DAİŞ saldırılarından kurtulmak için Şengal dağına kaçan kadın ve çocukların susuzluktan ve sıcaktan yaşamını yitirdiklerini hatırlatan Malm, YPG güçlerinin koridor açarak binlerce Êzidî'nin yaşamını kurtardığına dikkat çekiyor.

“Ama çok sayıda Êzidî Sincar'da kaldı. Onlar İslam Devleti'nin esiriydi. Cihatçılar erkek çocuklarının kafasını yıkamak için onları ailelerinden kopardılar. Kızlar seks köleleri oldu. Zorla İslamiyete geçmeyi reddedenler öldürüldü.Êzidîler yüzyıllar boyunca Müslümanların hedefi oldu. Tamamıyle yanlış olmasına rağmen şeytana tapmakla suçlandılar” diyen Malm, DAİŞ'ın Êzidîlerin yanı sıra diğer dini azınlıklara Hıristiyan Asuri-Süryaniler, Keldaniler ve Şiilere de saldırdıklarını da hatırlatıyor.

Günümüzde Şengal'in DAİŞ'dan temizlenmesine ve Kürt güçlerinin bölgede denetimi sağlamasına ve 2014 yılından beri zayıflama sürecine giren DAİŞ'ın ilan ettiği Halifeliğin çatırdamasına rağmen hala 1 milyon insanın yaşadığı Musul ile Ninova Ovası'nı denetim altında bulunduğunu hatırlatan Palm, İsveç devletinden aşağıdaki talepleri gerçekleştirmesini istiyor.

Özgürlüğüne kavuşan Êzidî kız ve erkek çocuklarına İsveç'te bir gelecek verin. İlticacı anlaşmalarına göre İsveç her yıl Birleşmiş Milletler kamplarından 5 bin ilticacı kabul ediyor. Bu kotanın bir kısmı DAİŞ'ın daha önce esir aldığı kız ve erkek çocuklara ayrılmalıdır. Bu çocuklar hunharca saldırılara uğradılar. İsveç, bunlara Kürt kurumların sağladığı psikolojik ve sosyal yardımı daha farklısını verebilir.

İslam Devleti'ne karşı oluşturulan askeri koalisyona İsveç'in desteğini arttırın. İsveç Kürt güçlerine sadece uzman göndermekle yetinmemeli, daha fazla destekte örneğin stratejik transport, patlayıcı maddelere karşı teçhizat, silah ve cephane yardımında bulunmalı. Sahada savaşan güçlerin teçhizatlandırılması pek çok yaşamı kurtaracaktır.

İslam Devleti binlerce Êzidî kadını seks kölesi olarak kullandı. Bir kısmı kaçtı veya kurtarıldı. Pek çoğu tecavüz sonucu hamile kaldı. Pek çok erkek çocuğunun beyni yıkandı. Bunlara güçlü psiko-sosyal desteğin verilmesi ve travmaların giderilmesi oldukça önemli.

Malm, kendini dış politikada feminist olarak adlandıran hükümetin bu iddiasında ciddi ise sözden harekete geçmesi gerektiğini belirttikten sonra makalesini, “İslam Devleti'nin Êzidî ve diğer milyonlarca insana dayattığı cehennem son bulmalı” diyerek sonlandırıyor.