Hewlerî: Kürtler Ortadoğu’da ortak strateji geliştirmeli
Hewlerî: Kürtler Ortadoğu’da ortak strateji geliştirmeli
Hewlerî: Kürtler Ortadoğu’da ortak strateji geliştirmeli
KONGRA GEL 9. Genel Kurulu’nun kararları ve tartışma düzeyiyle dört parça Kürdistan’ı kucakladığını dile getiren KCK Yürütme Konseyi Üyesi Xebat Hewlerî, Kürt siyasi güçlerinin siyasi, diplomatik, savunma konularda ortak politikalara gitmesi gerektiğini söyledi.
Hewler’de gerçekleşecek konferansın önemine de dikkat çeken Hewlerî, “siyasette ortak bir mekanizmamızın olması şarttır. Strateji ve taktik konusunda hem fikir olmalıyız. Ortadoğu’da Kürt halkını bir strateji sahibi yapmalıyız” dedi.
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Xebat Hewlerî Kongra Gel 9. Genel Kurulunu, KCK sisteminde yapılan değişiklikleri ve Genel Kurulun Güney Kürdistan’a ilişkin yürütülen tartışmaları ve alınan kararlarla ilgili ANF’nin sorularını yanıtladı.
Gerçekleştirmiş olduğununuz 9. Genel Kurulunuz çeşitli boyutlarla tartışılmaya devam ediyor. Siz genel kurulu nasıl değerlendiriyorsunuz?
9. Kongra-Gel Genel Kurulunu Kürdistan halkına ve özellikle de Güney Kürdistan halkına kutluyorum. Genel Kurulun yöntemi ve sistemi demokratik çözüm anlayışında KCK sistemiyle yürütülüyor. KCK sistemi bütün Kürt halkı ve özelliklede Güney Kürdistan halkı için bir model teşkil ediyor. Şüphesiz Önder Apo bu sistemin kurucusudur. KCK sistemi ve demokratik özerklik konusu, Kongra Gel 5. Genel Kurulundan beri yürütülmektedir. Ama şimdi sistemde kısmide olsa bazı değişikliklere gidildi. KCK sözleşmesinde değişimler oldu. Ve sözleşmeye yönelik çok kapsamlı tartışmalarda yürütüldü.
‘BU SÜRECİN PRATİK YÜRÜTÜCÜSÜ ÖNDER APO’
Gerçekleşen yeni kurulumuzda Önder Apo sadece sistemin kurucusu değil KCK Genel Başkanı olarak bütün delegelerin oylarıyla pratik yürütücüsü yani genel başkan seçildi. Bunun anlamı ise sadece ideolojik felsefik olarak değil bundan sonra Önder başlatmış olduğu süreci bizzat kendisi yürütecek. Bizim için Önder Apo gün be gün özgürleşmeye yönelik adım atıyor. Bizlerde şimdi daha fazla bunu hissetmeye başladık. Önder Apo en kısa zamanda kendi özgürlüğüne kavuşacaktır. İmralı tek kişilik cezaevinden çıkacaktır. Ve özgür bir şekilde kendi çalışmalarını yürütecektir. Her ne kadar Önder Apo İmralı zindanında olsa da ve devlet sürekli olarak ona tutuklu gözüyle baksa da dünyada ve Kürdistan’da özgür olan tek insan odur. Artık bu başlayan süreçle birlikte bu süreci yürütecek ve bu sürecin demokratik çözüm çerçevesinde gelişmesi için bu sürecin başında ve pratik yürütücüsü olacaktır.
Başlayan bu süreçle birlikte süreci yürüten Önder Apo olmasına rağmen bu genel kurula katılan bütün delegasyonlara düşen görevler de çok büyüktür. KCK sisteminin Kürt halkı ve bütün halklar için anlam ve öneminin daha iyi anlaşılması için bize düşen görevler de var. Daha önceleri de bu sistemin oturtulması için çok çalışmamıza ve yorulmamıza rağmen şimdi daha fazla çalışmamız ve yorulmamız gerekiyor. Önder Apo’dan aldığımız güç ve destekle bu sistemin bizzat pratiğe geçmesi için gücümüzün üstünde bir performans sergilememiz gerekmektedir.
‘EŞBAŞKANLIK SİSTEMİ İLE KADIN RENGİ DAHA FAZLA YANSIYACAK’
KCK sisteminde yapılan temel değişimlerden biri de eşbaşkanlık sistemiydi. Eşbaşkanlık sistemine neden ihtiyaç duyuldu?
KCK sisteminin temel ayağını oluşturan kadındır. Topluma öncülük edecek olan kadındır. Erkek egemenlikli sistem şuan dünyada hakimdir. Bütün sistemler, devletler, hareketler, partiler erkek egemenlikli sistemle yürütülmektedirler. Eğer dikkat edecek olursak devlet başkanları, parti yöneticileri vb. birçok kurumun yöneticileri erkeklerdir. Ama bizim sistemimizde hem felsefik hem de ideolojik olarak sistemimizin daha iyi gelişmesi için eşbaşkanlık sistemini önemli gördük. Bu çerçevede kadın renginin daha iyi yansıması için eşbaşkanlık sistemine gittik. Bu genel kurulumuzda da eşbaşkan sistemine geçildi. Eşbaşkanlık seçimleri yapıldığı zamanda bütün delegelerin oylarıyla Eşbaşkanlar seçildi. Böylece KCK sisteminde kadının rengi daha fazla belli olacaktır. Bu eşbaşkan sistemini öneren de Önder Apo’ydu. Bizler sonuna kadar başarıya ulaşması için çalışacağız. Bize düşen görev neyse en iyisini yapmak için çalışacağız.
Genel kurulumuzda çıkan sonuç Önder Apo’nun özgürlüğü ve Kürt sorununa demokratik çözümdü. Bu konuda her türlü tedbirin alınmasını sağlayacağız.
Genel Kurulda dört parça Kürdistan’daki temel politikalar tartışıldı ve buna yönelik kararlara da gidildi. Özelliklede Güney Kürdistan’ da yapılacak seçimler var. Bu konuda sizin düşüncenizi alabilir miyiz?
Şuan Güney Kürdistan da elde edilen değerler var. Bununla birlikte gerçekleşen katliamlar Halepçe, Enfal var. Güney Kürdistan’da bizim halkımızın rengi var.
Güney Kürdistan halkının şu anki rengi bizim rengimizdir. Bunun sebebi ise yaşanılan katliamlarda yaşamlarını yitiren kurbanların yaratmış olduğu değerlerden kaynaklıdır. Kürdistan’ın dört parçasında yaşayan Kürtler değişik yöntemlerle soykırıma tabi tutuldular. Bizler 2. Genel Kurulunda devlet eliyle Kürtlerin uğramış olduğu soykırımları kınamakla birlikte, buna karşı yapılması gerekenlere yönelik tartışmalar yürüttük ve kararlar aldık. Örneğin Dersim soykırımı, Halepçe, Doğu Kürdistan’da gerçekleştirilen soykırımlar bizim genel kurulumuzda gündem konuları oldu. Bu konularda yaşanılan bu soykırımları devlet eliyle yapıldığını ve bunu dünyaya kanıtlamak için yapılan çalışmalar var. Güney Kürdistan halkımızın elde ettiği değerler var.
Güney Kürdistan’da erkek egemenlikli bir sistem var. Demokratik olmayan bir sistem var. Halkın özgürlüğünü hedefleyen bir sistem yok. Öyle bir sistem var ki insanlar kendilerini yasalar karşısında ifade edemiyorlar. Güney Kürdistan halkımızın da söylediği gibi dedikodu, yolsuzluk ve idare konusu çok derindir. Bundan dolayı da bizler ağırlıkta bir konu üzerinde durduk. Güney Kürdistan’da çok kapsamlı bir çalışmanın yürütülmesi gerekiyor. Bu çalışmayla demokratik siyasetin önü açılmalıdır. Çünkü var olan siyasetleri devlet mantığıyla yapılan bir siyasettir. Siyasetleri dar, egemen, baskıcı ve halkın hepsini kapsamayan bir siyasettir. Yürüttükleri siyasetle halkımızı eziyorlar. Bundan dolayı demokratik çerçeve de yürütülen bir siyasette ihtiyaçları var.
‘GÜNEY SEÇİMLERİNDE DEMOKRATİK GÜÇLERİ DESTEKLİYORUZ’
Yoksa bu şekilde devam ederse Güney Kürdistan halkımız gittikçe yoksullaşacaktır. Alternatif bir ekonominin geliştirilmesi gerekiyor. Şuan var olan ekonomi sistemiyle halkı kendisine mecbur bırakıyor ve halkı ezmektedir. Yapılacak seçimlerde demokratik güçleri desteklememiz gerekiyor. Eğer bunu yaparsak Güney Kürdistan halkımızın iradesini de ortaya çıkarmış olacağız. Güney Kürdistan’ın demokratik bir siyasetle yürütülmesi gerekiyor. Yoksa erkek egemenlikli sistemle yürütülmeye devam edilirse Kürt halkı kaybedecektir. Aşiret ve aileciliğe karşı da mücadele vermemiz gerekiyor. Bundan dolayı demokratik güçleri ortaya çıkarmalıyız. Kongra Gel 9. Genel Kurulumuzda alternatif güçleri destekleme kararı alındı. Yani demokratik güçleri destekleyeceğiz.
Güney Kürdistan’da kadınların kendilerini yakmaları, gençlerin yozlaşması ve kapitalizmin etkisine girme konularını da tartıştınız. Bu konulara yönelik alınan kararlar neler?
Güney Kürdistan’da en önemli sorunlarımızdan biri de kadınların kendilerini yakmalarıdır. Güney Kürdistan’da iki toplum var. Birincisi bütün imkanları kendi bireysel yaşamları için kullanan bir kesim ve bunun karşısında kendi yaşamlarını sürdürmek için mücadele veren insanlarımız var. Yani gün be gün fakirleşen ve ezilen bir toplum var. Tabi bu konuda ne yapmışlar erkek egemenlikli zihniyet kadını yok sayıyor, kadının her hangi bir konuda hak sahibi olarak ele almıyor. Kadın sadece bir obje olarak görülüyor. Kadın erkeğin istem ve taleplerini yerine getirmek için dünyaya gelmiş bir varlık olarak ele alınıyor. Güney Kürdistan’ın böyle bir gerçekliği var. Güney Kürdistan’da kadına yaklaşım bu düzeydedir. Bundan dolayı da kadında yaşanılan bu sisteme karşı bir ret olarak bu yakma olayları gerçekleşiyor. Bizim her şeyden önce Güney Kürdistan’daki kadını uyandırmamız gerekiyor. Kadınların kendilerini yakmamaları için kadınların kendi öz güçlerinin farkına varmaları için ve kadın bilincinin yaratılmasına yönelik yoğun bir çalışmanın yürütülmesi gerekiyor. Kadınların yaşamlarına son verecekleri yerde var olan sisteme karşı mücadele vermeleri gerekiyor. Kendilerini yakmaları bir kurtuluş değildir. Onlar gibi yaşayan sayısız insanımız var. Kadının özgürlüğe olan ihtiyacı konusunda bilinçlendirmemiz gerekiyor. Genel kurulumuzda bunun tartışmasını yürüttük ve bu kararı aldık. Birincisi eğitim konusuna ağırlığın verilmesine ve egemen sisteme karşı güçlü bir mücadelenin yürütülmesi karar altına alındı. Bundan dolayı kendi haklarını savunma konusunda kadınların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Var olan bütün çalışmalarda kadınların öne çıkarılması ve kadınların kendi iradeleriyle kendilerini yönetebileceklerini açığa çıkarmamız gerekiyor.
‘GENÇLERİ ÖNCÜ KONUMUNDAN UZAKLAŞTIRIYORLAR’
Maalesef Güney Kürdistan’da şuan gençlere yönelik yürütülen çok acımasız bir siyaset var. Ve öyle bir çalışma yürütülüyor ki gençleri kendi özlerinden uzaklaştırmak için ne gerekiyorsa onu yapıyorlar. Yaratmak istedikleri genç tiplemesi ise ruhsuz, iradesiz ve maddi yaşamın peşinden koşan gençlerdir. Aslında gençleri çok basit bir yaşama yönlendiriyorlar. Bunu yapmalarının sebebi ise gençleri istedikleri gibi yönlendirdikleri taktirde toplumda öncülük yapabilecek kimse kalmıyor. Çünkü gençler maddiyat ve sıradan bir yaşamın peşine takılmış olacaklardır. Eğer böyle olursa devlet istediği gibi siyaset yürütebilecektir. Yürütülen bu siyasette karşı tepkilerinin olması gerekiyor. Bu sadece Güney Kürdistan halkı için geçerli değildir, Kürdistan’ın dört parçası için de geçerlidir. Genel Kurulumuzda bu konulara yönelik yapılan tartışmalardan sonra geliştirilen plan ve projelerimiz oldu ve illerdeki süreçte bunların pratiğe geçmesi için aktif bir şekilde çalışmaları başlatılacaktır. Bu projelerle birlikte gençler irade sahibi olacaklardır. Özelliklede siyaset, örgütleme ve eylem konusunda öncülük görevlerini yapabileceklerdir. Topluma yönelik alınan kararlarında uygulamaya geçilmesi için illerdeki süreçte çalışmalarımıza başlayacağız.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın önerdiği dört konferans vardı. Kürt ulusal konferansının Hewler’de yapılması gündemde. Konferansa ilişkin düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Önder Apo aslında yeni değil daha 1980 yılından beri Kürdistan’ın dört parçası için çok kapsamlı planları vardı. Ulusal bir kongrenin gerçekleştirilmesi için çalışmalar yürüttü. Ulusal kongrenin Kürt toplumunun mekanizması haline gelmesini istiyordu. Siyasi, diplomasi ve ordu boyutuyla, ama maalesef bu gerçekleşmedi. Halende bu kongre gerçekleşmedi. Önder Apo BDP heyetiyle gönderdiği mektuplarda bu konferansları önerdi. Bu çerçevede Güney Kürdistan da yaşayan bazı tanınan simalara da selam gönderdi. Göndermiş olduğu selamla birlikte ulusal anlamda yürütülecek çalışmalara katılmalarını istedi. Hükümet Başkanı Mesut Barzani’ye gönderdiği mektupta Kürtlerin ulusal birliğinin oluşması için çalışmalarda bulunmasını istemişti. Ama maalesef demokrat partiye (KDP) yakın gazeteciler tarafından mektup konusu abartıldı ve kendileri eklemelerde bulundular. Basına yansıyan bazı konular kesinlikle Önder Apo tarafından hiçbir zaman söylenmemiştir. Ama çarpıtarak yazdılar. Bunu yapmalarının sebebi ise gündemde olan seçimlerdir. Böyle yaparak daha fazla oy alacaklarını sandılar. Kesinlikle böyle bir şey yapacaklarını ummazdık. Onlara da hiç yakıştırmadım. Doğrulukla hiçbir alakası yok. Önder Apo yıllardır bu kongre için çabalıyor. Bizim hareketimizde bu son süreçte bu konuda çalışmalarına ağırlık vermiştir. Bütün parti ve hareketlerle yakın ilişki halindedirler. Kürdistan’ın dört parçasındaki siyasi partilerle ilişki içerisindedir. Hareket olarak hiçbir zaman bu parti ya da şu hareket küçüktür onunla ilişkilenmeyiz gibi bir duruma gelmedik. Demokratik çerçevede siyasetle uğraşan herkese kapımız açıktır.
Kısa bir süre içerisinde de ulusal konferans gerçekleştirilecektir. Kürdistan’ın dört parçasında yer alan Kürtler diplomasi konusunda dünyanın dört bir yanında aynı politikayla diplomasilerini yürütmeleri gerekiyor. Askeri güçlerimiz çok parçalıdır. Bundan dolayı bütün askeri güçlerimiz birlikte yer alabilecekleri bir oluşuma gidilmesi gerekiyor. Dışarıdan bir yönelim gerçekleştiği zaman karşılık verebileceğimiz bir savunma sistemimizin olması gerekiyor. En önemlisi de siyasette ortak bir mekanizmamızın olması şarttır. Strateji ve taktik konusunda hem fikir olmalıyız. Ortadoğu’da Kürt halkını bir strateji sahibi yapmalıyız.