İsveç ABD’nin dünyayı dinlemesine yardım etti

İsveç ABD’nin dünyayı dinlemesine yardım etti

ABD’nin dünyayı dinlemesi ve izlemesine İngiltere’den sonra İsveç Ulusal Savunma Radyo Kurumu’nun (FRA) da yardımcı olduğu ve elde ettiği bilgileri Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı’na (NSA) ilettiği belirtildi. Böylelikle İsveç Hükümeti’nin ABD’nin dinlemesine karşı Avrupa Birliği’nde tepkisiz kalmasının ve bu konuda yapılacak protesto açıklamalarına karşı çıkmasının nedeni anlaşıldı.

ABD’nin dinlemesinin boyutlarını ve Avrupa ülkelerinin dinlemedeki rollerini araştırmak için Avrupa Parlamentosu bünyesinde oluşturulan komitede tanık olarak dinlenen araştırmacı gazetecilerden Duncan Campbell, ABD ve İngiltere’nin yanı sıra İsveç’i dinleme skandalının üçüncü aktörü olmakla suçladı.

 İfadesini verdikten sonra Twitter hesabından  “İnternet ve sualtı optik fiber kablolarının dinlenmesi için ‘Kamu İletişim Merkezi’ (GCHQ) ile işbirliği yapan gizli Avrupa Birliği ülkesini açıklıyorum. Bu ülke İsveç’tir ve kod adı Sardine”dir” yazarak İsveç’in Baltık denizinde bulunan iletişim kablolarından elde ettiği bilgileri ABD’ye ilettiğini açıkladı.

40 yıldan bu yana gazetecilik yapan Duncan Campbell, dinleme ve izleme yapmak amacıyla kurulan Kamu İletişim Merkezi’ni (GCHQ) açığa çıkarmıştı. 1976 yılına kadar İngiliz kamuoyunun bilmediği bu gizli kurumu açığa çıkardığı için 30 yıl hapis cezasıyla cezalandırılması istenmişti.

Campbell, 1980’li yıllarda NSA’nın dünyayı dinlediğini öne süren makaleler kaleme almış, 1988 yılında da dünyanın en yaygın ve büyük dinleme sistemi Echelon’un varlığını açığa çıkarmıştı.

Daha önce önemli ifşaatlara imza atan Campbell’in İsveç’e yönelik iddia ve suçlamaları İsveç’te tartışma yarattı. Metro Gazetesi’nin konu hakkındaki sorularını cevaplayan FRA’nın sözcüsü Fredrik Wallin “Diğer ülkelerle işbirliği yapıyoruz. Bu işbirliği her zaman İsveç’in çıkarlarını gözetiyor” derken, İsveç’in kod adının “Sardine” olup olmadığı sorusuna yanıt veremeyeceğini söyledi.

Başbakan Fredrik Reinfeldt de bir basın toplantısında ABD ile İsveç arasındaki dinleme ve izleme alanında yapılan çalışmaların gizlilik damgasını taşıdığını söyleyerek geçiştirirken,  Expressen Gazetesi muhabirinin ABD’nin Baltık Denizindeki kabloları dinleyip dinlemediği sorusunu “detaylarını bilmiyorum” diyerek yanıtlamaktan kaçındı.

ABD’nin tüm dünyayı izlediği ve dinlediğinin ortaya çıkmasının ardından Haziran ayının başlarında Avrupa Birliği Obama’ya  konu hakkında sorular yöneltmek istemişti. Ancak bu girişim İngiltere ve İsveç tarafından engellenmişti. Bir çok AB ülkesinin Dışişleri Bakanı Carl Bildt’i ikna etmek için girişimde bulunmasına rağmen İsveç görüş değiştirmemekte direnmişti.

4-5 Eylül tarihlerinde Obama’nın İsveç ziyareti sırasında konu yeniden güncelleşmiş, kamuoyu yoklamalarının sonuçları İsveç halkının çoğunluğunun Başbakan Reinfeldt’in Obama ile yapacağı görüşmelerde konuyu gündeme getirmesini istemesine rağmen Reinfeldt ve Bildt konuyu gündeme getirmeyeceklerini açıklamıştı.

Parlamentonun kapalı olmasına rağmen muhalefet partilerinin sözcüleri İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt ile Adalet Bakanı Beatrice Ask’ın parlamentoya gelerek İsveç ile ABD arasındaki bilgi alşverişi anlaşmasının neleri içerdiğini açıklamasını istedi.

Çevre Partisi Yeşillerinin Politik Sözcüsü Maria Ferm, 2007 yılından bu yana İsveç’in ABD ile yaptığı bilgi paylaşımının tamamını bilmek istediklerini belirttikten sonra “Ortaya çıkan bilgiler Hükümetin en üst düzeyde bunun içinde olduğunu göstermesine rağmen, dinlemeden bilgisi olmadığını söylüyor” diyerek Reinfeldt’in açıklamalarına yepki gösterdi.

Sol Parti Dış Politika Sözcüsü Hans Linde de yaptığı yazılı açıklamada NSA’nın dinleme skandalının açığa çıkmasından sonra Avrupa Ülkeleri liderlerinin dinlemeyi protesto ederken İsveç Hükümetinin sessiz kaldığını belirttikten sonra “Hükümetin internet özgürlüğünü savunmayı dış politikada İsveç’in profili olarak göstermeye çalışırken, dinleme skandalı karşısında sesiz kalması çok şaşırtıcı. Ama şimdi biz neden Reinfeldt ile Bildt’in sessiz kaldıkları sorusunun cevabını biliyoruz” diyor.