İsveç'te Hükümeti oluşturan Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nden 8, Çevre Partisi Yeşiller'den 4 milletvekili, parlamentoya “Kürtlerin kendi kaderlerini tayin etmesini tanıyın” ve “Kürdistan'da Birleşmiş Milletler gözetiminde halk oylaması yapılsın” başlıklı önergeleri vererek dört parçadaki Kürtlerin sorunlarını ve çözüm önerilerini gündeme getirdiler.
İsveç ve dış dünyanın Kürt halkının kendi kaderini belirleme hakkını güvence altına almasının zamanının geldiğini belirten milletvekilleri, konunun parlamento gündeminde ele alınarak tartışılmasını ve karar alınmasını talep ediyorlar.
Sosyal Demokrat İşçi Partisi milletvekilleri Lawen Redar, Anna-Lena Sörensson, Mathias Tegner, Serkan Köse, Veronica Lindholm, Leif Nysmed, Roza Güçlü Hedin, Shadiye Heydari tarafından verilen önergede, Kürtlerin Ortadoğu'nun dördüncü büyük halk grubu olduğu; Türkiye'de 15 milyon, İran'da 7 milyon, Irak'ta 6-7 milyon, Suriye'de 1,5 milyon olmak üzere toplam 35 milyon civarında Kürdün bulunduğu belirtiliyor.
Kürtçenin Hint-Avrupa dil grubunda olduğu ve Arapça ve Türkçe ile herhangi bir akrabalığı olmadığı ve Kürtlerin farklı bir halk olduğu belirtilen önergede, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Kürdistan'ın dört parçaya bölündüğü hatırlatıldıktan sonra her parçadaki tarihsel gelişmeler ve Kürt Halkına yönelik baskı, asimilasyon ve katliamlar ayrı ayrı ele alınıyor.
TÜRKİYE'DE BARIŞ SÜRECİNE DÖNÜLSÜN
2012 yılında Kürt tutsakların cezaevinde gerçekleştirdikleri kapsamlı açlık grevlerinden sonra Türk devletinin mahkemelerde Kürtçenin konuşulması yasağını kaldırmak zorunda kaldığı belirtilen önergede, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın inisiyatifiyle 2013 martında başlatılan barış sürecinin Kürt sorununun çözümü için büyük bir umut yarattığı belirtildikten sonra şunlar kaydediliyor:
“2015 seçimlerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ülkedeki parlamenterizmi daha otoriter bir cumhurbaşkanlığı sistemine dönüştürme girişimi yeni kurulan Kürt yanlısı HDP'nin %10 barajını aşarak parlamentoya girmesiyle engellendi. 12 yıldır ilk kez AKP parlamentodaki çoğunluğunu kaybetti ve bir koalisyon hükümeti kurma girişimi başarısızlığa uğradı.
Uluslararası Af Örgütü'nün 2015 ve 2016 yılında yayınladığı raporlara göre Haziran 2015 seçimlerinden devlet ve PKK arasındaki ateşkesin bozulmasından sonra Türkiye'de yaşanan insan hakları ihlalleri artış gösterdi”
15 Temmuz darbe girişiminden sonra olağan üstü halin ilan edilmesinden sonra hak ihlalleri ve tutuklamaların arttığını belirten milletvekilleri, yeniden barış sürecine dönülmesi için İsveç'in girişimde bulunmasını talep ediyorlar.
ROJAVA'DA KÜRTLER PYD ÖNDERLİĞİNDE ÖZERKLİĞE KAVUŞTU
Önergede Rojava ile ilgili şu görüşlere yer veriliyor:
“Suriye'deki ayaklanmanın iç savaşa dönüşmesiyle birlikte Suriye Kürtleri örgütlenmeye başladılar. 2011 Ekim'inde 11 örgüt, kuzey ve kuzey-doğuda Kürt özerk bölge oluşturmak için Kürdistan Ulusal Konseyi'ni kurdu. Konsey, 2012 Haziran'ında resmen Kürt gerilla ve PYD ile iş birliği yaptı. Pratikte Kürtler PYD'nin önderliğinde kuzey-doğu Suriye'de üst düzeyde bir özerkliğe kavuştu.
İslam Devleti'nin ilerleyişi sonucu Kobanê ve çevre köyler her gün saldırılara uğradı. İslam Devleti ağır silahlar, panzerler ve kimyasal silahları öncelikle sivil hakla karşı kullanıyor. Durum oldukça vahim: gıda, temiz su, ilaç, yiyecek, elektrik sıkıntısı var. Şimdi ayrıca Rojava'ya giden tüm sınırlar kapatılmış durumda.”
Kürt halkının dünyanın en kapsamlı savaşıyla karşı karşıya olduğunu ve her gün pek çok hakkının ihlal edildiğini hatırlatan Sosyal Demokrat İşçi Partisi milletvekilleri, artık İsveç hükümeti ve dış dünyanın Kürtlerin kendi kaderlerini tayin etme kabul etmenin zamanının geldiğini söylüyor ve parlamentonun karar almasını istiyor.
KÜRDİSTAN'DA BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÖZETİMİNDE HALK OYLAMASI YAPILSIN
Çevre Partisi Yeşiller milletvekilleri Jabar Amin, Annika Lillemets, Carl Schlyter ve Valter Mutt da, “Kürdistan'da Birleşmiş Milletler gözetiminde halk oylaması” başlıklı önergelerinde, 1966 yılında kabul edilen vatandaşlık ve siyasi hakları düzenleyen Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin Birinci paragrafının, 160 ve 1970 yılında imzalanan sözleşmelerin tüm halkların kendi kaderlerini tayin etme haklarını güvence altına almasına rağmen Kürt Halkının en temel hakkının inkar edildiğini söylüyorlar.
Kürdistan'ın dört parçasında yaşayan Kürtler üzerindeki baskı ve saldırıları ayrı ayrı ele alan milletvekilleri, “Biz, değişik devletler arasında parçalanan Kürdistan halkının birleşik demokratik bir devlette kendi geleceğini belirleme imkanının zamanının geldiğini söylüyoruz. Bu nedenle hükümetin aktif olarak Kürt halkının bu ülkelerle birlikte mi yoksa ayı bir devlet mi kurmak istediğinin belirlenmesi için Birleşmiş Milletler gözetiminde halk oylaması yapılması için uluslararası girişimde bulunmasını istiyoruz” diyorlar.
Parlamentoya verdikleri önerge hakkında açıklamalarda bulunan Sosyal Demokrat İşçi Partisi Serkan Köse, 35-40 milyon nüfuslu Kürt halkının diğer tüm halklar gibi kendi kaderini belirleme hakkı olduğunu ve bu hakkın teyit edilmesi için İsveç Parlamentosu'nun karar vermesi ve bunun gerçekleşmesi için de hükümetin girişimde bulunması için önergeyi verdiklerini söyledi.
Önergenin önümüzdeki yılın ocak ayında parlamentoda tartışılması ve oylanması bekleniyor.