HDP: Kaybettirme suçlarının hesabını soracağız!

HDP 17- 31 Mayıs “Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası” dolayısıyla yaptığı açıklamada “kaybettirme suçlarının hesabını soracaklarını” belirtti.

Yazılı bir açıklama yapan HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, “Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası, faşist ve despot iktidarların kirli savaş politikaları sonucunda gözaltında zorla kaybettirilenlerin akıbetini öğrenmek, anılarını yaşatmak ve faillerine bir gün muhakkak hesap sorulacağını hatırlatmak için eylem ve etkinliklerin yapıldığı bir haftadır” diye hatırlattı.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Gözaltında zorla kaybettirmeler yaygın ve sistematik bir biçimde yapıldığı dönemlerden günümüze kadar geçen sürede, zorla kaybettirmelere ilişkin devlet tarafından etkili bir soruşturma yürütülmemiş, dava dosyaları raflarda bekletilerek sürüncemede bırakılmıştır. Acıdır ki birçok dosya zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle kapatılmıştır. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı yoktur ve devlet basit usul normlarının arkasına gizlemiştir katil suretini. Kaybettirilenlerin ömürleri, ailelerinin ise umutları devlet raflarında hiçliğe bırakılmıştır.

Bu karanlık tablonun karşısında dimdik duran İnsan Hakları Derneği, Cumartesi İnsanları ve kayıp yakınları korku iklimi ile mücadeleden bir an olsun geri durmamıştır. Hakikati ve kayıpları bulma arayışları ile iktidarın politikalarını teşhir etmiş, karanlığa ışık tutmuşlardır. Yaz kış demeden, kavurucu sıcakta veya dondurucu ayazda, ısrarlı adalet arayışından bir adım geri atmayan kayıp yakınları, bugün de hala adalet arayışlarını sürdürmektedir. 

Tüm bunların asıl müsebbibi ve sorumlusu, araçsallaşmış yargının cezasızlık politikaları ve geçmişi ile yüzleşemeyen korkak iktidarlardır. Tüm sorumluları, arşivleri açmaya, komisyonlar kurmaya ve dürüstçe yüzleşmeye davet ediyoruz. Aksi takdirde bunlar son kaybettirmeler olmayacaktır, ülke demokrasisi ve birlikte eşit yaşam umudu gözlerini karanlığa yumacaktır. Ermeni soykırımı ile başlayıp, Dersim Tertelesi ve 90’lı karanlık yıllarda ardı kesilmeden devam eden tüm kaybettirme suçlarının hesabını soracağımızın sözünü veriyor, umudu yaşatmanın hayati önem arz ettiğini tekrar ediyoruz.”