HPG olmasa kim yardım çığlığımıza gelecek?
HPG olmasa kim yardım çığlığımıza gelecek?
HPG olmasa kim yardım çığlığımıza gelecek?
Şengal dağına sığınanlar DAİŞ çeteleri tarafından kaçırılan yakınları için daha etkili çalışmalar yapılmasını istiyor. Birçok akrabası ve kızları çetelerce kaçırılan Êzdî anne Vezî Hecî, yaşanan trajedinin kaçırılanlar kadar geride kalanlar için de ne denli acı olduğunun canlı tanığı.
'OĞLUMU REHİN ALIP SİLAHIMIZI İSTEDİLER'
Şengal’in kuzeyinde bulunan Ceme Tepesi köyünden Êzdî anne Vezî Hecî, 74. Fermandan kaçmaya çalışırken başlarına gelen olayları ANF'ye anlattı.
DAİŞ çetelerinin Şengal’e geldikten sonra köyleri kuşattığını ve Êzdîleri kendilerini savunamaz hale getirmek için rehin alarak silahlarını istediğini aktaran Vezî, "Biz buraya gelebildik ama babamın evinden 44 kişi bir araçtaydı, onları tuttular. Ondan önce de büyük oğlumu yakaladılar. Bize 'silahlarınızı getirin' dediler. Silahlarımızı verince onu bıraktılar. Oğlum kapatıldığı yerden bırakılmadan önce babasının arabasını ve sonra da tüfeğimizi aldılar. Sonra biz birkaç kişi ancak kurtulduk” dedi.
'ÇETELER İÇİN YOLLARI TUTAN ARAPLAR VAR'
Aylar sonra bir kızının Duhok’a ulaşabildiğini aktaran Hecî, kendi köylerinde ve yine birçok yerde çetelerle işbirliği yapan Arapların yolları tutuğunu; kaçmalarına izin vermediğini; Şengal dağına doğru kaçmak isterken Arapların önlerini kesip 44 kişiyi esir aldığını söyledi.
Êzdî anne Vezî Hecî, şöyle devam etti:
“Yolda bu Araplar babamın traktörünü çağırdılar, bize, 'sizin geçmenize izin yok' dediler. Geri dönüp biraz ilerledikten sonra traktörü bırakıp yürüyerek gideriz, diyorduk. Bir araba ve bir traktörle tekrar yola çıktık. Traktör ve arabada 44 erkek vardı, onların hepsini yakaladılar. Arabamız traktörün arkasından gidiyordu, silahlarını bize çevirip mermi sıktılar. 'Durun' diyorlardı, biz durmadık; Şengal’e doğru kaçtık. Şimdi çocuklarım Duhok’ta; ne babaları kaldı ne de başka bir şey..."
Çetelerin eline düşen esirlerin bir gün döneceği umuduyla Şengal dağında bekleyen Hecî, HPG ve tüm kesimleri kaçırılan insanların kurtarılması için yardım etmeye çağırdı. Kendilerine HPG'nin yardım ettiğini, başka kimseden yardım gelmediğini söyleyen Hecî, "Bu Şengal’in adını altınla yazsalar ne olacak? Êzdîlerin kadınları, kızları, çocukları esir düştükten sonra; Êzdîlerin toprağı bu DAİŞ’in elinde olduktan sonra" ifadelerini kullandı.
'HPG OLMASA BİZE KİM YARDIM EDECEK?'
Hecî devamla “İşte beni görüyorsunuz, bu kadar insanı da. Aklımızda ne yemek, ne su, ne yol var. Bu kızımı getirdim, artık haberlere bile bakamıyoruz, esirler için ne gecemiz kaldı ne gündüzümüz. Bu HPG olmasa kim bize, bu esirlere yardım edecek? Kim yardım çığlığımıza gelecek? Onlardan beklentim; bu Êzdîlerin ırzını, şerefini DAİŞ’in elinin ayağının altından kurtarsın. Esir düşen Êzdî kadın, kız ve çocuklarını getirmeleri için onlardan ve devletlerden rica ediyorum. 5 aydır çocuklarımla konuşmadım. Onlar daha küçüktüler“ dedi.
ESİRLER İÇİN BİRŞEYLER YAPILMASI GEREKİYOR
DAİŞ çeteleri tarafından kaçırılan insanların bir kısmının körfez ülkelerinde görüldüğünü söyleyen Hecî, devletlerin bu durumu nasıl kabul ettiklerine anlam veremiyor: “Bir değil iki değil; binlerce Êzdî kadını ve kızı ellerinde. Hep diyorlar ki; bırakırlar... Hani, ne zaman bırakacaklar? Onlarcası Suudi’de, İmarat’ta (Birleşik Arap Emirlikleri) çıktı, kimsenin de onlardan haberi yok. Gözümüz bu devletlerde. Êzdîler yoksuldu, elimizden bir şey gelmiyor. Devletlerin bunu kabul etmemesi lazım. Onların da esirler için bir şeyler yapmaları gerekiyor. Çocuklarımız dönmezse, Êzdîlerin kadınları, kızları esirken, namusumuz el ayak altındayken Şengal ne olacak; umudumuz Allah’tandır.”
'ALLAH BUNU KABUL EDER Mİ?'
DAİŞ çetelerinin, uyguladığı vahşette yaş sınırı da olmadığını vurgulayan Hecî, "Biz Êzdîlerin talepleri esirlerdir. Ben dizlerimin üzerinde yürüyerek geldim, bastonla ah ile vah ile yürüyenleri bile götürdüler. Yaşları 95 olan amcalarımızı götürdüler. Allah bunu kabul eder mi? Bu Êzdîlerin başına gelenlerin hiçbir kanunda yeri yoktur. Êzdîlerin başına getirdiler” dedi.
Hecî, birçok yerde yaşanan DAİŞ saldırılarından hiçbirinin Êzdîlere yapılan kadar vahşi olmadığını söyleyerek, şunları dile getirdi: "Dünyanın tüm devletlerini gezin, bu DAİŞ Êzdîlerin başına getirdiklerini hiçbir devletin başına getirmedi. Şimdi talebimiz; Allah’ın adıyla esirlerimizdir. Sıcak da olsa soğuk da; yağmur da olsa kar da; ölüm olacaksa onlarla birlikte olsun. Kızım beni arıyor telefonda ağlıyor, 'DAİŞ benim üstüme geliyor' diye çığlığı bana geldi. Ben biliyorum onların düşüncesinde kurtuluş yok. İşte kardeşim siz de bizim için bir şey söyleyecekseniz, siz de bir talepte bulunun; belki bu bu esirlerimiz kurtulur."
Koço köyünü hatırlatan Êzdî anne Vezî Hecî, "Bunlar Koço’ya neler yaptılar; 700-800 erkeği öldürdüler, kadınları kızları esir aldılar. Malzemelerini, altınlarını çaldılar. Hiçbir şeyleri kalmadı. Kendi kendilerine ortada kaldılar. Bir arabamız ve biraz malzememiz vardı, onları götürdüler. Çocuklarımızı da götürdüler" diye anlattı.