan Rubar Qamişlo hamlesinin 15. gününde DAİŞ çetelerinin en önemli merkezi haline getirdiği Kizwan Dağı faşist DAİŞ çetelerinden temizlenerek özgürleştirildi.
YPG/YPJ savaşçılarının başlattığı Komutan Rubar Qamişlo hamlesinin enternasyonalist karakterde olması ve halkların kardeşliği temelinde gerçekleşmesinden dolayı kazanılan her mevzii de insanlık değerleri kazanıyor, DAİŞ çeteleri ve yarattıkları karabulutlar bir bir dağıtılıyordu.
Çünkü DAİŞ çeteleri saldırdıkları ve işgal ettikleri her yerde ilk olarak din, dil, ırk, cinsiyet ve kültür ayırmaksızın tüm insani değerlere saldırıyordu. Bu kadar vahşi bir örgüte karşıda başlatılan özgürlük yürüyüşünde kazanılan her mevzii ve her zafer elbette insanlık için büyük bir anlam ve değer ifade edecekti.
VE MİNBİC’İ ÖZGÜRLEŞTİRME HAMLESİ
Ve 1 Haziran 2016 günü Mınbic Askeri Meclisi’nin QSD güçlerinin desteği ile başlattığı ‘Minbic’i özgürleştirme hamlesi de Girê Spî’de başlatılan özgürlük yürüyüşünü beraberinde getirmiştir.
Nitekim 1 Haziran itibariyle başlatılan ve 14. Gününe giren özgürleştirme hamlesi kapsamında Minbic Askeri Meclisi ve QSD güçleri 2014 yılından bu yana DAİŞ çetelerinin işgali altında bulunan Minbic’e bağlı onlarca köy ve mezrayı DAİŞ çetelerinden temizleyerek özgürleştirdi.
Minbic Askeri Meclisi ve QSD güçleri, DAİŞ çetelerinin Rakka – Minbic, Minbic – Cerablus, El Bab – Minbic bağlantı ve ikmal yollarını keserek Minbic’i tümden kuşatmaya almıştır. Nitekim geçtiğimiz gün Minbic Askeri Meclisi bir açıklama yaparak özgürleştirme hamlesinin ikinci aşamasına geçeceklerini duyurmuştu.
İkinci aşama kapsamında DAİŞ işgali altındaki kent merkezinin özgürleştirilmesi hedefleniyor.
DAİŞ ÇETELERİ EN STRATEJİK KALESİNİ KAYBEDECEK
Minbic’in özgürleştirilmesi ile birlikte DAİŞ çeteleri, Hol, Tışrin ve Şeddadê’den sonra en stratejik büyük ve son kalesini kaybetmiş olacak.
Bu, aynı zamanda DAİŞ çetelerinin Irak ve Suriye içindeki bağlatı yollarının tamamına yakının Minbic Askeri Meclisi bileşenlerinin denetimine girmiş olacak. Çetelerin Minbic’i kaybetmesi ile birlikte Suriye'nin Halep’ten sonraki en büyük kentlerinden biri olan Minbic, artık DAİŞ çetelerinden temizlenmiş olacak.
Yani özetle belirtecek olursak; Girê Spî zaferi Suriye halklarının özgürlük, adalet ve eşitlik özlemlerine ve hayallerine hizmet etmiştir, hizmet etmeye devam edecektir.
Son söz; Girê Spî ile başlayan zafer ve özgürlük yürüyüşünün Minbic ile sınır kalmayacağı da açıktır...