HDP, Sivas katliamını yıl dönümünde kınadı
Sivas katlimının 23’üncü yıl dönümüne ilişkin bir açıklama yapan HDP MYK, “Bugün hesap sormanın ve yüzleşmenin yolu, ortak bir demokrasi ve özgürlük programıyla mücadeleyi büyütmekten geçiyor” dedi.
Sivas katlimının 23’üncü yıl dönümüne ilişkin bir açıklama yapan HDP MYK, “Bugün hesap sormanın ve yüzleşmenin yolu, ortak bir demokrasi ve özgürlük programıyla mücadeleyi büyütmekten geçiyor” dedi.
Yazılı bir açıklama yapan HDP MYK, 23 yıl önce Sivas’taki Pir Sultan Abdal Şenliklerinde aydın, yazar, ozan ve çoğu Alevi katılımcılardan oluşan grubun kaldığı Madımak Oteli’ni kuşatan binlerce kişinin insanlık dışı bir katliam yaptığını hatırlattı.
‘Tekçi’ toplum anlayışının savunucu ve takipçilerinin, devlet gücünü de arkalarına alarak Sivas’ta 35 kişiyi ateşe verdiği bu katliamın unutulmayacağını kaydeden HDP MYK şunları belirtti: “Sivas katliamı, bunca yıl geçmesine rağmen tam olarak aydınlatılmadı. Katillerin bir kısmı yakalanmadı, yargılamalar uzatıldı, suçluların bir kısmı ‘zaman aşımı’ gerekçesiyle korundu. AKP hükümetleri katliamın arkasındaki devletin karanlık elini açığa çıkarmadıkları gibi, sanık avukatlarını da Meclise, belediye başkanlıklarına, yönetici kadrolara taşıdı.
O gün Sivas’ta yaşananlar farklı halkların, inançların, kültürlerin beşiği olan Anadolu ve Mezopotamya topraklarında görülen ve dinmeyen acılardan sadece birisidir. Dersim, Koçgiri, Malatya, Ortaca, Maraş, Çorum, Gazi katliamları da aynı zihniyetin sonuçlarıdır. Bu katliamlar, devletin Kürt halkına ve Alevi toplumuna geleneksel bakışından, inkâr ve asimilasyon politikalarından ayrı düşünülemez.
Alevi toplumunun ve Kürt halkının Cumhuriyet tarihi boyunca uğradıkları onca katliamın nedeni, farklı olanı kimliksiz bırakma ve kişiliksizleştirme politikasıdır. Bu katliamlar nedeniyle hiç özür dilenmemiş, devletin katliamlardaki rolü ve tutumu mahkûm edilmemiş, adalet duygusu sağlanmamış, acılar dinmemiş, yürekler soğumamıştır.
AKP hükümetleri de, Alevi toplumunun eşit yurttaşlık taleplerini karşılamak bir yana, ayrımcılığı, hakareti ve adaletsizliği artırmıştır. Diyanet İşleri Başkanı, ‘cemevleri kırmızıçizgimizdir’ deme cüretini göstermiştir. Çalıştaylarla Alevi toplumu oyalanmış, samimi bir yaklaşım geliştirilmemiştir.
Biliyoruz ki, bu katliamlarla ve ‘tekçi’ anlayışla yüzleşme gerçekleşmedikçe, açılmış yaralar kapanmayacak, halkın acılarına ve yasına içten saygı duyulmayacaktır.
Bugün hesap sormanın ve yüzleşmenin yolu, ortak bir demokrasi ve özgürlük programıyla mücadeleyi büyütmekten geçiyor. Türkiye’nin farklı halklarının, kimliklerinin, inançlarının ve kültürlerinin güçlerini, enerjilerini ve iradelerini birleştirmek; demokrasi, eşitlik ve adalet mücadelesini yükseltmek yapılması gerekendir.
23 yıl önce Sivas’ta katledilen insanlarımızı bir kez daha saygıyla anıyor, bu katliamı lanetliyor ve tüm acıların ortağı olduğumuzu ifade ediyoruz.”