Heyet esirlerle birlikte yola çıktı
Heyet esirlerle birlikte yola çıktı
Heyet esirlerle birlikte yola çıktı
HPG'nin elinde bulunan 8 asker ve devlet görevlisi, Medya Savunma Alanları'nda düzenlenen basın açıklaması ve imzalanan protokol ardından heyete teslim edildi. Yapılan basın açıklamasında konuşan HPG komutanlarından Baver Dersim "buradaki amaç tamamen sürece katkı sunmaktır. Daha önceki esirler gibi bu esirlere de ne onur kırıcı ne rencide edici bir davranış gösterilmemiştir" dedi.
Diyarbakır'ın Lice ve Bingöl'ün Genç ilçesi ile Şırnak, Van ve Muş'ta çeşitli tarihlerde HPG'lilerce alıkonulan Kaymakam adayı Kenen Erenoğlu, Astsubay Abdullah Söpçeler, Uzman Çavuş Zihni Koç, Uzman Çavuş Kemal Ekinci, erler Hadi Gizli, Ramazan Başaran, Reşat Çeçan ve polis memuru Nadir Özgen aralarında BDP'li milletvekilleri, insan hakları kuruluşu temsilcilerinin de bulunduğu heyete teslim edildi.
Çok sayıda yerli ve yabancı basın mensubunun da izlediği devir teslim alma töreni öncesinde heyet HPG yetkilileri ve esirlerle görüştü. Esirlerden sağlık durumlarıyla ilgili bilgi alan heyete, HPG yetkilileri de esirlerin sağlık durumlarını içeren raporları sundu.
Basın açıklaması PKK, KCK ve HPG bayrakları ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın posteri önündeki masada yapıldı.
İlk olarak konuşan HPG Askeri Konsey Üyesi Bawer Dersim, katkılarından dolayı alana gelen heyete teşekkür ederek, "Bildiğiniz gibi Kürt halkına dayatılan imha ve inkar siyasetinin bir sonucu olarak ülkemizde 30 yılı aşkın bir süredir yoğun bir çatışma ve savaş süreci yaşanmaktadır. Bu savaş sonucu bir çok acılar yaşandı. Birçok yıkımlar ortaya çıktı. Birçok mağduriyetler ortaya çıktı. Elbette ki bütün bunların sorumlusu Kürt sorununa askeri yöntemlerle yaklaşımdır. Bu savaş süreci içerisinde Kürt çevreleri halkımıza ve gerillamıza karşı çok yönlü kapsamlı operasyonlar gerçekleştirdiler. Biz özgürlük ve direniş hareketi olarak PKK, hem kendini savunmak için, yine özgürlük ve demokrasi için direnişle bunlara karşı vermek zorunda kaldık. Halk Savunma Güçlerimiz de gerçekleştirdiği operasyonlarda gözaltına alınan tutuklanan bazı görevliler oldu. Bu görevlileri bugün gelen heyete teslim ederek ailelerine ulaştırmak istiyoruz" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın çağrısını hatırlatan Dersim, "Gerek Önderliğimize bir yanıt vermek gerekse de KCK'nin çağrısı üzerine tutukluları heyete teslim etmek üzere ailelerine ulaştırmayı hedefliyoruz. Kürt özgürlük hareketi esas itibariyle insanların mağdur edilmesinden taraf değil, uzun süreli insanları tutuklu bırakması taraftarı değil. Eğer bunlar uzun süre alanımızda kalmışsa bu ülkede yaşayan savaş nedeniyledir. Yoksa geçmiş dönemlerde de çatışmalarda teslim olan, teslim olmayı kabul eden birçok asker ve polis tutuklanarak uluslararası normlarına sözleşmelere uygun olarak hem güvenlikleri sağlanmış hem bırakılmaları için bütün imkanlar seferber edilmiştir. Yine süreç içinde bu tutukluların çeşitli heyetler aracılığıyla geçmiş dönemlerde ailelerine ulaştırılmıştır. 1996 yılında kamuoyu önünde böyle bir süreç yaşandı. Yine 2007 yılında Dağlıca'da teslim olan askerler bir heyet aracılığıyla ailelerine ulaştırıldı. Şimdi de biri polis, biri kaymakam adayı 6 askerden oluşan 8 tutukluyu heyet aracılığıyla ailelerine ulaştırmayı hedefliyoruz. Önceki yıllarda aldığımız esirlere olduğu gibi bu esirlere de ne onurlarını kırıcı,ne de rencide edici her hangi bir davranış gösterilmemiştir. Bunu yapmamızın temel amacı tamamen insanidir. Hiçbir pazarlık söz konusu değildir. Tamamen önderliğimizin çağrısı ve KCK'nin istemi üzerine teslim etmeyi hareketimiz uygun görmüştür" diye konuştu.
Ellerindeki esirlerin hiçbir kötü muameleye maruz kalmadığını söyleyen Dersim, "Sağlık kontrolleri sürekli yapılmıştır. Uluslararası hukuk sözleşmelerinin gerekliliklerine özen gösterilmiştir. Yine bir sağlık heyetimiz tarafından son kontrolleri yapılmış, onun sonuçlarını sağlık raporunu huzurunuzda heyete teslim edeceğiz. Yine bir protokol hazırladık bu imzalandıktan sonra güvenli bir şekilde bunların ailelerine teslim etmeyi sağlayacağız. Tüm Türkiye halkı ve tutuklu aileleri Önderliğimizin bu anlamlı çabasına değer biçmelilerdir. Barış ve demokratik çözüm sürecine sonuna kadar destek sunmalıdır. Bizim beklentimiz Türkiye kamuoyundan budur. Gerilla güçlerimiz tarafından savaş süreci içinde gözaltına alınıp soruşturmaları yürütülen tutukluları heyete teslim ediyoruz. Demokratik çözüm sürecine barış ve kardeşlik sürecine katkı sunmasını diliyoruz ve hepinize teşekkür ediyoruz" ifadesinde bulundu.
ADİL KURT: ÖNEMLİ BİR JEST
Heyettekileri tanıtan BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt ise, esirleri teslim almak üzere alanda olduklarını belirtti. Kurt, "Kürdistan Bölge Hükümeti yetkilileri de son derece bizimle ilgilendiler, konuyla ilgilendiler. Bizim bu esirleri almamıza refakat ettiler. Buradan ayrıldıktan sonra Türkiye'ye geçiş yapana kadar bize refakat edecekler. Yaklaşımlarından dolayı teşekkür ediyoruz" dedi. Kurt, sözlerini şöyle sürdürdü: "Emin olun ki bir tarafta sevinçliyiz, buradaki 8 kardeşimizi aileleri ile buluşturacağız; ama bir taraftan da malesef Kürt sorunu hala çözülemediği için burada kardeşlerimizi bırakmak zorunda kalıyoruz. Bir dahaki gelişimizde burada bulunan kardeşlerimizi de demokratik yaşama katmak, özgür bir ortamda bir araya getirmeyi arzuluyoruz. Bakınız bu dağlarda birbirleri ile çatışan asker ve gerillaların fotoğraflarını bir arada çekiyoruz. Öyle umut ediyoruz ki son dönemde özellikle Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın gayretleri ile başlayan süreçle çözüm sürecine gelebileceğiz. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözümün kapısını aralamış olmasını umut ediyoruz. Biri kaymakam adayı, biri polis, 6'sı asker 8 kamu görevlisini burada teslim alıyoruz. Bugüne kadar insan hakları kuruluşlarının büyük çabaları oldu; ama nihayetinde bu insanlar Sayın Öcalan'ın 23 Şubat günü İmralı'ya giden heyetimize verdiği mesajla bırakıldı. Gerillaların kendi yönetimlerini bu mesajı bu şekilde okuması ve bu esirleri bu kamu görevlilerini hiçbir şarta bağlamaksızın tek taraflı olarak serbest bırakmış olmaları anlamlıdır. Önemli bir jesttir. Kürtlerin Kürt sorununun demokratik çözümü konusunda başka bir arayışı olmadıklarını da anlamış olacaklarını umut ediyoruz" dedi.
Ardından konuşan Amediye Kaymakamı Hüseyin Çerki, "Umut ediyoruz bu önemli bir adım olur, barışa vesile olur. Federal Kürdistan Hükümeti önemli bir rol almış, bunların serbest bırakılması için her zaman barışın yanında olduk. Bu insani adımın atılmasında biz de üzerimize düşeni yaptık" diye konuştu.
MAZLUMDER: ÖZGÜRLÜĞÜNDEN YOKSUN OLANLAR VAR
Daha sonra konuşan MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, Türkiye'de barışın konuşulmasına şahit olduklarını belirterek, "Bu tarihi adımın atılmasında aracı olmaktan, 8 kardeşimizin özgürlüğüne kavuşmasından duyduğum memnuniyeti dile getirmek istiyorum" dedi. Kürt sorununun çözümsüzlüğü nedeniyle bir savaş ortamı yaşandığını ifade eden Ünsal, "Binlerce evladımızı kaybettik, binlerce evladımız özgürlüklerinden yoksun cezaevinde yaşamak zorunda kaldılar. On binlerce evladımız ülkelerini terk etmek zorunda kaldılar. Bugün bu törende beraberiz; ama özgürlüklerinden yoksun kalanlar var hala. Diğer kardeşlerimizin de özgürlüklerine kavuşması için önemli bir mesaj olmasını istiyoruz. Kürdistan'ın dağlarına bahar gelsin istiyoruz. Hiçbir kardeşin birbirlerine silah çekmeyeceği ortamlarda yaşamayı diliyorum" şeklinde konuştu.
İHD: GERİLLALARIN SİVİL HAYATTA OLACAKLARI GÜNLER DE GELECEK
Daha sonra konuşan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise, Kürt sorununun demokratik çözüm sürecinde yeni bir aşamaya gelindiğini belirterek, "Bu vesileyle İHD olarak dileğimiz bir an önce Türkiye'de kalıcı çatışmasızlık ortamının yaratılmasıdır. Bir an önce operasyonların durması, kimsenin bir birine silah çekmeyeceği ortamın sağlanmasıdır. Bir yandan çözümü konuşurken bir yandan askeri operasyonların sürmesi, misilleme eylemlerinin devam etmesi ile sorunu nasıl çözeceğiz. İHD olarak hiç kimsenin cenazesi ile karşılaşmak istemediğimizi söylüyoruz. Bundan sonra da hepimiz tartışalım, konuşalım bu süreci sağlıklı bir şekilde Türkiye hükümeti devleti, hükümeti ile 14 yıldır mahpus durumda olan Sayın Öcalan ile yürütülen tartışmalar nasıl daha sağlıklı yürütülebilinir. Bütün bunları konuşalım istiyoruz. Herkesin konuşması ve birbirine katkı sunması gerekiyor. Barış için bir birimizi öldürmekten önce vazgeçmeliyiz. Burada bulunan 8 arkadaşımızın aileleri bizlere müracaat etti. Yaklaşık 19 aydır çeşitli sivil toplum örgütleri olarak girişimlerimiz vardı. Ve sonunda mutlu sona ulaştık. Onları aramızda görmekten mutlu olduğumuzu belirtmek istiyorum. Ama en mutlu gün burada silahlı bulunan gerillaların da sivil hayatta olacakları günlerin önünün açılması olacak" dedi.
Konuşmaların ardından hazırlanan protokol, KDP, BDP, insan hakları kurum temsilcileri ve HPG yetkilileri tarafından imzalandı. Heyete 8 kişinin sağlık raporları da sunuldu.
Heyet, imzaların ardından asker, polis ve kaymakamı yanlarına alarak Türkiye'ye doğru yola çıktı.