HDK: OHAL ve diktatörlüğe karşı birleşelim, direnelim!

HDK, OHAL'in derhal kaldırılmasını isterken, bunun için ortak mücadele ve direniş çağrısında bulundu. HDK, "Dayanışmamızı büyütürsek kazanabiliriz" dedi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu, "Son Verelim" şiarı ile OHAL'ın kaldırılması için planladığı kampanyasını basın açıklaması ile başlattı.
Açıklamada, "AKP/Sarayın 7 Haziran sonrası başlattığı baskı politikası ve savaş, halklara, inanç gruplarına, kadınlara, gençlere, emekçilere ve bir bütün olarak iktidara muhalif olan tüm kesimlere karşı artarak sürüyor. Diktaya karşı olan hemen her kesim, bir biçimde susturulmaya çalışıyor. Tüm bu baskı ve saldırılar, 15 Temmuz sonrası OHAL’in uygulanması ile bir üst boyuta sıçradı" denildi.
Devletin, halkına karşı adeta savaş ilân ettiğine vurgu yapılan açıklamada, "Bir devlet düşünün ki, kendi halkını bombalıyor, kentlerini yerle bir ediyor, cenazelerin gömülmesine bile izin vermiyor. Rejimin değiştirilmesi ve tek adam diktatörlüğü olan başkanlık sisteminin inşa edilmesi için yapılmadık kalmadı. Her gün “bu kadar da olmaz artık” dediğimiz yeni bir uygulamayla karşılaşıyoruz" diye belirtildi.

OHAL'DEN SONRA YAŞANANLAR

Açıklamada, OHAL’in ilanından sonra yaşananlar şöyle özetlendi:

Başta HDP Eş Başkanları olmak üzere, seçilmiş vekiller, belediye başkanları cezaevine gönderildi.  Belediyelere kayyumlar atandı, böylece halkın seçme seçilme hakkı ve iradesi yok sayıldı.
86 bin kamu çalışanı işten atıldı. Onbinlerce kamu çalışanı açığa alındı. Her gün yeni listeler açıklanıyor. Binlerce aile açlığa, yoksulluğa mahkum ediliyor.
Gazete, dergi, radyo ve televizyonlar keyfi olarak kapatıldı, mallarına el konuldu, halkın haber alma hakkı kısıtlandı.
Gazeteciler cezaevine konuldu, yetmedi aileleri cezalandırıldı.
Örgütlenme hakkımız yok ediliyor. Binlerce dernek, vakıf vb. kapatıldı.
Taciz, tecavüz, istismar meşrulaştırılmaya çalışıldı.
Grev yasakları genişletildi, işçilerin kıdem tazminatları ve alacaklarına el konuldu.
OHAL ile sadece demokratik, siyasal haklarımız gasp edilmedi. OHAL sonucunda işsizlik ve yoksulluk daha da arttı.
OHAL’in ilânı ve başkanlık tartışmalarıyla birlikte, devalüasyon yaşandı ve döviz son dönemde yüzde 21 arttı. Cebimizdeki 100 lira, 79 lira oldu. Ücretimiz, alım gücümüz giderek düşüyor. Saray halâ “teğet geçecek” diyor. 2009 krizinde de aynı sözleri duymuştuk. Oysa, 2009 krizinde on binlerce işçi işsiz kaldı, iş yerleri kapandı. Şimdi daha da kötüye gidiyoruz.
Kriz henüz yeni başladı ve derinleşiyor. Olumsuz etkileri önümüzdeki aylarda daha görünür olacak. Bu krizin nedeni ekonomik olduğu kadar, politiktir. Saray’dakinin başkan olma sevdası, savaş politikaları ve OHAL uygulamaları krizi daha da derinleştirmektedir."

'DAYANIŞMAYI BÜYÜTÜRSEK KAZANIRIZ'

AKP/Saray'ın OHAL'i sürdürmek istediğine çünkü tek adam rejimine, başkanlığa, ulaşmak için OHAL düzenini kullandığına değinilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"OHAL uygulamasına derhal son verilmelidir. KHK’ler iptal edilmelidir.
OHAL demek, keyfilik, hukuk dışılık, “ben yaptım oldu” demektir.
'Yarın ne olacak' dememek için;
'Benim de başıma bir iş gelir mi' dememek için,
Her an işten atılma korkusu yaşamamak için,
Barış, demokrasi ve özgürlükler için,
Kürt sorununda eşit, adil, demokratik bir çözüm için,
OHAL'in kaldırılması ve diktatörlüğe dur demek için eşitlik, adalet ve özgürlük için birleşelim, direnelim.
Birleşir ve direnirsek, dayanışmamızı büyütürsek kazanabiliriz.
KHK’ler bütün sonuçlarıyla iptal edilmeli, OHAL derhal kaldırılmalıdır.
Başkanlığa giden yolu kapatalım.
Mutlaka kazanacağız."