Gülsuyu'nda kentsel yıkımın tetikçileri devrede
Gülsuyu'nda kentsel yıkımın tetikçileri devrede
Gülsuyu'nda kentsel yıkımın tetikçileri devrede
Gülsuyu Mahallesi'nde devrimcilere ve halka karşı saldırılarını artıran çetelerin, birbiriyle bağlantılı iki amacı var. İlki, devletin siyasi operasyonlarla yok edemediği devrimcileri, mahalleden silmek. Ardından, 20 yıldır uygulanamayan kentsel dönüşümü hayata geçirmek. Kentsel yıkımın tetikçileri haline gelen mahalle çetesinin, devlet destekli olduğu da mahallede herkesin katıldığı genel bir görüş.
NE OLDU?
İstanbul'un emekçi semtlerinden biri olan Gülsuyu Mahallesi son günlerdir çetecilerin saldırılarıyla gündemde. Temmuz ayının başında BDP üyelerine saldıran çeteler, saldırılarını 25 Temmuz'dan itibaren artırdı. 25 Temmuz günü, mahalledeki parkta oturan SGD üyesi Cebrail Günebakan, silahlı saldırıda karnından yaralandı.
Bu saldırı, mahalledeki huzursuzluğu artırırken, çeteciler, bu yıl 7. kez ESP tarafından düzenlenecek Sanat ve Hayat Kültür Festivali'nin afişlerini asan Sosyalist Gençlik Derneği üyesi iki gence saldırdı. Sinan Sağır iki bacağından, Aykan Şimşek bir bacağından kurşunla yaralandı.
Aynı gün öğle saatlerinde çeteciler bu kez, ESP Maltepe İlçe Örgütü'nü hedef aldı. Parti binasına ateş açan saldırganlar, SGD üyeleri Özgür Bedel ve Deniz Karacagil ile Partizan dergisi okuru Çağdaş Temuroğlu'nu yaraladı.
Gülsuyu emekçi halkı, 8 Ağustos akşamı çetelere karşı sokağa çıktı. Polis karakolunun önüne yürüyen kitlenin üzerine ateş açan çeteciler, bu kez 2'si gazeteci 5 kişiyi yaraladı.
Hafif şekilde yaralananlar hastaneye kaldırılırken, Heykel Meydanı'na yürüyen kitleye, çeteler ikinci kez saldırdı.
Saldırıların ardından ESP binasına çekilen kitleye, yeni bir çete saldırısı daha oldu. Ancak bu kez şans eseri yaralanan olmadı.
KİM BU ÇETE?
Saldırıyı gerçekleştiren çete, mahallede “Sakarya Çetesi”nin uzantısı olarak biliniyor. Uyuşturucu ve kadın bedeni ticareti, haraç toplamak, tehdit etmek gibi çeşitli suçların faili. Özellikle, topladıkları haraçlar mahalle halkını bezdirmiş durumda. Ayrıca halkın can güvenliği de risk altında. Bu riskin yarattığı korku, halkın kitlesel bir şekilde sokağa çıkışına da engel oluyor.
NE AMAÇLIYORLAR?
1990'lı yıllarının ortalarında emekçi semtlerde, denetimi ve kontrolü ellerinde tutan devrimci örgütlerin, 2000'li yılların başında bu mahallelerdeki etkisini kaybetmesinin ardından devletin özel yönlendirmesiyle çeteler hızla ortaya çıktı.
Gülsuyu Mahallesi de aynı süreci yaşadı. Bir dönem sokaklarında milislerin devriye gezdiği, polisin ana cadde dışında mahallenin hiçbir sokağına giremediği Gülsuyu Mahallesi'ndeki tablo da, diğer mahallelere benziyor. Ancak, son günlerde yaşananlar mahallede daha özgün bir durumun olduğunu gösteriyor: Kentsel dönüşüm ya da kentsel yıkım.
ANF'ye konuşanların dikkat çektiği nokta da bu. Artan saldırıların ardında iki amaç olduğunu anlatıyorlar: “İlki, kentsel dönüşüme direnecek olan devrimcileri mahalleden silmek. Bununla bağlantılı olarak da, kentsel yıkımı hızla hayata geçirmek. ”
YIKIM 20 YILDIR YAPILAMADI
Gülsuyu Mahallesi yıllardır kentsel dönüşüm kapsamında. Ancak, halkın tepkisi nedeniyle bunu bir türlü hayata geçiremediler. 1990'ların başında gündeme gelen yıkım söylentileri bile, binlerce kişiyi sokağa döküyordu.
ANF'ye konuşan Ezilenlerin Sosyalist Partisi üyesi Mustafa Kapar da artan saldırıların ardında “kentsel yıkım” planı olduğu görüşünde: “Bu mahalle eski bir mahalle ve insanlar yerleşik. Kentsel dönüşümün kolay kolay hayata geçirilemeyeceği bir yer. Bu nedenle, insanları tedirgin ederek buralardan sürmek istiyorlar. Bununla bağlantılı olan ilk amaç ise, önce devrimcileri mahallede yok etmek. Devlet, siyasi operasyonlarla Gülsuyu'ndan devrimcileri atmaya çalıştı. Ancak etkisini kırdı belki ama mahalleden silemedi. Şimdi çeteleri devreye sokarak bunu yapmaya çalışıyorlar.”
Kapar, çeteleri, devletin gayri resmi örgütü olarak tanımladı: "Rojava'dakiler gibi. Orada da, Türkiye'nin desteğini alan gayri resmi devlet örgütleri, halka saldırıyor, katliam yapıyor. Gülsuyu'ndakiler de aynı şekilde devlet tarafından bizzat örgütleniyor" dedi.
ESP Gülsuyu İlçe Yöneticisi Zelal Armutlu da, ESP'nin özel olarak hedef alınmasının nedeninin mahallede "yozlaşma, çeteleşme ve uyuşturucu"ya karşı yürüttüğü çalışma olduğu görüşünde.
Bu yıl 7. kez düzenlenecek olan Sanat ve Hayat Kültür Festivali'nin de ana sloganının "Yozlaşma, çeteleşme ve uyuşturucuya karşı mahallemizi savunuyoruz" olduğunu hatırlatan Armutlu, "Çetelerin vurduğu iki SGD üyesi, saldırı sırasında festival afişlerini asıyorlardı” dedi.
Zelal Armutlu da kentsel dönüşümü hayata geçirmek için saldırıların yapıldığı görüşünde. Armutlu, "Mahallede kentsel yıkıma karşı eylemler, toplantılar yeniden başladı. Devlet, çeteler eliyle kentsel yıkıma karşı mahallenin direnişini kırmak istiyor" diye konuştu.
Mahallede çalışma yürüten BDP İl Yöneticisi Besim Yılmaz da, son günlerde yaşanan saldırılar için, “Kendiliğinden gelişen, üç beş kişinin saldırısı değil. Emniyetin ya da emniyet içinde bazı güçlerin dolaylı ya da direkt içinde olduğu saldırılar” dedi.
2009 yılında başlatılan KCK operasyonlarını hatırlatan Yılmaz, “Bu operasyonlarda, Gülsuyu, 1 Mayıs, Okmeydanı, Sarıgazi gibi devrimcilerin, yurtseverlerin etkisinin olduğu mahallelerden binlerce genç, devrimci, yurtsever gözaltına alındı, tutuklandı. Devlet, bu boşlukları hızlı bir şekilde, geçmişte olduğu gibi çetelerle doldurmaya çalıştı” dedi.
Saldırıların ardından kentsel dönüşümü uygulama amacı olduğunun altını çizen Yılmaz, “Bu mahallelerde, belediyeler, kepçe, dozer ve polise ile geldiğinde, kitlesel tepkiyle karşılaşacağını bilir. Bu nedenle, çeteleri salarak, halka korku yaratmak ve sindirmek, ardından da göçertmek istiyorlar” diye konuştu.
POLİS İLE İŞBİRLİĞİ YAPIYORLAR
Mahalle halkı, çetelerin polis ile işbirliği içinde çalıştığı görüşünde. Bu işbirliğine dikkat çeken ESP İlçe Yöneticisi Zelal Armutlu, şöyle konuştu: “Esenkent Karakolu'ndan bir baş komiser beni aradı. Saldırı sırasında MOBESE'lerin bozuk olduğunu söyledi. Her zamanki olay yani. En basit bir basın açıklamasında dahi, MOBESE'lerin tamamı her zaman çalışıyor. Ayrıca bir kişinin gözaltına alındığını söylediler. Ama bu konuda net bir bilgimiz yok."
BDP İl Yöneticisi Besim Yılmaz da, Temmuz ayının başında BDP üyelerine yönelik olarak gerçekleşen saldırının faillerinin isimlerini polise vermelerine rağmen tek bir kişinin bile gözaltına alınmadığına dikkat çekti.
7 Ağustos günü gerçekleşen saldırının ardından polisin kendilerine “Bize yardımcı olun” dediğini hatırlatan Yılmaz, şunları söyledi: “İstihbarat toplamak vatandaşın görevi değil. Bu ülkenin bütçesinin yüzde 40'ı istihbarata gidiyor. Söz konusu devrimciler olduğunda, helikopterlerle, nokta operasyonu yapıyorlar. Bugüne kadar sadece bir kişi tutuklandı. Cebrail Günebakan'ı vuran Kimyas Taşar teslim oldu, tutuklandı. Diğer saldırganların, polisin elinde ismi, cismi var. Ama hala dışarıda dolaşıyorlar” dedi.
7 Ağustos akşamı gerçekleşen saldırıdan önce, çetelerin etrafta dolaştığı yönünde polis yetkililerine bilgi verdiklerini ve önlem alınmasını istediklerini söyleyen BDP İl Yöneticisi Besim Yılmaz, “Ancak önlem almadıkları gibi, önce çeteler, ardından polis saldırdı” dedi.
MEDYA YALAN SÖYLÜYOR
Gülsuyu'ndaki çete saldırısı ana akım medyada geniş yer buldu. Ancak, “Saldırıya uğrayanların ifade vermekten kaçındığı” şeklinde yalan bilgiler de bu haberlerde yer aldı.
ESP İlçe Yöneticisi Zelal Armutlu, ana akım medya için “Kesinlikle yalan haber yapıyorlar” dedi ve ekledi: “Hem yaralıların bazıları, hem de tanıklar ifade verdi. Yalan haberde o kadar ileriye gittiler ki, ATV Haber, 'Solcu örgütler birbirleriyle silahla çatıştı' diye haber verdi.”