İsveç’de AKP vahşetini protesto eylemleri sürüyor

3 günden beri İsveç'in Helsingborg merkezindeki Storatorget Meydanı’nda açlık grevi yapan Kürdistanlılar, dün gerçekleştirdikleri bir gösteriyle eylemlerini sonlandırdılar.

Türk devleti ve AKP Hükümeti’nin Sur, Cizre ve Silopi’de sivil hakla yönelik katliamlarını protesto etmek ve özyönetim direnişleriyle dayanışmak amacıyla 3 günden beri Helsingborg merkezindeki Storatorget Meydanı’nda açlık grevi yapan Kürdistanlılar, dün gerçekleştirdikleri bir gösteriyle eylemlerini sonlandırdılar.

Türk devletinin vahşet ve katliamlarını protesto eden sloganların atıldığı gösteride Sol Parti'den Mats Fucht, Genç Sol'dan Silan Erman, Eylem Komitesi'nden Eylem Batak ve Kürt Siyasetçi Welat Bagok, AKP Hükümeti’ne saldırıları derhal durdurması çağrısında bulunurken olanlara karşı suskun kalan Birleşmiş Milletler ve batılı ülkelerin tutumlarını kınadılar.

Sol Parti'nin gençlik örgütü Genç Sol adına bir konuşma yapan Silan Erman, DAİŞ çeteleriyle hala işbirliğini sürdüren Türk devletinin Kuzey Kürdistan'da Kürtlere yönelik sistematik bir soykırım yaptığını ve devletin Kürdistan'daki medeniyeti yok etmeyi hedeflediğini söyledi.

Saldırıların kırsal kesimde değil il ve ilçelerde yaşayan halka yöneldiğine dikkati çeken Yıldız, “Tüm bunlar olurken Avrupa Birliği Türkiye'ye destek vermeyi sürdürüyor. Dünya olanlara göz yumuyor” şeklinde konuştu.

“Birleşmiş Milletler nerede? Avrupa Birliği'nin değer yargıları nerede?” sorularını soran Yıldız, İsveç halkına Kürdistan'daki katliamlara karşı çıkmaları ve Kürtlerden yana tavır almaları çağrısında bulundu.

12 KİŞİ TÜRKİYE’DEKİ ŞİDDETİ PROTESTO EDİYOR

Kürdistanlıların 3 gün sürdürdükleri açlık grevi yazılı basının yanı sıra görsel medyada da yer buldu. İsveç Devlet Televizyonu'nun (Svt) “12 kişi Türkiye’deki şiddeti protesto ediyor” başlıklı haberinde, Skåne Bölgesi’nde değişik il ve ilçelerde yaşayan 12 Kürdün Helsingborg’de il meydanında çadır kurarak Türk devletinin Bakur’a yönelik saldırılarını açlık grevi yaparak protesto ettikleri belirtiliyor.

EYLEMCİLER ÖCALAN'IN SERBEST BIRAKILMASINI TALEP EDİYORLAR

Uluslararası Kürt Kadın Derneği’nden Eylem Batak, sivil Kürtlere yönelik katliamları dünyaya duyurabilmek için açlık grevi yaptıklarını söylerken, eylemcilerin 1998 yılından beri cezaevinde tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını talep ettiklerine de vurgu yapılıyor.

Haberde Svt’nin Kürdistan’da olanlar ve açlık grevleri ile ilgili sorularına Stockholm’deki Türk Büyükelçiliği’nin yanıt vermediği de yer alıyor.

6 AYLIK ÇOCUĞA BİBER GAZI SIKTILAR

Türk devletinin Bakur’da Kürt halkına yönelik saldırıları bugünkü İsveç medyasında geniş yer aldı. Giremera Köyü’nde bulunan Dalkurd Fotbol Kulubü Başkanı Ramazan Kızıl’ın İsveç Haber Ajansı TT’ye yaptığı açıklama neredeyse tüm görsel ve yazılı medyada yer buldu.

Kızıl, köylerinin yüzlerce araç ve onlarca tank tarafından asker ve polisler tarafından kuşatıldığını, güvenlik görevlilerinin kadın, yaşlı ve çocuklara biber gazı sıktıklarını anlatıyor.

Kızıl, TT ajansının ‘ne kadar kaygılısın ve yaşamını kaybetmekten korkmuyor musun?’ sorusuna “Kendimi düşünecek fırsatı bulamadım. 6 aylık bebeğin gözüne biber gazı sıkıldığında insan kendini düşünemiyor” yanıtını veriyor.

DAİŞ’IN KOBANÊ’DE YAPTIĞINI TÜRK DEVLETİ BAKUR’DA YAPIYOR

Günlük yayımlanan Göteborg Posten Gazetesinde de bugün Türk devletinin Bakur’daki vahşetini ele alan bir haber yayımladı. Haberde Cizreli olan Göteborg Demokratik Kültür Merkezi Üyesi Dennis Uzuner, DAİŞ çetelerinin Kobanê halkına yönelik yaptığı katliamların günümüzde Türk devleti tarafından Cizre halkına karşı yapıldığını, sokağa çıkma yasağından ötürü insanların yiyeceksiz kaldıklarını, sivillerin katledildiğini ve dünyanın olanları sessizce izlediğini söylüyor.

AVRUPA BİRLİĞİ TEKRAR MASAYA DÖNMESİ İÇİN TÜRKİYE'YE BASKI YAPMALI

Haberde Güvenlik ve Gelişme Enstitüsü yöneticilerinden Halil Karaveli’nin de Uzuner’in dediklerini doğruladığı belirtiliyor.

“Binalarda keskin nişancıların, yollarda tankların olduğunu gösteren resimler var. Askerler evden eve gidiyor ve milis oluşturan radikal gençleri arıyorlar. Bunların PKK’nin kontrolünde oldukları kesin değil” diyen Karaveli, Avrupa Birliği’nin sivillere yönelik saldırıların son bulması ve Kürt sorununun barışçıl bir biçimde çözülebilmesi ve tekrar masaya dönmesi için Türkiye’ye baskı yapması gerektiğini söylüyor.