İki kadın gazeteciye cinsel işkence Güler'e soruldu
İki kadın gazeteciye cinsel işkence Güler'e soruldu
İki kadın gazeteciye cinsel işkence Güler'e soruldu
CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, haklarında gözaltı kararı olmamasına rağmen evlerinde gözaltında tutulan ve cinsel işkenceye maruz kalan ETHA Haber Müdürü Derya Okatan, ETHA Editörü ve Ajansımız ANF’nin muhabiri Arzu Demir'in durumlarını İçişleri Bakanı Muammer Güler'in gündemine taşıdı.
CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, evlerinde gözaltı muamelesi gören ve polis tacizine maruz kalan kadın gazetecilerin uğradığı hukuk dışı uygulamaları İçişleri Bakanı Muammer Güler'e sordu.
Gezi Parkı sonrasında artan baskınlardan birinin 18 Haziran'da Etkin Haber Ajansı'na yönelik olarak gerçekleştirildiğini hatırlatan Onur, "Baskın yapılan binada ajansta çalışan 2 kadın gazetecinin yaşadığı dairenin de bulunması nedeniyle polis bu eve de girerek hem hukuksuz arama yapmış, hem de kadın gazetecilere cinsel şiddet içeren muamelede bulunmuştur" dedi.
ETHA Haber Müdürü Derya Okatan ile ETHA editörü Arzu Demir'in haklarında gözaltı kararı bulunmadığı halde arama boyunca kendi evlerinde gözaltı muamelesine maruz kaldıklarına dikkat çeken Onur, şunları kaydetti: "Kadınların beyanlarına göre, tuvalete gitmek istediklerinde odaya alınarak polis tarafından üzerilerinde pijamalar olmasına rağmen soyulmaya çalışılarak ve göğüs ve cinsel organları elle kontrol edilmek suretiyle aramaya maruz kalmışlardır. Gazetecilerin ifadelerine göre 44 polis gün boyu evlerine girip çıkmış, sözel şiddette bulunmuş, evin bütün eşyalarını alt üst ederek kitap, harddisk gibi eşyalara el koymuştur. Sabaha karşı 05.00'de eve giren polis akşama kadar bir şekilde aramasını sürdürmüştür."
Arama tutanağında "gerekli aramaların yapılması için yeteri kadar kuvvet ile gelindi" cümlesindeki "yeteri kadar kuvvet"in hangi ölçütlere göre belirlendiğini öğrenmek isteyen CHP Milletvekili Melda Onur, "Söz konusu tarihte ETHA ve iki gazetecinin evinin aramasına katılan polisler hangi birimlerden gelmiştir?" diye sordu.
Tutanakta apartmanda bulunan yangın merdiveninin iki kat arasında geçiş olarak gösterildiğine dikkat çeken Onur, "Bu gerçekçi bir saptama mıdır? Olası bir yangın veya deprem gibi afet durumunda binanın planına göre yangın merdiveni olmasının 'katlar arasında geçiş oluşturulmuş şeklinde yorumlanması’, Bakanlığınızca nasıl değerlendirilecektir?" dedi.
CHP Milletvekili Melda Onur, İçişleri Bakanı Muammer Güler'in şu sorulara yanıt vermesini istedi:
"Avukat talep edilmesine rağmen avukat gelmeden aramaya başlamak kanuna uygun bir arama şekli olmadığına göre, bu kanunu uygulamayan polisler hakkında bir soruşturma başlatılması düşünülmekte midir?
Aramalarda savcı bulunmadığı gibi, uygulamada sıkça başvurulan komşu veya muhtar gözetimi de bu olayda görülmemiş, iki genç kadın 44 polisle saatlerce baş başa bırakılmıştır. Bakanlığınız bu hukuksuzluğu nasıl değerlendirecektir?
Arama esnasında hangi kriterlere dayanarak kitaplara el koyulmaktadır?
Eve yapılan aramada evde bulunan kişilere gözaltı muamelesi yapmak ve bu kişilerin vücutlarını aramaya çalışmak polisin hangi yetkisine dayanmaktadır? Kendi evinde tuvalete gitmek isteyen bir kişi neden polis tarafından çıplak aramaya maruz kalmaktadır?
Polis evde bulunan kişilerin İETT kartı, meslek kimlik kartı, SSK bildirimleri gibi özel evraklarına hangi yasal dayanak dahilinde el koymaktadır? Bu özel evraklara el koyulmasıyla birlikte doğacak mağduriyetler nasıl giderilecektir?
Kamuoyunda işkence suçlusu olarak bilinen Sedat Selim Ay'ın İstanbul'a, Terörle Mücadeleden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı olarak atanmasından sonra, Gezi protestoları esnasında da emniyette işkence yöntemi gözle görülür bir şekilde artmıştır. Birçok mağdurun açtığı işkence davaları hala görülmekte olan Ay hakkında bu doğrultuda bir işlem yapılacak mıdır?"