HDP için İsveç Parlamentosu önünde eylem, içinde diplomatik girişim

İsveç'te 9 HDP milletvekilinin tutuklanmasını protesto etmek için önceki gün dışişleri bakanlığı binası önünde gösteri yapan Kürdistanlılar ve dostları, dün de İsveç parlamentosunun ana giriş kapısı önünde bir gösteri gerçekleştirdiler.

Ellerinde tutuklanan milletvekillerinin resimlerinin ve “Seçtiğimiz temsilcilerimize dokunma” ve “Erdoğan'ı durdur, kahrolsun faşizm” yazısının yer aldığı pankartları taşıyan göstericiler, HDP halktır, halk biziz”, “Kanlı ellerinizi HDP'den çekin”, “HDP ile dayanışma”, “Katil Erdoğan”, “Faşist Türk devleti”, “Faşist Erdoğan, iki yüzlü AB” gibi sloganlar attılar.

Eylemin gerçekleştirdiği sırada onlarca örgütün oluşturduğu “Faşizme Karşı Demokrasi Platformu”ndan bir heyet, parlamento binasında Sosyal Demokrat İşçi Partili Parlamento Dış İlişkiler Komisyonu Üyesi Anders Österberg ve partinin uluslararası ilişkiler sorumlularından Martin Löfberg ile bir görüşme gerçekleştirdi.

TÜRKİYE'YE YAPTIRIM UYGULANSIN

Heyet, Türkiye ve Kürdistan'daki gelişmeler, HDP'ye yönelik saldırılar, ifade ve insan hakları ihlalleri hakkında açıklamalarda bulunduktan sonra, İsveç'in daha etkin bir biçimde HDP milletvekillerinin tutuklanmalarını kınamasını ve Türkiye'ye yaptırım uygulanmasını talep etti.

Östberg, 15 Temmuz darbe girişiminin Recep Tayyip Erdoğan'ın ülke yönetimini tamamen kendi ellerine almasını kolaylaştırdığını, 100 bin civarında insanın işlerinden atıldığını, ülkede çok ağır insan hakları ihlalleri gerçekleştirildiğini söyledi.

Östberg, PKK'nın terör örgütü listesinde olmasının bir sorun olduğunu ve sosyal medyada bazı çevrelerin Sosyal Demokratların 2002 yılında PKK'nın terör örgütleri listesine alınmasına önderlik yaptığı yolundaki iddialarının doğru olmadığını belirttikten sonra şunları kaydetti:

‘KEYFİ HAZIRLANAN TERÖR LİSTESİ SORUN YARATIYOR’

“Biz oylamada karşı çıktık. Ama biz diğer ülkelerinin de yaptığı gibi Avrupa Birliği'nin aldığı karara uyduk. Şu anda PKK terör örgütleri listesinde ama PYD değil. Keyfi bir biçimde hazırlanan terör örgütleri listesi sorunlar yaratıyor ve oldukça tuhaf görünüyor. Bu durumu şimdi parti içinde tartışıyoruz.”

Martin Löfberg, Türkiye'nin şu sıralar ele aldıkları ve gelişmeleri yakından izledikleri ülkeler sıralamasında ilk başta yer aldığını, kardeş partileri HDP ve CHP ile yakın ilişki içinde olduklarını söyledi.

Son bir yıl içinde HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ı iki kez İsveç'e davet ettiklerini ve Dışişleri Bakanı Margot Wallström ile görüştüğünü, kendilerinin de iki kez bir heyet göndererek HDP ve CHP ile görüşmeler yaptıklarını hatırlatan Löfberg, tarihsel olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana hangi partilerinin hükümet olmasından bağımsız olarak Türkiye ile iyi ilişkiler içinde bulunduklarını ifade etti.

HAK İHLALLERİNE KARŞI DUYARLIYIZ

Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini yerine getirmesi durumunda Avrupa Birliği'ne alınmasından yana olduklarını, işbaşındaki hükümet ne kadar kötü olursa olsun her zaman Türkiye ile ilişkilerin sürdürülmesinden yana olduklarının altını çizdikten sonra, “Biz Türkiye'nin gelişiminde olumlu bir rol oynamak istiyoruz. Bir yandan AB üyeliğine destek verirken diğer yandan da ülkedeki gerçekleşen insan hakları ihlallerine karşı da duyarlıyız” dedi.

HDP İÇİN TÜRKİYE'YE DELEGASYON YOLLAYACAĞIZ

Löfberg, Türkiye'de son dönemde yaşanan insan hakları ihlalleri ve HDP milletvekillerinin tutuklanmalarının ve Kürt belediye başkanlarının görevden alınmalarının partilerini oldukça rahatsız ettiğini ve bunu göstermek amacıyla yakında bir delegasyonu Türkiye'ye yollayacaklarını söyledi.

Yaklaşık 1 saat süren toplantıdan sonra Anders Ösberg, parlamento dışında gösteri yapan eylemcilerle teker teker el sıkıştıktan sonra bir konuşma yaptı.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra insan hakları ihlallerinde belirgin bir artış olduğunu, on binlerce insanın cezaevlerine atıldığını söyledikten sonra “Sosyal Demokrat İşçi Partisi olarak tutuklamaları kınıyoruz. HDP ile çok yakın ilişkilerimiz bulunuyor. Her gün kendileriyle telefonla görüşmeler yapıyoruz. HDP'nin iki eş başkanın tutuklanması hükümetimizi endişelendiriyor. Bu konuyu perşembe günü parlamentoda tartışacağız” dedi.

‘TÜRKİYE'NİN BİR DİKTATÖR TARAFINDAN YÖNETİLDİĞİNİ GÖRMEK İSTEMİYORUZ’

Türkiye'deki gelişmelerin demokratikleşme değil diktatörlük yönünde olduğu değerlendirmesini yapan Österberg, “Bu durum sadece İsveç'i değil, tüm Avrupa Birliği'ni ilgilendiriyor. Biz, Türkiye'nin bir diktatör tarafından yönetildiğini görmek istemiyoruz” şeklinde konuştu.

Östberg, verdiği yazılı bir soru önergesi ile de HDP milletvekillerinin tutuklanmalarını ve ülkede yaşanan insan hakları ihlallerini parlamentonun gündemine getirdiğini de sözlerine ekledi.

İSVEÇ'İN KONUYU AB VE BM GÜNDEMİNE TAŞIMASI İÇİN ÖNERGE

Öte yandan Sol Parti Milletvekili Ulla Andersson da, HDP milletvekilleri ve Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticilerinin tutuklanmalarını yazılı bir önerge ile parlamentoya taşıdı.

Andersson, önergesinde 4 Kasım gecesi HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın gece yarısı gözaltına alındıkları hatırlatıyor. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra gerçekleştirilen toplu tutuklamaların, ifade özgürlüğü ihlallerinin ve idam cezasının yeniden getirilmeye çalışılmasının kaygı verici olduğu belirtiyor.

Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticilerinin tutuklanmalarına da dikkat çeken Andersson, İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström'e bu gelişmeler karşısında Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler nezdinde girişimde bulunup bulunmayacağı sorusunu yöneltiyor. 

...