Barış Bloku Sözcüsü Bahadır Altan, Barış Vakfı Genel Sekreteri Hakan Tahmaz ve EMEP Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan, 50 Kürt siyasetçinin bugün Amed'de başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevini ANF'ye değerlendirdi.
ALTAN: ÖCALAN'DAN HABER ALINAMAMASI BARIŞI ENGELLİYOR
Barış Bloku Sözcüsü Bahadır Altan, barışa katkı sunacak en küçük bir olasılığın bile değerlendirilmesi gerektiğini belirtti, "Bir iğne ucu kadar barış umudu varsa, bundan uzak durma lüksümüz yok" dedi.
Türkiye'nin Cerablus ve El Rai'de gerçekleştirdiği işgalci operasyonlara dikkati çeken Altan, "TSK, ilk defa çetelerle işbirliği halinde başka bir ülkenin topraklarına girdi. Bu gelişme, iç kamuoyuna sanki Türkiye saldırıya uğramış gibi sunuluyor. Dolayısıyla da barışa dönük her türlü talep, bu perdenin arkasında yok sayılıyor" diye konuştu.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'dan haber alınamamasının ya da diyaloğun sağlanmamasının barışın engellenmesinde çok önemli bir etken olduğunun altını çizen Altan, şunları söyledi: "Ama şu çok açık ki, Öcalan'la görüşülmesi küçücük bir barış umudunu doğuruyorsa, bundan vazgeçemezsiniz. 7 Haziran sonrasında öyle bir hava yaratıldı ki, sanki siyaset kanalları açık ve sanki HDP ve Kürtler barış istemiyor. Hiç de akla ve mantığa uygun değerlendirme değil. Siyaset kanalları açık olsa, bunu neden reddetsinler? Hala insanlar canını ortaya koyarak barış diyorsa, dikkate alınmalı. Barış Bloku olarak diyoruz ki, Öcalan'a karşı olabilirsiniz ancak Öcalan'ın barışa sunacağı en küçük bir katkıyı bile reddetme lüksünüz yoktur. Bunu kim reddediyorsa, kandan ve savaştan besleniyor, demektir."
TAHMAZ: TALEP BİR AN ÖNCE KARŞILANMALI
Barış Vakfı'ndan Tahmaz, talebin son derece insani ve yasal olduğunu belirtti, "Bir an önce karşılanması gerekir" dedi.
İnsan hakları bakımından açlık grevini bir eylem olarak doğru bulmadıklarını söyleyen Tahmaz, "Ortada siyasi mülahazalardan uzak bir durum var. Herhangi bir kişinin, bir avukatın ya da vasisinin Abdullah Öcalan'la görüşmesinin sağlanması isteniyor. Bu talep bir günde de ortaya çıkmamıştır. Açlık grevindeki taleplerin karşılanması gerekir" diye konuştu.
Darbe girişiminin ardından İmralı Adası'nda yaşananlara ilişkin iddialara dikkat çeken Tahmaz, "Orada ne olduğun bilmiyoruz ancak kaygı duyulmasını güçlendiren bir siyasi ortam ve açlık grevinin en kısa sürede son bulması için de bu kaygıların dikkate alınması gerekir. Adalet Bakanlığı, bu konunun siyaset malzemesi yapıldığını düşünüyorsa da, bunu boşa çıkartmak da son derece basit. Öcalan'la görüşmenin sağlanması bunu da boşa çıkartır" dedi.
DOĞAN: ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜLMELİ, MÜZAKERE YOLU AÇILMALI
EMEP Genel Başkan Yardımcısı Doğan, Öcalan'a uygulanan tecridin savaş konsepti anlamına geldiğini belirtti. Doğan şunları söyledi: "Kürt siyasetçilerin açlık grevinin temelinde yatan neden; hem savaşa karşı barışın savunulması için, hem de bir halkın önderi olarak gördüğü Abdullah Öcalan'ın sağlık durumuna ilişkin kaygıları giderecek bir görüşmenin sağlanmasıdır. Dilerdik ki, bunun için hem açlık grevi yapılmak zorunda kalınmasın, hem de bugün yaşadıklarımız yaşanmamış olsaydı. Ancak belli ki koşullar bu noktaya getirdi. Ailesi ve bir heyetle görüşmenin en kısa sürede sağlanması gerekiyor. Bu hem halkın kaygılarının giderilmesi, hem de belki de yeniden barış ve müzakere yolunun açılması için önemli."