İstanbul’da BDP gençliğinin eylemine polis saldırısı
İstanbul’da BDP gençliğinin eylemine polis saldırısı
İstanbul’da BDP gençliğinin eylemine polis saldırısı
BDP İstanbul Gençlik Meclis üyeleri Kürt gençlerine dayatılan asimilasyon, ajanlaştırma, uyuşturucu ve fuhuşu Galatasaray meydanında protesto etti. Gençlerin yürüyüşüne polis gaz bombalarıyla saldırdı.
Bağımsız İstanbul milletvekili Levent Tüzel, BDP İstanbul İl Eşbaşkanı Emrulah Bingül’ün de katıldığı eylem Galatasaray Meydanında başladı. “Bijî Berxwedana Rojava”, “Kahrolsun El Nusra” ve “Bijî Serok Apo” sloganlarıyla Taksim Tramvay durağına yürümek isteyen gençlerin önü polis tarafından kesildi. Bu keyfi uygulamayı oturma eylemiyle protesto eden ve ardından Hacıahmet yönüne doğru yürüyüşe geçen kitleye polis gaz bombaları ile saldırdı. Polisin akrep aracın üzerinden ateşlediği gaz bombaları birçok iş yerine isabet etti.
"Rojava katliamını kınıyoruz", "Fuhuşa uyuşturucuya sömürüye son", "Rojava devrimini selamlıyoruz", "Karakollara ve barajlara karşı gençlik direniyor" pankartlarının açıldığı protestoya devletin inkar ve asimilasyon politikalarına tepki olarak 2010 yılından bu yana çocuklarını okula göndermeyen Hıdır Ercan ve çocukları da destek verdi. ” Gençlik Apo’nun fedaisidir” , "El Nusra çetesi AKP'nin çetesi",“ Bijî Berxwedana Rojava “, “ "Kahrolsun El Nusra", "Bijî berxwedana YPG", "Be serok jiyan nabe", "Çizgimiz Beritan Önderimiz Öcalan" sloganlarının atıldığı eylemde gençlerin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Bu engelleme üzerinden ilk sözü BDP İstanbul İl Eşbaşkanı Emrullah Bingül alarak İstanbul Valisinin bu keyfi tutumunu kınadı.
DEMOKRASİNİN ÖNÜNE SET KOYMAKTAN VAZGEÇİN
BDP İstanbul Gençlik Meclisinin haklı taleplerinin sonunda kadar arkasında olduklarını vurgulayan Bingül, herkesin de bu talepleri onaylaması gerektiğini belirti. Gençliğe güvenilmeyen ve demokratik taleplerine set çekildiği bir ülkede yaşamanın sıkıntısını yaşadıklarına dikkat çeken Bingül, İstanbul valisinin bugün yozlaşmaya, uyuşturucuya, fuhuşa karşı yürümek isteyen gençlerinin önüne yine set çektiğini dile getirdi. “ İstanbul Valisi bu çağrıya karşı set çekmesini değil, bu çağrının bütün topluma ulaşabilmesini önünü açmasını dilerdik” diyen Bingül, sözlerini şöyle sürdürdü: “Maalesef görüyoruz ki AKP hükümeti bir taraftan demokrasi sözcülüğünü ağzından düşürmezken, diğer bir yandan da demokrasinin gereklerini yok saymaktadır. Ancak şu iyi bilinmelidir ki demokratik mücadelemizi her alanda sürdüreceğiz.”
AKP hükümetini aklı selime çağıran Bingül, oluşan barış ortamını demokratik bir sürece evirilmesini isteniliyorsa o zaman tüm demokratik reflekslerin yaşam geçirilmesi gerektiğini, bunun gençlerin önüne set çekerek değil tüm engellerin kaldırılmasıyla olabileceğini hatırlattı. Bu yönlü direnç ve karşı koyuşlar devam ederse Türkiye toplumu bundan kazançlı çıkmayacağını vurgulayan Bingül, hükümeti derhal bu despotik tutumdan vazgeçmeye çağırdı.
DÜZEN GENÇLİĞİN AYAĞA KALKMASINDAN ÇOK KORKUYOR
Bingül ardından İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel söz aldı. “Sevgili gençler sizlerin uyuşturucuya, çeteleşmeye, sömürgeleştirmeye, asimilasyona, fuhuşa karşı yürütmüş olduğunuz mücadeleyi selamlıyor ve kutluyorum. Örnek bir çalışma içersindesiniz ” diyen Tüzel, bugün mücadele noktalarının kapitalist düzeninin ürettiği pislikler ve halkın emekli gençliğine dayattığı sorunlar olduğunu hatırlattı. Tüzel, bu yozlaşmaya karşı mücadele etmenin sadece asimilasyon ve sömürgeci politikalarıyla ezilen Kürt gençliğin görevi olmadığını, tüm Türkiye ve bölge gençliğinin sorumluluğu olması gerektiğini altını çizdi. Bugün burada gençliğin yürümesi önünde set çeken anlayışının 2 aydır Gezi direnişinde ki gençlik mücadelesine karşı da tahammülsüzlük gösterdiğini hatırlatan Tüzel, “Bildiğiniz gibi bu mücadelenin ön saflarında bu düzenin ezdiği, işsiz eğitimsiz,aç bıraktığı ve gelecek güvencesi vermediği gençler vardı. Ve bu direnişin en önünde pişenler de yine bu gençler oldu. Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Medeni Yıldırım ve diğer gençler hak, eşitlik, demokrasi arayan kadınların ve halkın yanında en önde direndikleri için, zorbalığın, faşizmin, diktatörlüğün hedefi oldular” diye konuştu. Bu düzenin başındakiler, bu düzenin direksiyonun çevirenlerin, bu iktidarın rantını yiyenlerin lafa gelince en çok gençliğe yatırım yaptıklarını söylediklerini belirten Tüzel, gençliğin ayağa kalkmasını engellemek için uyuşturucu, fuhuş ve çeteciliğin bizzat gençlere dayatıldığını söyledi.
BİZ UYUŞTURULAN, UYUTULAN GENÇLİK OLMAYACAĞIZ
Tüzel’den sonra BDP İstanbul Gençlik Meclisi adına açıklamayı Emre Yalçın okudu. Sistem içileşmeyen bir gençliğin egemenler için en büyük tehlike olduğunu hatırlatan Yalçın, egemenlerin tarih boyunca gençliğin zapturapt altında alma çabası içinde olduklarını ve sistemlerinin ölümünü gençliğin örgütlü mücadelesinde gördükleri için ilk hedef olarak her zaman gençliğe yöneldiklerini belirti. Türk devletinin yüzyıldır Kürdistan da geliştirdiği sömürgeleştirme politikalarının esas hedefi de bu yönde olduğuna dikkat çeken Yalçın, “Egemen devlet sistemi sömürgeci politikalarla Kürtler ve Kürdistan’a ait olan her şeyi inkar etmiş, Kürt halkını Türkleştirmeye çalışmıştır. Kürt gençleri okullarda kendi öz değerlerinden kopartılarak eğitim ve Türkleştirme uygulamalarına maruz kalmış, köylerinin isimlerine kadar değiştirilmiş, soykırım ve zorunlu tehcir politikalarıyla Kürdistan her şey sömürge haline getirilmiştir. Yürütülen savaş nedeniyle devletin ağır baskı politikalarına maruz kalan Kürt halkı yurtlarını terk etmek zorunda bırakılmıştır” diye konuştu. Dört parça Kürdistan’da uygulananların da bu zihniyet çerçevesinde geliştirildiğini hatırlatan Yalçın, özellikle Rojava’da yaşanan gelişmelerin de bu zihniyetten bağımsız olmadığına dikkat çekti. Yalçın, devlet destekli çetelerle onlarca çocuk, kadın katledilerek yaşanan özgürlük devriminin önüne geçmeye çalışıldığını belirtti. Sömürgeci devlet sistemi bugün bu politikalarını hayata geçirirken, Kürdistan ‘da ki hezimetini sosyal ve kültürel olarak yozlaşma üzerinden sonuç alma politikalarını yürüttüğünü ifade eden Yalçın,bu politikalarla amaçlananın Kürt gençliğini uyuşturmak, bağımlı bir gençlik yaratıp,yaşama nedenlerini yitirmiş, düşünemez, uyuşturulmuş bir gençlik yaratmak olduğunu söyledi. Düzenin bu oyunun bozacaklarını vurgulayan Yalçın, Ortadoğu, Kürdistan da ve en son olarak Türkiye’de Gezi parkı direnişiyle dünyayı gençliğin değiştireceğinin mesajının net bir şekilde verildiğini vurguladı.
Açıklama sonrası polisin yürütmeme politikasını yaptıkları oturma eylemiyle protesto eden gençler, daha sonra Hacıahmet mahallesine doğru yürüyüşe geçti. “Be Serok Jiyan Nabe “, “ Bijî Serok Apo” sloganları ve gerilla marşları eşliğinde Hacıahmet’ın önüne gelen gençlere polis saldırdı. Akrep araçlarının üzerinden ateşlenen gaz bombaları bir çok işyerine isabet etti.