Aydın’da KHK ile ihraç edilen 29 KESK üyesi, 14 Şubat’tan bu yana her gün Aydın Kent Meydanı’nda, “işimizi geri istiyoruz” diyerek oturma eylemi düzenliyor. Düzenlenen her eyleme polis saldırsa da, emekçiler eylemlerini devam ettirmekte kararlı.
Öte yandan Aydın Valiliği, KESK üyelerine özel bir “yasak” uyguluyor. ‘Evet’ çadırlarının açıldığı meydan, keyfi olarak emekçilere kapatılmış durumda.
Zorluklar içerisinde eylemlerini devam ettiren emekçiler ANF’ye konuştu.
Aydın Eğitim-Sen Şube Başkanı Kadir Özdemir, ihraç sonrasında direnişe başladıklarını ifade ederek, yaptıkları ilk eylemlerinde herhangi bir sorun ile karşılaşmadıklarını ancak sonraki süreçlerde ciddi bir saldırı ile karşılaştıklarını aktardı. Aydın Valiliği’nin keyfi uygulamalarının var olduğunu da ifade eden Özdemir, “Bunları görmek gerekiyor. Bizim eylemlerimize karşı sürekli bir yasaklama var. Bu yasakların keyfi olduğunu düşünüyoruz. Hiçbir gerekçi sunulmaksızın eylemlerimiz yasaklanıyor. Bizim eylem yapmak istediğimiz yerlerde ‘evet’ için basın açıklamalarına izin veriliyor. Bunun dışında bir çok basın açıklaması da izin veriliyor. Biz buna karşı değiliz, ancak bize karşı uygulamaların yanlış olduğunu söylemek istiyoruz. Her zamanda söylemeye devam edeceğiz. Valinin bu tutumunu da asla kabul etmiyoruz” dedi.
‘İŞE GERİ DÖNÜNCEYE KADAR DİRENİŞE DEVAM’
İhraçların da keyfi olduğuna dikkat çeken Kadir Özdemir, bununla amaçlananın kendileri gibi düşünmeyen insanları tasfiye etmek olduğunu söyledi. Özdemir, “Sendikamız ile büyük bir dayanışma söz konusu. Bazı siyasi partiler ve STK’lar da büyük bir dayanışma gösteriyor. Bunları çok anlamlı buluyoruz. Her gün alana çıkıp, işimizi geri isteyeceğiz. Her zaman barıştan yana ve iletişimi güçlü kullanan bir sendikayız. Hiçbir zaman kimseye karşı önyargımız olmaz.
İfade özgürlüğünün Aydın’da biraz daha fazla askıya alındığını düşünüyorum. Valiliğe çağrımızdır; keyfi uygulamalardan vazgeçin. Hepimiz kendi alanlarında çok iyi başarılar koymuş insanlarız. Bizim her kesime dokunmamız birilerinin hoşlarına gitmiyor, kesindir. İşimize geri dönünceye kadar direnişimize devam edeceğiz.”
‘EĞİTİME DESTEK YOK, HAYIR DİYORUZ’
Yeni anayasa maddelerinin çalışanlara yönelik herhangi bir düzenleme getirmediğini hatırlatan Özdemir, “Bu güne kadar temel sorunumuz, mücadele alanımız Türkiye’nin demokratikleşmesidir. Biz her alanda bunu dillendirdik. Sadece bizim gibi düşünenler değil, hiç kimseye yönelik herhangi bir yenilik getirdiğini söylemek mümkün değil. Tüm yetkilerin bir kişide toplanması hiçbir demokratik anlayışın kabul etmeyeceği bir şeydir. Bunu kabul etmemiz söz konusu olamaz. Bu nedenle ‘hayır’ diyoruz” şeklinde konuştu.
‘YENİ ANAYASA’NIN EĞİTİME BİR KATKISI YOK’
Söke SES temsilcisi Ayşe Acar, ihraç edildiğini ifade ederek, “İhraç edilen tüm arkadaşlarla bir araya geldiğimizde hepimizin direnmekten vazgeçmeyeceğinin ve sokaklarda yerimizi alacağımızın kararını almıştık. Bundan da vazgeçmeyeceğiz. Halihazırdaki eğitim sistemine dair görüşlerimiz ortada. Eğitim sisteminin yetersizliğini biliyoruz. İnsanları düşünmemeye iten bir eğitim sistemi var. Yeni anayasanın da hiçbir katkı getireceğini düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.
‘MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Aydın Eğitim-Sen Şube Hukuk Sekreteri Yücel Karaosmanoğlu, “Görevden neden ihraç edildiğimizi bilmiyoruz. Herhangi bir suçlama yok. Bizler bu uygulamalar karşısında yılmayacağız. Ne kadar üzerimize gelirlerse biz o kadar dimdik duracağız. Biz korkmuyoruz ve karşılarındayız. Mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
‘İŞKENCE EDİLEREK GÖZALTINA ALINIYORUZ’
Aydın Eğitim-Sen Şubesi Örgütlenme ve Yüksek Öğretim Sekreteri Savaş İlhan da ihraç edildikten sonra başlanan direnişlerinde Anakara’da ve Malatya’da başlayan direnişlerin etkisi olduğunu aktardı. İlhan şunları anlattı: ‘’Direnişimize karşı faşizan bir saldırıyla karşı karşıya kaldık. Her gün işkence edilerek gözaltına alınıyoruz. Ancak direnirsek mücadele edersek işimize geri dönebiliriz. Bunun çok iyi bilincindeyiz. Bu işkenceler bizi yıldırmayacak. İşimize geri dönene kadar mücadele edeceğiz. Herkes şunu çok iyi biliyor ki; bu referandumun amacı bütün güçleri bir kişinin merkezinde toplamaktır. Eğitimle de uzaktan yakından alakası yoktur. Daha doğrusu referandum maddelerinin halkın hiçbir talebi ile uzaktan yakından hiçbir alakası yok. Burada tek bir kişinin amaçları gözetiliyor.”