Hemo: Suriye devleti Kürtlere yönelik saldırı planından vazgeçmeli

Hemo: Suriye devleti Kürtlere yönelik saldırı planından vazgeçmeli

YPG Genel Komutanı Sipan Hemo, Halep’in Kürt mahallesine yönelik saldırı ve çatışmaların, Şam rejiminin kentte elinde kalan az sayıdaki alanları savunma planından kaynaklandığını belirterek, “tüm silahlı güçleri mahalleden çıkaracağız” dedi.

Hemo, son birkaç günde Şex Maksut mahallesinde yaşanan ve yüz bin kişinin göç etmesine, onlarca kişinin yaşamını yitirmesine sebep olan çatışmaların Suriye Baas Rejiminin üç aylık planın bir sonucu olduğunu söyledi.

Suriye devletinin Halep’te elinde kalan çok az sayıdaki yerleri savunmak için Kürt mahallelerini savaş alanına çevirmek, savaşı buraya taşırma planının son günlerdeki çatışmalara neden olduğunu belirtti.

Hemo, bu planı boşa çıkarıp Kürtlerin yeniden geri evlerine dönmek için amansız bir mücadele yürüteceklerini, tüm silahlı güçleri mahalleden çıkaracaklarını söyledi.

YPG Genel Komutanı Sipan Hemo, Halep’te son günlerde yaşanan saldırı ve çatışmalarla ilgili ANF ve Hawar’ın sorularını yanıtladı.

Şex Maksut’ta ne oluyor?

Halep’te son günlerde yaşananlar, devlet güçleri ile muhalif Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) bağlı bazı gruplar arasındaki çatışmalar olarak gösteriliyor. Sanki bazı silahlı gruplar Şex Maksut’a girmiş ve devlet güçleri de onlara karşı saldırılarda bulunduğu için çatışmalar yaşanıyor gibi gösteriliyor. Ama durum öyle değil.

Öz itibariyle devlet başlattığı gizli planı uygulama koydu. Üç ay öncesinden pratiğe geçirilmeye başlanan plan halen de devam ediyor. Devlet, ciddi kayıplar verdiği Halep’in önemli bir kısmını da kaybetti. Şu anda Halep’in yarısından fazlası ÖSO’nun eline geçmiş durumda. Devletin elinde Süleymaniye, Xalidiye gibi bazı büyük caddeler kalmıştı. Devlet elinde kalan bu büyük yerleri savunmak için savaşı Şex Maksut ve Eşrefiye’ye kaydırmayı planladı ve hayata geçirmek için ilk adımı attı. Bundan iki ay önce devlet güçleri Eşrefiye ve Şex Maksut’a girerek birliklerimize ve halkımıza saldırdı. Bu saldırılarda savaşçılarımız yaşamını yitirdi, bir saldırıda ise 5 savaşçımız esir alındı. Esir alınan savaşçılarımız işkenceyle katledildi. Devlet o zamandan itibaren bu stratejik kararını pratikleştirerek, her iki Kürt mahallesinde de stratejik yerleri tutmaya başladı.

Saldırılar zaman zaman top ve havan atışlarıyla, zaman zaman da insanlarımıza yönelik suikast girişimleriyle devam etti. Bu saldırılarla bazı insanlarımız şehit düşürüldü, bazıları da göç ettirildi.

Çatışmalar nasıl başladı?

Şex Maksut’ta son günlerde ortaya çıkan olaylar söylendiği gibi silahlı grupların mahallelere girmesiyle başlayan bir savaş ve çatışma değil, iki Arap mahallesi arasında başladı. Mardinli ile Beyanuni Arap sokakları arasında başlayan bir çatışmaydı. Dışarıdan gelen silahlı grupların olduğu ve çatışmalara bunların neden olduğu şeklinde yansıtılmaya çalışılması doğru değil. Dışarıdan gelen hiçbir grup yok, bu iki mahalle arasındaki bir çatışmaydı. Devlet çatışmaları gerekçe yaparak Batı ve Doğu Şex Maksut’a top ve havanlarla saldırdı. Bu mahallelere bir gecede 300’e yakın top ve havan mermisi düştü. Saldırılar, büyük bir göçün yaşanmasına, 20’ye yakın insanın da yaşamını yitirmesine neden oldu.

Devlet, bu mahalleri savaş alanına dönüştürerek, Suryan ve Süleymaniye’yi savunmayı hedefliyor. Çatışmaları Eşrefiye ve Şex Maksut’ta kaydırarak, ÖSO’ya bağlı silahlı grupları oyalamak istiyor. Devlet, bu yöntemi uygulayarak kendini ayakta tutmayı hedefliyor.

Şex Maksut’a dışarıdan silahlı hiçbir grup girmedi mi?

Hayır, ilk çatışmalarda dışarından Şex Maksut’a giren hiçbir silahlı grup yoktu. Savaş Beyanuni ile Mardinli sokaklarında yaşayan Araplar arasında başladı. Çatışmalardan sonra devlet bunu gerekçe yaparak Kürtlerin yaşadığı bu mahallelere vahşice saldırdı. Saldırılar büyük bir göç dalgasının başlamasına, büyük kayıpların yaşanmasına neden oldu.

Devlet saldırdığı her yerde silahlı grupların oluşmasına neden olduğu gibi benzer durumlar Şex Maksut ve Eşrefiye’ye yönelik saldırılar ardından da ortaya çıktı. Her iki mahallede yaşayanlar ağırlıklı olarak Kürt olsa da çok sayıda Arap aile ve aşiretler de bulunuyor. Bu saldırılar sonucunda Araplar anında silahlanarak devlete karşı savaşmaya başladı. Bizim denetimimizin dışında bazı Kürt aileler de silahlanarak çatışmalara, devletin saldırılarına karşı kendilerini savunmaya başladı.

Çatışmalarda YPG nasıl bir politika izledi?

YPG olarak son beş gündür Halep’te yaşanan çatışmaların dışında kaldık. Ancak halkımıza yönelik gerçekleştirilen saldırıları cevapsız bırakmamak için birkaç misilleme eylemi de gerçekleştirdik. Şu ana kadar tarafsızlığımızı koruduk ve hiçbir gücü karşımıza alıp savaşa dahil olmadık. Fakat bu tarafsızlığımız ne zamana kadar sürecek onu bilemiyoruz. Çünkü bu savaştan devlet sorumludur. Devlet Şex Maksut ve Eşrefiye’nin bu duruma gelmesini bir plan kapsamında gerçekleştirdi.

Halkımıza yönelik saldırılar ve kayıplarımız devam ederse kendimizi ve halkımızı savunma çerçevesinde intikam eylemlerini gerçekleştireceğiz. Çatışmaların artması durumunda tarafsızlığımızın da çok fazla bir anlamı kalmıyor. Şu ana kadar tarafsızlığımızı koruduk, ama meşru savunma hakkımızı misilleme eylemleriyle kullandık bundan sonra da daha etkili bir şekilde kullanacağız.

YPG’nin hakimiyeti ne durumda?

Orada yaşayan halkımız için ağır sonuçlar doğuran son birkaç günlük savaşa rağmen Eşrefiye ve Şex Maksut’a YPG hâkim. Hala o mahallelerin denetimi elimizde.

Devlet Şex Maksut’ta silahlı grupları vurmadı ve vurmuyor. Çatışmaların yaşandığı yerlerden çok, halkın yaşadığı yerleri vuruyor. Evlerini, işyerlerini vuruyor. YPG olarak biz de en doğal ve meşru hakkımız olan halkımızı savunma görevimizi yapacağız. Halkımızı, malını, canını savunacağız. Kürt halkına yönelik saldırı kimden gelirse gelsin karşısında bizi bulacak. Ve biz de halkımıza yönelik bu saldırıları cevapsız bırakmayacağız.

Örneğin Şex Maksut’ta Mardinli sokağında çatışmalar yaşanıyor, devlet ise yaklaşık 10 km uzakta olan 20. Sokağı top atışına tutuyor. Burada 6 insanımız şehit düştü. YPG olarak bu saldırıyı halkımıza ve kendimize yönelik bir saldırı olarak kabul ediyoruz, intikam eylemleriyle bunun hesabını sormamız gerekiyordu. İki gece önce birliklerimiz iki intikam eylemi gerçekleştirdi. Bu savaş ve çatışmalara bundan sonra da bu anlayışla yaklaşacağız. Hangi taraftan olursa olsun halkımızın kazanımlarına göz koyanlar ve saldıranlara karşı tutumumuz çok sert olacaktır. İntikam eylemleri dışında hiçbir güce karşı bir savaş, çatışma içinde olmayacağız.

Devlet düzenlediği top saldırılarıyla halkımıza kayıp verdirdi ona karşı intikam eylemleri gerçekleştirdik. ÖSO’ya bağlı bazı gruplar halkımızın malına, evlerindeki eşyalara göz koydukları için onlara karşı da aynı tutumu gösterdik. Örneğin Gruba El Şam halkımızı korkutup göçertmek istemişti, yine göç edenlerin evlerinden eşyalarını almak isterken birliklerimiz onlara yönelik eylem düzenledi ve bir üyeleri de öldü.

Halep’te bu kadar ağır savaş yaşanmasına rağmen YPG olarak savunma çizgimizi sürdürüyoruz. Halkımızı, değerlerini ve mallarını koruma çizgimizi koruyoruz.

 Sizce bu çatışmalar daha devam eder mi?

Gidişat bu savaşın biraz daha süreceğini gösteriyor. Çünkü öyle bir anda ortaya çıkan bir çatışma değil. Planlı bir şekilde düzenleniyor. Bu plan da Suriye Baas rejiminin planıdır. Üç ay öncesinden hedeflediği ve şu anda uyguladığı bir plandır. Devletin Kürt mahallelerine girme ısrarı beraberinde bu savaşı getiriyor. Şimdiye kadar devletin mahallelerimize girme yönünde çok girişimleri oldu, ama güçlerimiz bunu sürekli engelledi. Bir süre önce Afrin yöresinde gerçekleştirdiğimiz bir toplantıda yaptığımız anlaşma gereği, Kürt bölgelerinde hiçbir silahlı gücü kabul etmiyoruz. Ne devletin güçleri ne de ÖSO bağlı hiçbir silahlı güç ve grup bölgemizde kalmayacak. Plan boşa çıkarıldıktan sonra mahallelerimizi bu güçlerden temizleyeceğiz. Biz bu savaşın bir tarafı değiliz ve hiçbir zaman da olmayacağız. Devlet ve ÖSO güçleri arasındaki iktidar hesaplarının tarafı olmayacağız. Devletin planını boşa çıkarmak için mahallelere girme girişiminin önünü almak zorundayız. Ardından silahlı gruplara da “bölgemizde hiçbir işiniz yok, yeriniz yok, burayı terk edin” diyeceğiz ve onları çıkaracağız

Kürtler, yaşanan savaştan dolayı göç ediyor, kayıplar da yaşandı. Bu konuya ilişkin neler söyleyebilirsiniz?

Halkımızın göç etmesi bizi incitiyor. Halkımız Afrin ve Kobani’ye göç etti. Bu aynı zamanda devletin uyguladığı politika ile bağlantılı bir şekilde gelişiyor. Hala çok sayıda aile Halep’i terk etmedi. Halkımızla birlikte mücadele edip bu mahallelerimizi istikrarlı yerler haline getirerek evlerine geri dönüşlerini sağlayacağız. YPG olarak şimdi Şex Maksut ve Eşrefiye’de halkımızın savunmasını yapıyoruz.

Son birkaç günlük savaştan dolayı yaklaşık yüz bin kişi Afrin ve Kobani’ye göç etti. Afrin ve Kobani halkı göç etmek zorunda kalanları, geçmişte olduğu gibi bugün de yurtsever duygularıyla, sıcak yürekleriyle karşılamalıdır. Tüm Kürt kurum ve kuruluşları da göç eden halkımız için seferber olmalı.

Son olarak, YPG Genel Komutanlığı ve Halep Komutanlığı’nın, devlet güçleri ne de silahlı grupların bölgemizde neye mal olursa olsun kalmasına izin vermeyeceğimizi belirtebilirim. Yine her iki gücün Kürt bölgeleri ve halkı üzerine pazarlıklar yapmasına da müsaade etmeyeceğiz. Bunu yapanlar karşılarında bizi bulacaklardır.