Habur katliamı Süryani toplumunu kaygılandırıyor
DAİŞ çetelerinin bölgedeki Süryanilere ve diğer Hıristiyan toplulukların varlığını tehdit eden saldırı ve katliamlar, Mardin’de bulunan Süryanileri kaygılandırıyor.
DAİŞ çetelerinin bölgedeki Süryanilere ve diğer Hıristiyan toplulukların varlığını tehdit eden saldırı ve katliamlar, Mardin’de bulunan Süryanileri kaygılandırıyor.
DAİŞ çetelerinin bölgedeki Süryanilere ve diğer Hıristiyan toplulukların varlığını tehdit eden saldırı ve katliamlar, Mardin’de bulunan Süryanileri kaygılandırıyor.
Ortadoğu’da tüm halkların başına bela olan DAİŞ çetelerinin Cêzire Kantonu'nun Hasakê kentine bağlı 35 Asuri/Süryani köylerine yönelik saldırılar, Mardin’in Midyat ilçesinde yaşayan Süryani toplumunu kaygılandırıyor. Hasakê'ye bağlı Habur Nehri kıyısında bulunan köylere dönük gerçekleştirilen saldırılar sonucunda çoğu kadın, çocuk ve yaşlı olmak üzere 350 kişi kaçırıldığı, köylerin ve kiliselerin ise yakıldığı belirten Süryaniler, uluslararası koalisyon güçleri ile dünya kamuoyu ve demokratik kitle örgütlerini duyarlılığa davet etti.
SMELE KATLİAMI TEKRARLANIYOR
Hesekê’de DAİŞ saldırıları sonucunda binlerce Asuri-Süryani'nin de Rojava’nın farklı kentlerine sığınmak zorunda kaldığını söyleyen Fırat Küçükaslan, Süryanilerin Smele Katliamı’ndan sonra en büyük katliamla yüz yüze bırakıldığını ifade ederek şunları belirtti: “Hesekê’ye kadar insani koridorun bir an önce açılması gerekiyor. YPG’nin bir an önce DAİŞ’e karşı halkları koruyabilecek silahların gönderilmesini istiyoruz. Zaten Süryani savunma birlikleri de bulunuyor. Eğer dünya kamuoyu Süryanilerin katliamına sessiz kalırsa DAİŞ daha da canavarca saldırılarını sürdürecektir. Ayrıca bu halkımıza yönelik ilk soykırım değildir, şimdi Hesakê Habur bölgesinde bulunan Asuri, Süryani ve Keldani halkı Smele Katliamı’ndan kaçarak, Irak tarafına sığınıyor, Irak’ta yeniden katliama maruz kalıyor bu kez Habur tarafına yerleşiyor. Orada çölü adeta yaşanılır hale getirerek kendilerine yeni yaşam alanları yapıyorlar. Süryaniler neden katliama maruz kalıyor? Kime ne zararları dokunmuş? Binlerce yıldır bu topraklarda varlığını sürdüren sanatkar ve zanaatkar bir toplumun kime ne zararı dokunabilir ki? Halk olarak hiçbir zaman silahlarla farklı halklara saldırmadık hep saldırıya maruz kaldık. Eğer DAİŞ ve benzeri terörist yapılar Süryani halkını katlederse Süryanilerin de silaha sarılmaktan hiçbir şansı kalmayacaktır” dedi.
MİLLİYETÇİLİK ORTADOĞU'YA AİT DEĞİLDİR
Ortadoğu coğrafyasında milliyetçilik ile kadim halkları ortadan kaldırılma projesi devreye konulduğunu söyleyen Ercan Didiş, Midyatlı Süryaniler olarak katliama karşı sessiz kalmayacaklarını ifade etti. Didiş, “DAİŞ tüm dünyanın gözleri önünde yüzlerce Süryani’yi esir aldı. Bu cani DAİŞ çeteleri yaşlı, çocuk demeden önlerine gelen herkesi öldürmeye devam ediyor. Bunların tek hedefi de Ortadoğu’da bulunan tüm kadim halkları yok etmeye dönüktür. Halkların birbirinin inancına ve kimliğine yönelik hiçbir sorunu bulunmamaktadır. Kadim halkların bir arada yaşadığı Ortadoğu coğrafyasında ırkçılığın yeri yoktur. Bu barbarlığı yaratanlar halkları din adı altında karşı karşıya getirmektedir. DAİŞ projesini yaratanlar Süryanileri, Êzidileri, Alevileri, Kürtleri kurban seçtiğine inanıyoruz. Oysaki bu toprakların ebedi sahipleri bu kadim halklardır” diye konuştu.
İNSANİ KORİDOR AÇILMALI
Hasakê’de Süryani toplumuna yönelik DAİŞ çetelerinin katliamının tüm dünya halklarına karşı yapılan bir katliam olarak değerlendiren Sami Akyol ise, uluslararası koalisyon güçleri tarafından insani koridorun açılması çağrısında bulundu. Akyol, "DAİŞ çeteleri, Süryani, Keldanî, Asûrî ve Êzdî halklarını tarihi ana vatanlarından koparıp göçertmek istemektedir. DAİŞ çetelerinin Süryani halkımıza yönelik gerçekleştirdiği katliam ve kaçırarak rehin alma uygulamaları, Musul ve Habur’da Hıristiyan yurttaşlara yönelik göçertme ve soykırıma uğratma politikasının devamı olarak görüyoruz. DAİŞ çetelerinin halklara yönelik gerçekleştirdiği saldırıların ve katliamların, inançlara, kimliklere, kültürlere yönelik saldırılarına sessiz kalan tüm dünya güçleri suç ortağıdır. Bu nedenle bir an önce insani koridorun açılması gerektiğini istiyoruz”
HABUR SAVUNMA BİRLİKLERİ GÜÇLENDİRİLMELİ
Uluslararası koalisyon güçlerini ve dünyanın tüm demokratik kurum ve kamuoyunu duyarlılığa davet eden Yuhhana Akyüz, “Süryani halkımızın ve bölgedeki Hıristiyan topluluğun varlığını tehdit eden saldırı ve katliamlara karşı harekete geçmeye çağırıyoruz. DAİŞ terör örgütünün tüm Ortadoğu halkları kadar dünyadaki tüm uygarlık değerleri için de büyük tehlike ve tehdit olduğu açıkça ortadadır. Bu nedenle, tüm dünya insanlığını DAİŞ terör örgütüne karşı ortak mücadeleyi yükseltmeye, uluslararası koalisyon güçlerini, DAİŞ çetelerine karşı Süryani Askeri Meclisi, Xabur Savunma Birlikleri ve YPG-YPJ'nin direnişine daha güçlü destek vermeye çağırıyoruz."