Hollande birinci yılında Sarkozy’i aratır oldu

Hollande birinci yılında Sarkozy’i aratır oldu

Fransa’da cumhurbaşkanlığı görevinde birinci yılını dolduran François Hollande, parti içinde yaşanan skandallar ve geniş halk kitlelerini hayal kırıklığına uğratan politikaları ile eleştirilerin hedefinde. Eski cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’e tepki oylarıyla iktidara gelen Hollande, ‘gelen gideni aratır’ dedirtmeye başladı.

Sosyalist Parti (PS)’den geçtiğimiz yıl 6 Mayıs’ta cumhurbaşkanı seçilen François Hollande’ın bir yıllık icraat karnesi oldukça kötü. 5 yıllık Nicolas Sarkozy iktidarına karşı Fransız seçmenler için yeni bir umut olarak işbaşına gelen Hollande, aradan geçen bir yılda Fransa’nın en az beğenilen cumhurbaşkanı olmayı başardı. Son haftalarda yapılan bazı anketlere göre Hollande’ın icraatlarından memnun olan Fransızların oranı yüzde 25-30 aralığına kadar düştü. Halkın yüzde 70’inin icraatlarından ‘rahatsız’ olduğunu beyan ettiği Hollande’ı teselli edecek tek şey ise seçmenlerin yarısının kendisini ‘sempatik’ buluyor olması.

François Hollande ve partisi PS’nin bir yıllık iktidarı döneminde farklı kesimlerden sert eleştiriler geliyor. Bu kesimlerin başında da PS içinden olduğu gibi diğer sol gruplar ve dar gelirliler dikkat çekiyor. 

HALKI KRİZE KARŞI EZDİRTMEYECEKTİ AMA...

Ülkede son bir yılda ekonomik verilerde bir ilerleme olmadığı gibi, işsizlerin sayısı rekor düzeye ulaştı. En son 1997 yılında 3,2 milyonu bulan işsiz sayısı Nisan ayı itibariyle yeniden yakalanmış durumda. Az süreli işlerde çalışanlar da eklendiği zaman bu sayı 5 milyonu buluyor. Hollande iktidara geldiğinde yüzde 9,5 olan işsizlik oranı bugün yüzde 10,5’u geçmiş durumda.

Her ne kadar ekonomik kriz tüm Avrupa’yı vurmaya devam etse de, Hollande’a yönelik eleştirilerin özeti yapılırsa, Sarkozy ile Hollande arasında sadece ‘nüans’ farklılıkları olduğu. Hollande, 2,5 milyondan fazla insanı ilgilendiren ve halen net 1,100 Euro olan asgari ücrete 1 Ocak itibariyle sadece 4 euroluk bir zam yaparak, ne kadar emekçi dostu olduğunu göstermişti.

“Fransızları krize karşı koruma” sözüyle iktidara gelen Hollande, halen 475 Euro civarında olan asgari sosyal yardımı (RSA) tüm taleplere rağmen arttırmayarak yaklaşık 2 milyondan fazla dar gelirliyi de mağdur etmiş oldu.

Yüksek gelirlilerden yüzde 75 oranında gelir vergisi alınması vaadi Danıştay engeline takılan Hollande, vergi gelirlerini arttırmak için yine çalışanlara yüklendi. Hollande, daha önce Nicolas Sarkozy tarafından getirilen ve çalışanların mesai saatleri gelirlerini vergiden muaf tutan uygulamayı iptal etti.

SİYASİ AHLAK TARTIŞMA KONUSU OLDU

François Hollande’ın bir yıllık iktidarı siyasi ahlak açısından da tartışma konusu oldu. Sosyalist hükümetteki birçok bakan, 1 milyon Euro’nun üzerinde (beyan edilen) servete sahip iken, en son Bütçe Bakanı Jerome Cahuzac ile patlayan ve bazı PS yöneticilerinin de dahil olduğu yurt dışında gizli banka hesabı skandalı patlamıştı. Siyasetin giderek kirlendiği yorumlarına yol açan skandallar nedeniyle Fransız seçmenin aşırı sağ Ulusal Cephe (FN) ve sol partilerin oluşturduğu Sol Cephe (FG)’ye kayması bekleniyor. Sosyalist Parti’nin bu gidişle özellikle 2014’deki yerel seçimlerde elindeki bir çok belediyeyi kaybetmesi riski de bulunuyor.

EŞCİNSEL EVLİLİK YASASI İLE VURMAYA ÇALIŞIYOR

François Hollande ve hükümetini en çok zorlayan konulardan biri de eşcinsel evliliklere ve eşcinsel çiftlerin evlatlık edinmesine izin veren yasanın kabul edilmesi oldu. Muhalefetteki sol partilerin de destek verdiği yasanın kabul edilmesi öncesinde 500 bin ila 1 milyon arasında kişinin katıldığı gösteriler, yasanın onaylanmasından sonra da devam etti.

Sağ partiler ise eşcinsel evlilik ve evlat edinme yasasını PS hükümetine karşı bir kontratak şansı olarak değerlendiriyor. Neredeyse her hafta yasa karşıtları ve taraftarları eylemler düzenleniyor ve bir çok sağcı politikacı yasa karşıtı eylemler ile hükümete yüklenmeye çalışıyor.

Her ne kadar anketler Fransızların çoğunluğunun eşcinsel evliliğe karşı olmadığını gösterse de, eşcinsel çiftlerin evlatlık edinmesini kabul edenlerin oranı yüzde 50’nin altında. Özellikle aşırı sağcı FN partisi bu yasa ile aile kurumunun zarar gördüğü propagandası yaparak, genelde sağ partilere oy veren muhafazakar seçmeni daha fazla kendisine çekmeye çalışıyor.

DIŞ POLİTİKADA SARKOZY İLE AYNI YOLDA AMA O KADAR DA POPÜLER DEĞİL

Dış politikada Nicolas Sarkozy’den farklı bir politika izlemeyen François Hollande, Mali’ye yapılan askeri müdahale ile de dikkat çekti. 2011 yılındaki Libya savaşında Muammer Kaddafi’ye karşı Fransa ile birlikte savaşan İslami gruplara karşı Mali ordusu ile birlikte askeri harekat düzenleyen Hollande hükümeti, Suriye’de de Sarkozy döneminden kalma politikayı devam ettirdi. Hollande, Suriye krizinde Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar tarafından desteklenen aşırı İslamcı gruplara destek vermekten geri durmadı. Serekaniye’deki çatışmalarda El Kaide’ye yakın çetelerin kullandığı Fransız ambulanslarının YPG savaşçıları tarafından ele geçirilmesi de bu desteğin hangi boyutlara vardığını göstermişti.

Avrupa Birliği(AB) ile ilişkilerde Nicolas Sarkozy kadar ön plana çıkamayan François Hollande, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile de kriz yaşıyor. AB’nin 2014-2020 bütçesinin arttırılması taraftarı olan Hollande, Merkel ve Britanya Başbakanı David Cameron’un öncülük ettiği kemer sıkma politikasına karşı taraftar bulmakta zorlandı.

Devlet bütçesinin milli gelirin yüzde 3’ünü geçmemesi kuralından ötürü ekonomisi daha güçlü ve sağlam olan Almanya’ya karşı zayıf bir pozisyonda kalan Fransa’nın, özellikle Güney Avrupa ülkeleri ile geliştirmek istediği diplomasi de zayıf kaldı. Zira bu ülkelerin çoğu ekonomik kriz içinde boğuşurken, liderleri de Hollande için Merkel ve Cameron’a açıktan cephe almaya çekiniyorlar.