'Halkların barışı Öcalan’ın sağlığına bağlı'
'Halkların barışı Öcalan’ın sağlığına bağlı'
'Halkların barışı Öcalan’ın sağlığına bağlı'
BDP İstanbul İl Örgütü, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlık kontrolü için bağımsız bir sağlık heyeti gönderilmemesini Galatasaray meydanında protesto etti. Barış Anneleri İnisiyatifinin ön saflarda yerini aldığı eylemde halkların barışının ve barış sürecinin sürmesinin Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının düzeltilmesine bağlı olduğu vurgulandı. Polisin ise meydanı ablukaya alarak OHAL görüntülerini aratmadı.
BDP İstanbul İl Eşbaşkanı Emrullah Bingül, Eşbaşkan Yardımcısı İlkay Yenigün, BDP PM ve MYK üyeleri, TUAD Başkanı Sinan Zincir’ın hazır bulunduğu eylemde , “İmralı’ya bağımsız sağlık heyeti gönderilsin”, “Sayın Öcalan’ın sağlığı çözüm sürecinin güvencesidir” pankartları taşındı. Kürtçe ve Türkçe “Öcalan’ın sağlığı sağlığımızdır”, “Öcalansız dünyayı başınıza yıkarız”, “Bijî Serok Apo”, “ Bê Serok Jiyan Nabe” , “Kürdistan’a statü Öcalan’a özgürlük”, “Bijî Berxwenda Rojava”, “Katil El Nusra Rojava’dan defol”, “Her yer Rojava her yer direniş” sloganlarının atıldığı eylemde İlk sözü BDP İstanbul İl Eşbaşkanı Emrullah Bingül aldı.
İMRALI’YA DERHAL BAĞIMSIZ HEYET GÖNDERİLSİN
21 Mart 2012 tarihinin Türkiye ve Kürdistan açısından önemli bir tarih olduğunu hatırlatan Bingül, “Sayın Abdullah Öcalan 35 yıllık çatışmalı bir sürecin sonucunda tarihi bir politik öngörüyle tarihi bir çağrı yaptı. Demokratik kurtuluş barış süreci dediğimiz bu çağrı Türkiye ve Kürdistan’da gelecek yüzyılın kazanılması ve halklar açısından önemli bir çağrıydı” diye konuştu. Müzakere sürecinin başlatıldığı bir döneme gelindiğini, birinci aşamadan, ikinci aşmaya geçirdiğini dile getiren Bingül, bu sürecin en önemli noktasının 7 aylık çatışmasızlık sürecinde tek bir insanın yaşamını kaybetmemiş olması olduğunu altını çizdi. Bu hususun çok önemli olduğunu hatırlatan Bingül, ”Ancak gelinen noktada tarihi bir çağrının ve sürecin sahibi olan Sayın Abdullah Öcalan’ın öncelikle müzakere koşullarının, müzakereye uygun olabilecek şekilde düzeltilmesi gerçeğiyle karşı karşıyayız. En önemlisi Sayın Abdullah Öcalan’ın derhal bağımsız bir heyet tarafından ziyaret edilmek suretiyle, sağlın önünde ki engellerin ortadan kaldırılması gerekir” diye konuştu.
ADALET BAKANLIĞININ VERDİĞİ BİLGİLER KUŞKULU!
Bingül’den sonra açıklamayı BDP İstanbul İl Eşbaşkan Yardımcısı İlkay Yenigün okudu. “Gelinen noktada Sayın Öcalan’ın sağlığı bizleri kaygılandırmaktadır” diyen Yenigün, en son Öcalan’ın kendisiyle görüşen yakınlarına sağlık durumu hakkında kaygılı bilgiler verdiğini hatırlattı. Hükümetin Öcalan’a yaklaşımı Kürt halkına yaklaşımla ilintili olduğuna dikkat çeken Yenigün, Öcalan’ın sağlığının barışın da temel ve ilk koşullarından olduğunu vurguladı. Yenigün, “Türkiye halklarının barışı Sayın Öcalan’ın sağlığına bağlıdır” dedi. Hükümetin bu konuda vurdumduymaz tutumu ve tecrit politikalarının sürdürüyor olmasının kabul edilemez olduğunu altını çizen Yenigün, ”Adalet Bakanlığının verdiği bilgilere kuşkuyla bakmaktayız. Hükümetin Sayın Öcalan’a yaklaşımını samimi ve inandırıcı görmemekteyiz. Sayın Öcalan’ın sağlık durumunun yerinde görülmesi, gerekli tıbbi müdahalelerin yapılması için bağımsız bir sağlık heyetinin derhal İmralı’ya gönderilmesini en acil talebimizdir” dedi.
Kürt sorunun çözümü konusunda Kürtler varılan anlaşma ve müzakere şartlarına uygun olarak üzerine düşeni yerine getirdiğini hatırlatan Yenigün, bugünden itibaren hükümet barışa dair samimiyetinin kanıtlamak zorunda olduğunu belirti. Yenigün, “Eğer bir barış imkanından söz edilecekse, bunun koşulsuz ilk adımı Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması olacaktır” dedi.
TÜRKİYE ROJAVA KÜRTLERİNİN MÜCADELESİNİ BOĞMAK İSTİYOR!
Rojava katliamına da değinen Yenigün, Türkiye hükümetinin izlemiş olduğu yanlış politikaların sonucu Suriye Kürtlerinin katliamlarla yüz yüze kaldığını vurguladı. Türkiye devletinin Suriye Kürtlerinin mücadelesini boğmak üzere dünyanın dört bir yanından çetelere ve katliamcı güruhları getirdiğini dile getiren Yenigün, bu çetelere her türlü lojistik desteği sağlayarak Kürtlerin haklı mücadelesini sinsi politikalarıyla bastırmaya sürdürmekte olduğunu vurguladı.
TÜRK BASINI ÜÇ MAYMUNU OYNUYOR
Türkiye’nin Rojava’ya yönelik kirli politikaları kadar Rojava katliamlarını görmezden gelen Türkiye medyasının da o kadar suçlu olduğunu vurgulayan Yenigün, söyle devam etti: “Görmedim, duymadım, bilmiyorum diyerek üç maymunları oynayan Türk medyası katliamların örtbas edilmesine ve kamuoyundan gizlenmesine çatak tutmaktadır. Ancak bu kirli politikaların sahipleri er ya da geç tarih karşısında mahkum olmaktan kurtulmayacaklardır.”
Dünyanın vicdan sahibi halklarına seslenen Yenigün, Rojava direnişine destek vermeye ve süren katliamlara karşı çıkmaya çağırdı.