İnsan hakları örgütleri: Şakran’da işkence izleri gizlenmeye çalışıldı

İHD, ÇHD, TİHV ve ÖHD İzmir şubeleri temsilcilerinden oluşan bir heyet, geçtiğimiz günlerde Şakran 4 Nolu T Tipi Cezaevi’nde tutsaklara yönelik darp olayı ile ilgili hazırladığı raporu açıkladı.

İHD, ÇHD, TİHV ve ÖHD İzmir şubeleri temsilcilerinden oluşan bir heyet, geçtiğimiz günlerde Şakran 4 Nolu T Tipi Cezaevi’nde tutsaklara yönelik darp olayı ile ilgili hazırladığı raporu açıkladı.

İzmir Şakran 4 No'lu T Tipi Cezaevi'nde tutsakların maruz kaldığı işkenceyi izlemek isteyen İnsan Hakları Derneği (İHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir şubeleri temsilcilerinden oluşan heyetin incelemelerde bulunması engellendi. Görüştüğü tutsakların maruz kaldıkları işkenceye dair anlatımlarını raporlaştıran heyet üyeleri, raporu kamuoyuyla ile paylaşıp, yaşanan hak ihlalleri karşısında Adalet Bakanlığı'nı göreve davet etti.

İHD Şube binasında düzenlenen toplantıya kurum temsilcilerinin yanı sıra TAYD-DER yöneticileri de katıldı. 

Toplantıda konuşan ÖHD Eş Genel Başkanı Rotinda Polat, cezaevine giden heyetlerinin kabul edilmediği gibi cezaevi idaresinin yaşanan ihlaller konusunda gerçek bilgilere ulaşmalarını engellediğini ifade etti.

Bu durumu "kaygı verici" olarak tanımlayan Polat, avukatlar olarak cezaevindeki tutsaklarla yaptıkları görüşmeleri aktardı. 

Cezaevinin B-13 koğuşunda kalan tutsakların 30 Mayıs günü sabah saatlerinde 20-25 gardiyanın yaptığı sayım sırasında yaşanan bir tartışma sonrasında darp edildiklerini anlattıklarını ve bu darp izlerinin halen vücutlarında bulunduğunu belirten Polat, bu anlatımlardan cezaevi yönetiminin insan onuruna yakışmayan uygulamaları gizlemeye çalıştığı izlemini edindiklerini ifade etti.

Polat, sayım esnasında yaşanan tartışma nedeniyle beraberlerinde başka gardiyanlarla B-13 koğuşuna gelen Cezaevi 2'inci müdürleri olan Faruk Yokuş, İsmail Durmaz ve Zaim Çil'in talimatları ve yönlendirmeleriyle tutsaklara ağır darp şeklinde işkence yapıldığı aktarımlarının ellerinde mevcut olduğunu söyledi.

Tutsakların boyun, bel ve göğüs kafesine basılması ve tekmelemeler sonucu çeşitli yerlerinden çok ciddi şekilde darp edildikleri dile getiren Polat, tutsaklardan Selim Eklik'in ise kaburgalarının kırıldığını tespit ettiklerini paylaştı.

Açlık grevine giren tutsaklara halen aynı uygulamaların dayatıldığını kaydeden Polat, şunları söyledi: "Açlık grevinde olmalarına rağmen her gün sabah sayımında 2'inci müdürler eşliğinde odaya gelen kalabalık gardiyan grubu, ısrarla sayım almak için havalandırmaya çıkıp ayakta beklemelerini, dışarı çıkmayanları kollarından tutup yerde sürükleyerek havalandırmaya çıkarmaktadırlar. Açlık grevlerinin temel sebebinin bu son yaşanan olay olmadığını, aslında daha öncesinde bu kararın alınmış olduğunu fakat dışarıdaki olayların ağırlığından kaynaklı gündemi meşgul etmemek adına bu kararı ertelediklerini beyan etmektedirler. Hatta olay olmadan iki hafta önce, 'uyarı"' mahiyetinde 10 günlük dönüşümlü açlık grevi eylemi yapmışlardır." 

Bu yaşananların "kaygı verici" olduğunu bir kez daha vurgulayan Polat, "Heyetimiz, cezaevi rejimi, fiziki koşullar ve uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması gerektiğini kaydetti.

İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolü'ne uygun şekilde bağımsız ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması gerektiğini söyleyen Polat, yaşananlara sessiz kalan Adalet Bakanı'nı göreve davet ettiklerini ifade etti.