Hüseyin Aykol'un tutuklanmasına tepki yağıyor

Gazeteci Hüseyin Aykol’un tutuklanmasına gazeteci, aydın, yazar, aktivist ve hukukçular tepki gösterdi.

Gazeteci, aydın, yazar, hukukçu, insan hakları savunucuları, Gazeteci Hüseyin Aykol'ün dün tutuklanmasına tepki gösterdi.

DEMİRER: TANIDIĞIM EN ÖRNEK İNSANLARDAN

Özgür Gündem’de beraber çalıştığı isimlerden biri olan Yazar Temel Demirer, Hüseyin Aykol için, “Dünyada tanıdığım en namuslu, en onurlu, en çalışkan, en örnek insanlardan biri" derken, şöyle devam etti:

"Özgür Basın'ın ne olduğunu, muhalif basının ne demek olduğunu öğrenmek isteyen herkes, Hüseyin Aykol'dan örnek almalıdır. Ben basın hayatımda kendime örnek olarak Hüseyin Aykol'u aldım. Hüseyin Aykol ifade özgürlüğünün Türkiye'deki ve dünyadaki ender insanlardan biridir. Suçu her neyse… Hüseyin Aykol’un suçu benim üzerimedir. Onurla bu suçu kabul ediyorum."

ERYILMAZ: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ YOK

Gazeteci Tuğrul Eryılmaz da Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğüne karşı yapılan tutuklamaların kabul edilemez olduğunu vurgularken, "İfade özgürlüğü olmayan bir ülkede yaşıyoruz. Türkiye’nin tüm kurumları perişan edildi. Meclis, adalet, akademi tabi medyayı bunun dışında bırakmayacaklardı. Otoriter sistemler dediğiniz böyle bir şey. En son kurban da meslektaşımız Aykol oldu. Bu, bizim duyduğumuz. Daha ismini duymadığımız, bilmediğimiz bir sürü genç meslektaşımız var" diye belirtti.

KESKİN: BÖYLE BİR SÜREÇ OLMADI

Aykol ile Özgür Gündem Eş Genel Yayın Yönetmenliği yapan ve 17 yıl 2 ay hapis cezası İstinaf Mahkemesinde olan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ise, şunları ifade etti: “Her şeyden önce bu coğrafyada baskı gören bir yayın organının Eş Genel Yayın Yönetmenliğini yapmıştık. İfade özgürlüğünün bu kadar ihlal edildiği hiçbir süreç olmadı. Hüseyin Aykol, ömrünü basın özgürlüğüne, basın ifade özgürlüğüne harcamış biri. Aynı zamanda dava arkadaşım. Her an hepimiz cezaevine girebiliriz. Trajikomik bir durum yaşıyoruz. Veli Küçük’ün beraat ettiği bir coğrafyada gazeteciler, yazarlar cezaevine giriyorlar. Hüseyin Aykol da bunlardan biri. Üzücü ama şaşırtıcı değil.”

AKARSU: HEPİMİZE ÖĞRETTİ

Gazeteci Özlem Akarsu Çelik de “Hüseyin Aykol’un temsilcilerinden biri olduğu gazetecilik geleneği

Türkiye’de hepimize bugüne kadar hem mesleğe dair hem de mücadeleye dair çok kıymetli bilgiler öğretti. Aykol’un hapishanelerde değil dışarıda, özgürce mesleğini yapması gerekiyor” dedi.

YILMAZ: YILLARDIR YILMADI

Gazeteciliği Aykol’dan öğrendiğini söyleyen Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Sedat Yılmaz ise "Sadece benim öğretmenim değil, aynı zamanda şefim, müdürüm, üstadım, çalışma arkadaşım. Aykol, sessizlerin, yoksulların, ötekilerin, cezaevlerin, çocukların, işçilerin, Kürtlerin, sığınmacıların yorulmak bilmeyen sesidir. Hakkında yüzlerce yıla varan ceza istemleri, yargılamalar, baskılar yıldırmadı onu" diye konuştu.

TAHİNCİOĞLU: BU DAVALAR BİR AN ÖNCE DÜŞMELİ

Gazeteci Gökçer Tahincioğlu da Aykol’a dair “Yıllardır gazetecilikten başka hiçbir eylemi olmayan, mesleği gazetecilik olan ve gazetecilik yaptığı yıllar boyunca da sürekli yargılanarak, gözaltına alınarak geçiren bir emektar meslektaşımız. Aykol’un bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını, ifade özgürlüğü kapsamında kalan davaların düşürülmesini diliyoruz. Bu konuda yargı paketleri hazırlayan hükümete de gazeteciler olarak çağrıda bulunuyoruz” dedi.

DÜNDAR: HEPİMİZ BİRBİRİMİZE SAHİP ÇIKMAZSAK...

Gazeteci Can Dündar da "Gazetecilerin tutuklanması genel bir saldırıya dönüştü. Türkiye’de bir yandan yargı reformu yasası vaat edilirken, diğer yandan yeni gazetecilerin tutuklanması, barış akademisyenlerinin tutuklanması aslında göz boyama peşinde olduğunu gösteriyor. Son tutuklama da onun işareti. Hepimiz birbirimizin ifade özgürlüğüne, hakkına sahip çıkmazsak bu böyle sürecek gibi görünüyor. Hepimizin hiçbir görüş ayrılığına mahal vermeden bu tutuklamalara karşı çıkmalıyız” dedi.

YARKADAŞ: KATKISINI HİÇ ESİRGEMEYEN BİRİ

Eski CHP Milletvekili ve Gazeteci Barış Yarkadaş da şunları söyledi: “Kendisi sol ve sosyalist yayınların çıkarılmasında katkısını hiçbir zaman esirgemeyen, yüzlerce meslektaşımıza da gazetecilik deneyimlerini aktarmaktan çekinmeyen bir kişidir. Uzun yıllardan bu yana sol ve sosyalist çevrelerin yakından tanıdığı, saygı duyduğu mesleki ilkelere bağlılığından şüphe duymadığı Hüseyin Aykol’un Özgür Gündem gazetesinde yayımlanan yazılardan dolayı hapisle cezalandırılması ve evinin basılarak gözaltına alınmasını kabul edemiyorum."

Yarkadaş, TMK ve ilgili maddelerin değiştirilerek, tutsak gazetecilerin bir an önce serbest bırakılması gerektiğini de vurguladı.

EREN: BORCUMUZU ÖDEMELİYİZ

Jinnews Ankara Muhabiri Habibe Eren ise, “Aykol ile her sohbet ettiğinizde ‘Keşke Ape Musa ile daha fazla vakit geçirseydim’ der. Ape Musa’nın ardılı olarak bizlere her zaman ahde vefayı, üretkenliği ve yılmamayı öğretti. Acıların dehlizlerde kaybolmasına izin vermeyen bellekleri her defasında gerçeklerle tazeleyen Hüseyin hocanın tutuklanmasına karşı borcumuz onun özgürlüğünü dile getirmek olmalı" dedi.

SAÇILIK: BEDEL ÖDEDİ AMA VAZGEÇMEDİ

Sosyolog-Aktivist Veli Saçılık da şöyle konuştu:

“Hüseyin Akyol, bir müstesnadır. Önemli, tarihsel bir gazetecidir. Muhalif gazetelerde sürekli yazmış ve bunun bedelini ödemiştir. Eski Türkiye’de de yeni Türkiye’de diye tanımlanan AKP Türkiye’sinde de aynı muameleyi gördü. Devleti yönetenler değişiyor ama devletin muhalif gazetecilere, Kürt gazetecilere tavrı değişmiyor. Ama burada esaslı bir duruş olduğu, bu ırkçı-kafatasçı yapıya karşı gazetecilerin o geleneği sürdürdüğünün kanıtıdır, Hüseyin Aykol. Onun cezaevine girmesi gazetecileri ve muhalifleri yıldırmayacaktır, aksine onun gibi azimli onun gibi sağlam bir duruşu sergilemeye itecektir."

BOLTAN: AKIL KÂRI DEĞİL

Özgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGİ) Sözcüsü Hakkı Boltan, “Gazeteci olmaktan öte tam bir filozof ve Türkiye’nin zindanından tutun, gözaltından tutun her türlü baskıyı fiili olarak gören yaşayan ve karşısında duran bir kişiliktir. Tutumları ve fikirleri ile doğrudan özgür basını temsil ediyor. Bir iktidarın 70 yaşında bu düzeydeki bir gazeteciyi tutuklaması kabul edilir değil, akıl kârı değildir” dedi.

OKAY: FAŞİZMİN GÖSTERGESİ

Yazar Adil Okay ise, cezaevlerine yönelik çalışmalar aracılığıyla tanıdığı Aykol’a dair şunları dile getirdi: “Türkiye’de hak, hukuk yok, on binlerce insan cezaevine konuldu. Türkiye tarihinde en fazla tutuklu ve hükümlünün olduğu bu dönemdir. Dolayısıyla insan hakları konusunda mücadele eden, cezaevleriyle yıllarca ilgilenen oradaki hak ihlallerini gündeme getiren Hüseyin Aykol ceza alması kabul edilemez. Hukukun ve insan haklarının olmadığının göstergesidir. Bu ülke ve halkları için değerli bir insanın tutuklanması bizi üzmüştür. Aykol ömrünü insan hakları mücadelesinde vermiş biridir. Aykol’a yaklaşım bu ülkede faşizme evirilmenin göstergesidir.”

ACİNİKLİ: GÖZDAĞI

Yine Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı Avukat Ayşe Acinikli de şu ifadeleri kullandı: “Hüseyin Aykol’a verilen bu ceza Türkiye’de hâlâ basın özgürlüğünden yana olan ve gazetecilik yapmaya çalışan insanlara verilen bir gözdağıdır. Bu baskı ortamında basın özgürlüğünün bu şekilde engellenmesi, basına sansür uygulanması, aynı zamanda muhaliflerin sesini kısmaya yöneliktir. Ana akım medya şu anda iktidar isteminde haber yapıyor ve insanların şu an gerçeklere ulaşması bu şekilde engellenmeye çalışılıyor. Hüseyin Aykol’a verilen ceza insanların haber alma hakkını savunanlara verilen bir cezadır. İnsanların haber alma hakkı da engelleniyor.”