İspanya’da Kürtlere yönelik yapılan operasyonda adı ‘şikayetçi’ ve ‘gizli tanık’ olarak geçtiği ileri sürülen esnaf K.A, iddiaları yalanlayarak, “Bu iddia asılsız, çirkin bir iftiradır. İddianın sahibi ile aramızda ticari sorunlar yaşanmış ve bu durumu bir fırsat bilip, şahsi, ticari meselesine araç yapmıştır” dedi.

İspanya’da 12 Şubat günü Kürtlere karşı Kapadokya adı altında ülke çapında 400 üzerinde polisin katıldığı operasyon düzenlenmişti. Operasyon sonucu çok sayıda Kürt gözaltına alınmış, bunlardan 3 Kürt esnafı 13 Nisan günü serbest bırakılmıştı.

ANF, 14 Nisan günü ‘İspanya’da üç Kürt serbest bırakıldı’ başlıklı haberinde, serbest  bırakılan bir esnaf, operasyonun ‘PKK için zorla para toplama’ suçlaması ile ‘gizli tanık’ ifadeleri doğrultusunda Türk elçilik görevlilerinin de katılımıyla yapıldığı ileri sürülerek, ‘gizli tanıkların’ operasyonda adları ‘şikayetçi’ olarak geçen K.A., U. ve A. kişiler olduğu iddia edilmişti.

Adı geçenlerden K.A., ANF’ye gönderdiği açıklama ile iddiaları yalanlayarak, olayın kendisi ile iddia sahibi esnaf arasındaki ‘ticari sorunlardan’ kaynaklandığını söyledi.

K.A., “Asılsız, çirkin bir iftiradır bu iddia. Bu iddianın sahibi ile aramızda ticari sorunlar yaşanmış ve bu durumu bir fırsat bilip, şahsi, ticari meselesine araç yapmıştır. Bu insanla şahsi, ticari sorunum olmuş olsa da, böyle bir meselede gizli tanık gibi rezil bir duruma düşmedim, düşmem. Ayrıca bu ne biçim gizli tanıklıktır ki, zanlı kim olduğunu bilsin!“ diye belirtti.

Gözaltı operasyonu sırasında onlarca Kürt gibi kendisinin de ifadeye çağrıldığını, ifade vermeye gitmeyi reddettiğini ancak ‘zorla götürülme’ ile karşı karşıya kaldığını belirten K.A., “Bunun üzerine çağrılan diğer insanlar gibi, ben de gittim. Kimsenin aleyhine ifade vermedim. Zaten ifadem on dakika bile sürmedi. Çağrılan başka birçok insan vardı. Orada bulunduğum yaklaşık on dakikalık süre içinde, bu olaydan ötürü çağrılan dört kişiyle karşılaştım. Kısaca ortada gizli tanık gibi bir durum yok“ diye kaydetti.

Kürt halkının mücadelesine, Türkiye’nin demokratikleşmesi mücadelesine katkı sunmuş, her türlü insan hakları ihlallerine karşı duyarlı davranmış Dersimli bir Kürt olduğunu belirten K.A, iddia sahibinin söz konusu operasyonu ‘şahsi meselesi‘ için kullandığını ileri sürdü. K.A, “Kürt halkının bin bir emekle oluşturduğu kurumları bu kadar kolay bir biçimde şahsi husumetine alet etmesine ve beni itibarsızlaştırmasına da sessiz kalamam. Benimle ilgili yapılan, iftiraya dayalı, itibarsızlaştırmayı hedef alan asılsız haberin düzeltilmesini istiyorum“ diye belirtti.