İran PEN: Özgür Gündem bizim gazetemiz
İran PEN'in Başkanı Bahram Rahmani, Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırılardaki artışının kendilerini kaygılandırdığını, Özgür Gündem'i de kendi gazeteleri olarak gördüklerini söyledi.
İran PEN'in Başkanı Bahram Rahmani, Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırılardaki artışının kendilerini kaygılandırdığını, Özgür Gündem'i de kendi gazeteleri olarak gördüklerini söyledi.
İran PEN'i olarak Türkiye'de gerçekleri halka ulaştıran gazetecilerin ve aydınların yanında yer aldıklarını ve almaya devam edeceklerine vurgu yapan Rahmani, ”Onların mücadelesini kendi mücadelemiz olarak görüyoruz. Çünkü onların başarıları İran'daki durumu, atmosferi, aydın ve emekçilerin mücadelelerini olumlu yönde etkiliyor. Özgür Gündem'i de kendi gazetemiz olarak görüyor, Özgür Gündem'in yaşaması ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmaları elimizden gelen her şeyi yapacağımızı vurguluyoruz” şeklinde konuştu.
Rahmani, gerçekleri, katliamları gün ışığına çıkardığı için Özgür Gündem Gazetesi ağır saldırılara uğradığını dile getirdikten sonra şu değerlendirmeleri yaptı:
"Özgür Gündem'e yönelik saldırılar tek başına ele alınamaz. Bu, Türk devletinin Kürt Halkına yönelik sürdürdüğü savaş ve saldırıların bir parçası. Erdoğan ve AKP gerçeklerin bilinmesini istemediği için medyaya baskı yapıyor, gazetecileri tutuklatıyor ve Özgür Gündem ve muhalif sesleri susturmak istiyor.”
ORTAK BİR DİRENİŞ GÖSTERMEK GEREKİR
AKP Hükümeti'nin sadece Kürtlere değil, haklarını arayan ve protesto eden işçi, emekçi ve azınlık halklara da saldırdığını hatırlatan Bahrami, ”Bu nedenle bu kesimlerin Kürtlere birlikte ortak bir direniş göstermeleri gerekir. Ama ne yazık ki, sendikal cepheden ciddi bir tepki gelmiyor” diyerek ülkenin batısındaki sessizliğin kaygı verici olduğunu söyledi.
Dinci ve milliyetçi bir politika izleyen Erdoğan'ın Türkiye'yi adım adım İran'a dönüştürmeye çalıştığı, din ve siyasetin bir birinden ayrı tutulmadığı takdirde ilerde Türkiye ciddi sorunların ortaya çıkabileceği uyarısında bulundu.
AKP'li Parlamento başkanının Türkiye'nin bir İslam ülkesi olduğunu ve İslami yasalara ihtiyacı olduğunu söylediğini hatırlatan Rahmani, ”Türkiye'de laiklik anlayışı İran'dakinden çok daha güçlü. Ama sessiz kalınırsa bunlar adım adın İslami yasaları uygularlar. Bu nedenle de laik, ilerici ve devrimci çevrelerin olanlara karşı seslerini daha fazla yükseltmeleri lazım” şeklinde konuştu.
ÖCALAN TÜM KÜRDİSTAN'DA ETKİLİ
Türkiye'deki şimdiki durumla Apartheid döneminin Güney Afrikası arasında benzerlikler olduğunu söyleyen Rahmani, benzerliklere şu cümlelerle dikkat çekti: "Güney Afrika rejiminin siyah halka savaş açtığı gibi Erdoğan'da Kürt Halkına savaş açtı. Kürdistan'da Kürt Halkına karşı vahşice bir savaş yürütüyor. Nelson Mandela gibi Kürt Halkının Önderi de tutuklu. 17 yıl önce Abdullah Öcalan sadece PKK'nin lideriydi. Şimdi Öcalan tam olarak tüm Kürt Halkının lideri oldu. Öcalan'ın sadece Türkiye Kürdistan'ın da değil, diğer parçalarda da çok önemli etkisi var.”
Rahmani,tüm bunlardan dolayı Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüne kavuşmasının sadece Kürt Halkının değil Ortadoğu'da yaşayan tüm halkların mücadelelerini güçlendireceğini, ortamı yumuşatacağını düşünüyor.
ÖCALAN SERBEST BIRAKILMALI
Rojava'da 5 yıldan bu yana başarıyla uygulanan modelin Öcalan'ın görüşlerinin bir ürünü olduğunu ve bölgede yaşayan halklara umut verdiğine dikkat çeken Rahmani, ”Öcalan'ın özgürlüğüne kavuşması bu düşüncenin yaygınlaşmasını da berarerinde getirir. Öcalan'ın düşünceleri sadece Kürtlerin değil, diğer azınlık hakların, işçilerin, emekçilerin, kadınların yararınadır. Burjuvazinin zararınadır. Tüm bunlardan dolayı da Öcalan'ın serbest bırakılması gerekir. Ama bunun gerçekleşmesi için Kürtlerin yanı sıra diğer milliyetlerden ilericilerin de çalışmalarını yoğunlaştırmaları gerekir” şeklinde konuştu.
İRAN CEZAEVLERİNDE GAZETECİLER AÇLIK GREVİNDE
İran cezaevlerinde 15 civarında gazetecinin açlık grevinde olduğunu söyleyen Rahmani, 10 yıl cezaevinde tutulan ve geçtiğimiz günlerde tahliye edilen Kürt Gazeteci Mohammad Seddigh Kaboudvan'ın sağlığından endişe duyduklarını belirterek şunları kaydetti:
"İnsanlar cezaevlerine sağlıklı giriyor. Fiziki ve psikloojik baskılar sonucu sağlıklarını yitirmiş ya da ölü olarak çıkıyorlar. Molla rejimi, tutsaklara işkence yapmakla kalmıyor eşlerini boşanmaya da zorluyor. Tüm bunları protesto etmek için İran cezaevlerindeki tutsaklar sık sık açlık grevi yapmak zorunda kalıyorlar.”
Rahmani, daha önce İran'daki idamları, insan ve ifade özgürlüğü ihlallerini eleştiren batılı ülkelerin İran'la nükleer enerji konusunda anlaşmaya varmalarından sonra İran pazarlarından daha fazla pay kapma peşinde olduğunu için idamlar ve hak ihlallerinin görmezden geldiklerini söyledi.
TÜRKİYE PEN'E ORTAK KAMPANYA ÖNERİSİ
Gazetecilere en fazla baskı uygulayan ülkelerin başında İran ve Türkiye'nin geldiğini ve her iki ülkede de çok sayıda gazetecinin cezaevlerinde tutulduklarına dikkat çeken Rahmani, Türkiye PEN'e sansürün kaldırılması, tutuklu yazar ve gazetecilerin serbest bırakılmaları için ortak bir kampanya başlatmayı önerdiklerini ancak henüz yanıt alamadıklarını dile getirdi.
Yanıtın daha da gecikmesi durumunda kendilerinin doğrudan Uluslararası PEN ile ilişkiye geçeceklerini ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmaları için kampanya başlatacaklarını söyledi.