Gizli hesap skandalı Hollande’ı sarsıyor

Gizli hesap skandalı Hollande’ı sarsıyor

Fransa’da eski Bütçe Bakanı Jerome Cahuzac’ın İsviçre bankası UBS’de gizli hesabı olduğunu itiraf etmesi sosyalist hükümeti sarsmaya devam ediyor.
Muhalefet hükümetin istifasını isterken, Cumhurbaşkanı François Hollande muğlak yargısal tedbirlerle olayı geçiştirmeye çalışıyor. Fransız kamuoyunun tepkisini çeken skandal, Sosyalist Parti (PS) hükümetine olan güveni azaltıyor. Açıktan dillendirilmese de, hükümetin sadece 10 aylık pratiğinin ve politikacılara olan güvensizliğin bedelinin 2014 yerel seçimlerinde ödenmesi içten bile değil.

Geçtiğimiz Aralık ayında Mediapart haber sitesinde ses bandı yayınlanan Sosyalist Partili (PS) bütçe bakanı Jérome Cahuzac, Salı günü hakim karşısında hakkındaki iddiaları kabul etmişti. Aylardır hakkındaki iddiaları reddeden Cahuzac, yurt dışında herhangi bir bankada hesabı olmadığını iddia ediyordu ve Cumhurbaşkanı Hollande ile hükümetin desteğini arkasına alıyordu.

Cahuzac,  İsviçre’nin UBS bankasında 2001 yılında 600 bin Euroluk gizli hesap açtırdığını ve daha sonra da bu parayı hiç bir uluslararası kontrolün olmadığı Singapur’a aktardığını itirat etmişti. Geçtiğimiz yılın Haziran ayından istifa ettiği Mart ayına kadar vergi kaçakçılığı ile mücadeleden sorumlu olan Cahuzac’ın itirafları sosyalist hükümeti de oldukça zora soktu.

HOLLANDE’DAN BİLİNDİK ÇÖZÜMLERİN TEKRARI

Cumhurbaşkanı François Hollande ise, yargı alanında yapılacak bazı değişiklikler ile siyasiler arasındaki rüşvet ve vergi kaçırma olaylarına karşı mücadele edileceğini savundu. Hollande, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (CSM) içerisinde yapılacak reform ile savcı ve hakimlerin ‘daha bağımsız’ bir şekilde görevlerini yapabileceklerini vaad ediyor. Milletvekili ve bakanların mal varlıklarına ilişkin kontrollerin arttırılmasını ‘önlem’ olarak sunan Hollande, mali suçlardan ceza alanların seçilme hakkının 10 yıl boyunca yasaklanabileceğini de söyledi.

Hollande’ın çözüm olarak sunduğu öneriler de tepki çekiyor. Zira, Fransa’da ‘parlamenter şeffaflık’ alanında 1988’den beri oluşturulmuş bir kurul bulunuyor. Mali suçlara bulaşmış kişilerin seçilme hakkına ilişkin 5 yıllık bir yasak da var zaten.

FRANSIZLAR TİKSİNDİ

Gizli hesap skandalının Aralık ayında Mediapart sitesinde ortaya çıkarılması sonrasında Fransız hükümetinin aldığı tutum da tartışma konusu oldu. Adalet Bakanlığı, iddialar üzerine İsviçreli yetkililer nezdinde yapılan görüşmeler sonunda Cahuzac’a ait hiç bir hesap bulunmadığının bildirildiğini iddia ederken, bir çok kesim gerçeğin gizlendiği görüşünde.
Fransızların Cahuzac skandalı nedeniyle sosyalist hükümete olan güveni de giderek azalıyor. Harris Interactive şirketi tarafından yapılan bir ankete göre, Fransızların yüzde 86’sı olayı ‘vahim’ olarak nitelendiriyor. Her 10 katılımcıdan 6’sının ise hükümetin skandalı olayı iyi yönetemediği görüşünde.

MELENCHON: "BEYAZ YAKALI SUÇ ŞEBEKESİ"

Konuyla ilgili France 2 kanalına konuşan Sol Cephe lideri Jean-Luc Melenchon, Cahuzac’ın  "beyaz yakalı büyük suç şebekesi içinde bir suçlu" olduğunu söyledi. Hakkında açılan soruşturma nedeniyle 19 Mart’ta bakanlık görevinden istifa eden Cahuzac’a partili arkadaşlarının destek verdiğini hatırlatan Melenchon, bu desteğin de ‘kast’ sistemi ilişkilerini andırdığını kaydetti. Benzeri bir durumun eski IMF Başkanı ve PS üyesi Dominique Strauss-Kahn olayında da yaşandığının altını çizen Jean-Luc Melenchon, siyasi elitin tavrını eleştirdi.

HÜKÜMETE ‘İSTİFA’ ÇAĞRILARI

Vergi kaçırma suçundan yargılanan Jerome Cahuzac olayı sosyalist hükümete yönelik sağ muhalefetin baskısı da arttı. Anamuhalefet Halk Hareketi Birliği (UMP) Genel Sekreteri Jean-François Copé, cumhurbaşkanı Hollande’ın başbakan da dahil olmak üzere tüm hükümeti yenilemesi gerektiğini söyledi. Copé, yeni bir hükümetin  Fransa’nın  içinde bulunduğu durumdan çıkış için tek çözüm olduğunu da kaydetti.
Öte yandan, aşırı sağcı Ulusal Cephe (FN) lideri Marine Lepen, Ulusal Meclis’in feshedilerek seçimlere gidilmesini istedi.

2008 BENZERİ BİR SEÇİM DARBESİ YAŞANABİLİR

Jerome Cahuzac olayı ile birlikte tepkileri üstüne çeken Sosyalist Parti, 2008 yılında Nicolas Sarkozy’nin yaşadığı yerel seçim yenilgisinin aynısını yaşamaktan korkuyor. Her ne kadar çok dillendirilmese de, hükümetin 10 aylık kötü performansının Mart 2014’de yapılacak belediye seçimlerine çok büyük etkisi olacak. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durgunluğun önlenememesi ve işsiz sayısının tarihi rekora doğru koşması da bu korkuları haklı çıkarıyor.
Mayıs 2007’de cumhurbaşkanı seçilen Nicolas Sarkozy ve partisi UMP, 10 ay sonra yapılan yerel seçimlerde bir çok büyük şehir başta olmak üzere belediyelerin çoğunu PS’e kaptırmıştı. Hollande ve partisi PS daha önce kaymağını yedikleri hükümet krizi bağlantılı seçim darbesinin bu sefer kendilerini vuracağından da emin gibiler.
Hollande’ın ve PS’nin geniş halk kitlelerinin temel sorunlarına çözüm bulamayan politikaları ve sol içinde elit, halktan uzak profilli siyasetçilerin varlığının daha çok aşırı sağcı FN’e yaramasından da korkuluyor.