İsveç'te 30 belediye başkanından Kışanak ve Anlı için çağrı

İsveç'te 30 belediye başkanı, Türk hükümetine açık bir mektup yollayarak temel hukuk ilkelerine saygı göstermesini, Kışanak ve Anlı başta olmak üzere tutuklu tüm belediye yöneticilerinin serbest bırakılmasını istedi.

İsveç'in pek çok yerleşim biriminde Amed Belediyesi Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı'nın tutuklanmalarını protesto için kitlesel gösteriler yapılırken, 30 belediye başkanı, Türk Hükümeti'ne açık bir mektup yollayarak temel hukuk ilkelerine saygı göstermesini, Kışanak ve Anlı başta olmak üzere tutuklu tüm belediye yöneticilerinin serbest bırakılmasını istedi.

Sosyal Demokrat İşçi Partili 30 belediye başkanının imzası bulunan mektupta, Türkiye'de gerçekleşen insan hakları, basın ve ifade özgürlüğü ihlallerine yeterince açık tepki göstermeyen İsveç, Avrupa Birliği ve uluslararası topluma da eleştiriler yöneltiliyor.

Eylül ayında bazı Kürt belediyelere kayyum atanması ve 28 belediye yöneticisinin tutuklanmasından sonra, son olarak da Amed Belediye Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı'nın tutuklandıklarını hatırlatan belediye başkanları, Türk Hükümeti'nin belediyelerin yanı sıra, gazeteciler ve insan hakları savunucularına yönelik tutuklamalar gerçekleştirdiğini de dikkat çekiyorlar.

ULUSLARARASI TOPLUMUN SUSMAMA SORUMLULUĞU VAR

Hükümetin muhalif ve insan hakları savunucularını tutuklamakla kalmayıp, çok ciddi basın ve ifade özgürlüğü ihlalleri gerçekleştirdiğine, çok sayıda haber ajansı, televizyon kanalı ve günlük gazeteyi kapattığına, bazı savunma avukatları da tutukladığına dikkat çektikten sonra şunları kaydediyorlar.

“Türkiye'de temel ifade ve basın özgürlüğünün baskı altında bulunduğu, çok ciddi gelişmelerin olduğu koşullarda İsveç, Avrupa Birliği ve uluslararası toplumun açık bir biçimde uzlaşmama ve olanlara göz yummama sorumluluğu var. Türk Hükümeti insan haklarına, kurum ve belediyelerin bağımsızlığına ve hukuk devletinin temel ilkelerine saygı göstermeli.

Gültan Kışanak ve Fırat Anlı gibi halkoyuyla seçilmiş önde gelen politikacıların görevlerini yapamamaları demokrasiye yönelik bir tehdittir. İsveç'in değişik yerleşim birimindeki belediye başkanları ve halkın seçtiği politikacılar olarak cezaevlerindeki meslektaşlarımızla dayanışmamızı göstermek istiyoruz.”

CEZAEVLERİNDEKİ TÜM BELEDİYE BAŞKANLARI SERBEST BIRAKILMALI

Halkın seçtiği politikacı ve meslektaşlarının tutuklanmasını protesto ettiklerini belirten belediye başkanları taleplerini şu şekilde sıralıyorlar:

“Diyarbakır Belediye Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı derhal serbest bırakılmalı.”

“Cezaevlerindeki belediye başkanları derhal bırakılmalı ve halkın seçilmiş temsilcileri olarak belediyelerini yönetme imkanı verilmeli.”

“Türk Hükümeti farklı düşünen politikacı, gazeteci, avukat ve insan hakları aktivistlerini tutuklamaya son vermeli.”

TÜRKİYE'YE BASKI YAPILMALI

Belediye başkanları İsveç, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler'den cezaevlerindeki belediye yöneticilerinin serbest bırakılması, demokrasinin temel ilkeleri ile basın ve ifade özgürlüğüne saygı göstermesi için Türkiye'ye baskı uygulanmasını da talep ediyorlar.

Sosyal Demokrat belediye başkanları olarak Türkiye'deki meslektaşları belediye başkanlarıyla dayanışmanın kendileri için oldukça önemli olduğunu belirten imzacılar, meslektaşlarının hapsedildikleri ve susturuldukları koşullarda Türkiye sınırları dışında yaşayan kendileri için seslerini yükseltmenin önemli olduğuna vurgu yapıyorlar.

İHLALLER BİZLERİ DE ETKİLİYOR

Mektupta, İsveç'in her tarafından 30 il ve ilçe belediye başkanının imzası bulunuyor. Mektubun yazılmasına önderlik eden Avesta Belediye Başkanı Lars İsacsson, Türkiye'deki insan hakları ve ifade özgürlüğü ihlallerinin tahammül edilmez boyutlara geldiğini ve bu ihlallerden kendilerinin de etkilendiğini şu şekilde ifade etti.

“Avesta'da Kürdistan kökenli pek çok vatandaşımız var. Perşembe günü 20 kişi benimle görüşme talebinde bulundu. Türkiye ve Kürdistan'daki gelişmeleri, Diyarbakır belediye başkanlarının gözaltına alındıklarını anlattılar. Toplantıda Sosyal Demokrat Partili bir milletvekili arkadaşımız da bulundu. Buradaki arkadaşlarımla görüştükten sonra Türkiye'deki meslektaşlarımızla dayanışma için bir mektup yazmayı kararlaştırdık.”

Benzeri taleplerin diğer yerleşim biriminden geldiğini bildikleri için İsveç çapında tutum almanın daha etkili olacağını düşündüklerini söyleyen İsacsson, “Şu an 30 Kürt meslektaşımız cezaevinde. Bu nedenle 30 belediye başkanı olarak ortak mektup yazdık. Yarın sabah (bugün) mektubu Stockholm'deki Türk Büyükelçiliği ve tüm görsel ve yazılı medyaya göndereceğiz” dedi.

Türkiye'de yaşanan ifade ve basın özgürlüğü ihlalleri ve meslektaşlarının tutuklanmalarını kaygı ve şaşkınlıkla karşıladıklarını söyleyen İsacsson, İsveç Hükümeti'nin olanlara karşı yeterli tepkiyi gösterip göstermediği sorumuzu da şöyle yanıtladı.

PARLAMENTONUN GÜNDEMİNE GETİRİLECEK

“Hükümet çok daha fazlasını yapabilir. Avesta milletvekili olan bir arkadaşımız bu konuyu parlamento gündemine getirecek ve Dışişleri Bakanı'ndan girişimde bulunmasını isteyecek. Bu tür konuları önümüzdeki yılın başında yapılacak olan Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin büyük kongresinde de tartışacağız. Savaşın son bulması ve barış görüşmelerinin yeniden ele alınması için İsveç Hükümeti'nin girişimde bulunmasını isteyeceğiz.”

SESSİZ KALMAYACAĞIZ

İsacsson'un cezaevindeki meslektaşlarına olan mesajı ise açık ve net: “Size olanlar burada yaşayan bizleri de etkiliyor. İfade özgürlüğü ve demokrasinin temel değerlerinin çiğnenmesine ve tutuklamalara sessiz kalmayacağız. Türk Hükümeti politikacılar, gazeteciler ve meslektaşlarımızın tutuklanmalarına sessiz kalmayacağımızı bilmeli.”