Son Dakika: DEM Parti Heyeti, İmralı’ya hareket etti

Güngören davasında Kürtçe'ye hakaret!

Güngören davasında Kürtçe'ye hakaret!

İstanbul Güngören'de 2008 yılında meydana gelen ve 18 kişinin yaşamını yitirdiği patlamanın ardından açılan davanın 12.duruşmasına devam edildi. Tutuklu sanıkların mahkemede Kürtçe savunma vermek istediklerini söylemesi üzerine, patlamada yakınlarını kaybeden aileler, sanıklara ve sanık avukatlarına hakaretler ederek "Kürtçe dünya dilli mi? Kürtçe savunma duymak istemiyoruz" dedi.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklardan Cihan Aydın dışında diğer 5 tutuklu sanık, savunma avukatları ve patlamada yakınlarını kaybeden aileler ve avukatı katıldı.

Duruşma da ilk sözü alan sanık Ziya Kıraç’ın avukatı Bahri Bayram Belen, olayın başından beri adil bir yargılamanın yapılmadığını, toplumsal tepkiyi azaltmak için yeterli delil olmamasına rağmen müvekkilli Ziya Kıraç ve diğer sanıkların tutuklandığını belirtti. Belen, tutuklu sanıkların sadece Kürt oldukları için hedef seçildiğini ve şimdiye kadar olayın gerçek faillerinin ise  ortaya çıkarılmadığını söyledi.

Av. Belen, 27 sayfadan oluşan yazılı savunma dilekçesini mahkemeye sunarken, sanık Ziya Kıraç ise avukatının söylediklerine katıldığı söyledi ve bir sayfadan oluşan yazılı savunmasını verdi.

Daha sonra tutuklu sanıklardan M.Salih Yanık ve Nusret Tebiş’in avukatı Hüseyin Boğatekin söz alan aldı. Av. Boğatekin, müvekkilli Nusret Tebiş’in olay günü Göngören’de değil, Beylikdüzü’nde bulunduğunu, bunu kanıtlayacak somut delilleri olduğunu fakat mahkeme heyetinin ısrarla bu yöndeki taleplerini kabul etmediklerini dile getirdi.

Av Boğatekin şöyle konuştu: "Müvekkilim Nusret Tebiş’in olay anında Beylikdüzü’nde bulunduğunu ortaya koyan telefon kayıtları Telekom tarafından resmi olarak mahkemeye gönderildi. Bunun yanı sıra Nusret’in olayı günü akşam geç saatlere kadar evinde bulunduğu  Ahmet Işık’ı tanık olarak dinletmek istiyoruz. Bunun için Ahmet Işık’ı iki kere buraya getirmemize rağmen mahkeme heyeti dinlemek istemedi. Bu hayati bir kanıttır. Mahkeme heyeti, kararını vermeden önce bu tanığı dinlemek zorundadır."  

Mahkeme başkanı, savunma yapması için söz hakkı verdiği Nusret Tebiş ve M.Salih Yanık ise Kürtçe olarak "Savunmamı Kürtçe vermek istiyorum" dediler.

KONUŞULAN DİLİ TANIMAYAN BİR MAHKEME!

Bunun üzerine mahkeme başkanı, bu talebi "Kürtçe olduğu tahmin edilen ve anlaşılamayan bir dille bir şeyler konuştukları" şeklinde tutanağa geçirdi.

Taleplerin değerlendirilmesi için ara verildiği sırada salonda bulunan ve  patlamada kayınlarını kaybeden aileler, sanıklara ve sanık avukatlarını hakaretler yağdırdı.

Aileler, salon çıkışında ise avukatlara saldırdı. Sanıkların Kürtçe savunma yapmak istemelerine tepki gösteren aileler "Kürtçe savunma duymak istemiyoruz. O savunma Türkçe yapılacak. Kürtçe savunma duymaya tahammüllümüz yok. Kürtçe dünya dili mi? Neyi kabul ettirmeye çalışıyorlar" şeklinde konuştular.  Çevik kuvvet polislerinin çağrılmasıyla uzun süre bağırıp küfürler eden aileler, ara kararın açıklanmasıyla birlikte dağıldı.

Duruşma, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve 4 Temmuz tarihine ertelendi.