III. Uluslararası Hukuk Konferansı başladı
III. Uluslararası Hukuk Konferansı başladı
III. Uluslararası Hukuk Konferansı başladı
Almanya’nın Bonn kentinde III. Uluslararası Hukuk Konferansı başladı. “Kürtler örneğinde sözde ‘Terörizmle Mücadele’ye Uluslararası Hukuk açısından Bakış” başlığıyla düzenlenen konferansa Avrupa ve Türkiye’den yüze yakın hukukçu, insan hakları savunucusu katılıyor.
Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Derneği'nin (MAF-DAD) de organizatörlerinden olduğu konferans, Kürtler örneğinde‘Terörizmle Mücadele’ye Uluslararası Hukuk açısından bakış” başlığı ile yapılan konferansta bu yıl özgün olarak ulusların kendi kaderini tayin hakkı Kürdistan, özellikle Rojava örneğinde ele alınacak.
Konferansın diğer ana temalarından biri ise Avrupa Birliğinin ‘terör listesi’ olacak. Bu kapsamda ‘siyasal gelişmelerle hukuki gelişmeleri aynı düzlemde ve zamanda tartışma' amaçlanırken, özellikle uluslararası hukuk, siyasal gelişmelere paralel bir yeni yorum ve tavırlar, yeni siyasal gelişmelerin hukuki ifadesi gibi konular tartışılacak.
Konferansın açılışını MAF-DAD adına Heike Geisweid yaptı. Geisweid, tüm katılımcıları selamlarken, konferansta tartışılacak konuşmaların oldukça önemli bir döneme denk geldiğine dikkat çekti.
İnsan hakları kuruluşu AZADİ adına konuşan Monika Morres de, Kürt sorunu ve ya terör örgütleri listesinin sadece Kürtlerin ve Almanya’nın sorunu olmadığını ve AB geneline ait olduğunun altını çizdi.
Halkların Demokratik Kongresi (KCD) Eşbaşkanı Hatip Dicle’nin katılamadığı konferasta ilk olarak söz alan Kongra Gel Genel Başkanı Remzi Kartal, tüm katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında, “Oldukça önemli gelişmelerin olduğu bir dönemde, Kürt sorununu ele alan bir konferansın Kürtlerin Avrupa’da gösterdiği hukuk mücadelesine katkı sunacağını umuyorum” dedi.
Demokratik ulus çözümünün ulusların kendi kaderini tayin sorununa yeni bir yorum getirdiğini kaydeden Kartal, Öcalan’ın çözümünün yeni bir yorum getirdiğini dile getirdi.
Özgür birey ve toplulukların kendi öz iradeleriyle oluşturdukları ortak toplum olduğunu söyleyen Kartal, bir ulusun diğeri üzerinde söz söyleme hakkı olmadığını, eşitlik ve hoşgörü temelinde birlikte yaşanması olduğunu, barış içinde birarada yaşanması olduğunu belirtti.
Demokratik ulusta kadının rolüne atıfta bulunan Remzi Kartal, reel sosyalizmi iyi analiz eden bir Kürt Halk Önderi’nin, sosyalizmin devlet ve ulus sorununun köklü bir çözümüne olan ihtiyaca dikkat çekti.
Ulus devlet formatının toplumsal sorunların temelini oluşturduğunu kaydeden Kartal, ulus devletin kapitalist hegemonyayı egemen kıldığını belirtti.
Öcalan’ın sosyalistlerin ulus devlet çözümünün olamayacağına vurgu yaptığını hatırlatan Kartal, Kürt Halk Önderi’nin her türlü ulusçu etkiden arınmış ‘demokratik ulusu’ önerdiğine dikkat çekti.
Sosyalizmin ulus devletçiliği aştığı oranda bir çözüm olabileceğini belirten Kartal, ulus devletçilikten arınmış, kar endeksli ekonomik mantıktan arınmış bir demokratik ulus sisteminin başarılı olabileceğine, ekolojik endüstriyi alternatif kılan, karsız sosyal ekonomiye önem atfeden, konfederal tarzda aşağıdan yukarıya doğru örgütlenen, merkezi devletin yetkilerinin sivil topluma devredildiği bir sistem olduğuna söyledi.
Türk, İran, Irak ve Suriye’de Kürt sorununa barışçıl yaklaşımın sadece ‘Kürt halkının demokratik ulus olma ve demokratik özerklik haklarının tanınmasıyla mümkün olabildiğine vurgu yapan Kartal, demokratik siyaset ve anayasa çözümlerine dikkat çekti. Çözüm için, muhattaplarıyla paylaşılmak üzere demokratik anayasanın radikal demokratik dönüşümleri gerektirdiğini belirtti.
Kartal, “Bu hakkın inkar edilmesi halinde ise, KCK’nin kendi demokratik ulus inşasını ve çözümünü inşa etme yolu kalacaktır” dedi. KCK’nin demokratik ulus inşasının ‘demokratik özerklik’ olarak adlandırdıklarına hatırlatırken, Kongra-Gel’in sistemi hakkında bilgiler verdi.
ULUS-DEVLETİN ULUSLARI TANIMA YA DA ULUSLARIN DEMOKRATİK ULUS ÇÖZÜMÜNÜ İNŞASI!
Demokratik-Ulus modelinin ulus devletten tamamen bağımsız olmadığını da sözlerine ekleyen Kartal, iki yol vardır dedi. Birinci yol, ulus devletlerle müzakere yoluna gidilerek halkların haklarına ve mirasına saygı göstermesinin, ezen ulusun devletçi eğilimlerden vazgeçmesinin önemine dikkat çekti.
Demokratik özerkliğin Avrupa için önemine vurgu yapan Kartal, Avrupa’nın 300 yıllık ulus-devlet geçmişine dayanarak, demokratik özerkliği seçmesini ve bu yolla uluslar arasındaki çatışmaları önleyebileceğinin altını çizdi.
Demokratik özerkliğin ikinci çözüm yolunun ulus devletlerle uzlaşmadan, kendi projesini hayata geçirmesi olduğunu söyleyen Kartal, bu durumda Kürtleri inkar eden egemen devletlerle çatışmaların yoğunlaşacağını ve Kürtlerin varlıklarını korumak ve de özgürlükleri için öz savunma temelinde savunmalarını gerçekleştireceğini vurguladı. "Şu an Rojava’da tam da yapılan budur. Toplumsal bütün kimlikler aşağıdan yukarıya doğru örgütlenerek, doğrudan yer alıyorlar" diyen Kartal, bir gücün egemenliğine değil de, tüm ulusların temsiline dayandığını vurguladı. Kartal, bunun 21’inci yüzyılın sistemi olduğunu dile getirdi.
İKİ GÜNLÜK YOĞUN PROGRAM
Konferansın iki günlük programı şöyle olacak:
Saat 09.30-12:30 Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı (UKKTH) ve Kürtler konulu oturum yapılacak. UKKTH ve devlet dışı aktörler konulu sunumu Galway Ulusal Üniversiteleri-İnsan Hakları için İrlanda Merkezi’nden Dr. Noelle Higgins yapacak.
Kürt sorununda güncel gelişmeler, kolonyalizm ve UKKTH konulu sunumu, Sosyolog ve Hollanda Wageningen Üniversitesi’nden Dr. Joost Jongerden, UKKTH, milliyetçilik ve ulus devlet dışı çözümler’i İngiltere Cambridge Üniversitesinden Prof. Dr. Thomas Jeffrey, Rojava Direnişi ve Kantonlara Ulusal Hukuk açısından bakış konusunu, uluslararası hukuk uzmanı Prof. Dr. Normand Peach yapacak.
Konferansın öğleden sonraki oturumunda ‘Terörizm Söylemi’ ve Kürtler konusu ele alınacak. Terörizm söylemi ve güncel önemi konusunu Durham Üniversitesi Hukuk Fakültesi İnsan Hakları Merkezi Eşbaşkanı Prof. Fiona de Londras, Kürtlere karşı devlet terörü ve uluslararası toplumun sessizliği konusunu Asrın Hukuk Bürosu’ndan Emran Emekçi, Ortadoğu’daki güncel gelişmeler ışığında ‘terörizm’ söylemi ve Kürt sorunu konusunu İnsan Hakları için Uluslararası Lig Başkan Yardımcısı ve Gazeteci Dr. Rolf Gössner değerlendirecek.
Saat 16:30-18:30 arasındaki oturumda, PKK’nin ‘terör listesi’nden çıkarılmasına için Avrupa Adalet Divanı’nda açılan dava ve olası gelişmeler avukat Tamara Buruma, Kürt siyasetinin ‘terör ve çözüm’e bakışı avukat Marq Wijngaarden tarafından ele alınacak.
8 Şubat Pazar günkü oturumda “Hukuksal ve politik çözüm arayışları” ele alınacak. “Terör ve Terörizm” söylemlerine karşı yürütülen mücadelelerin analizi ve eleştirel bakışı Belçikalı avukat Jan Fermon ile Alman Meclisi ve Avrupa Konseyi üyesi Andreij Hunko, “Terör listesi ve PKK yasağı”na karşı hukuksal ve politik strateji konulu sunumu avukat Berthold Fresenuis ile Stephan Kuhn yapacak.
Siyasal ve hukuki mücadele olanaklarının nasıl geliştirilebileceği avukat Thomas Schmidt ile Dündar Gürses tarafından değerlendirilecek. Konferans sunumların ardından sonuç bildirgesinin tartışılması ile sona erecek.
Konferansa kamuoyuna kapalı, davetliler ve organizatörlere yapılacak başvuru temelinde mümkün olabilecek.
Konferansı düzenleyicileri Uluslararası İnsan Hakları ve Demokrasi Derneği (MAF-DAD) ve Azadi - Kürt Tutsaklarla Dayanışma Kurumu iken destekleyenler olarak da Uluslararası İnsan Hakları Ligi, Alman Demokratik Hukukçular Derneği'nin (VDJ)
Dünyada Demokrasi ve İnsan Hakları İçin Avrupalı Hukukçular Birliği (ELDH - European Association of Lawyers for democracy and World Human Rights) bulunuyor.